Yüksel Mert'in kaleminden Ziya Polat....
Yağmur yağıyordu. Henüz ekim ayının kapısının önlerindeydik. Kadim dostum, Ekmel Ali Okur’la, yine kadim dostumuz, eskimeyen, pörsümeyen, eprimeyen güneşin seyri artıkça, dünya devri-daim ettikçe, “tıpkı şarap gibi”, antik bir mücevver gibi değeri artan, “Ziya POLAT” BEYE doğru yol alıyorduk. Bizleri,
Adana’mızın, Sağlık Meslek Lisesi’nin bir güzel insanı olarak, aynı
zamanda müdürleri olarak karşıladılar. Kucaklaştık. Hasret giderdik. Mazinin
acılarından, yok- yoksulluklarından, mahrumiyet ve mazlumiyetlerinden
örülmüş zincirlerinden sıyrılarak, o eski günleri yeni baştan yaddettik. Zaman ırmağı, ne kadar coşkulu, ne kadar da şatafatlı akıverdi. Sevgili müdürümüz, "Bu hasbihalimiz, en kısa zamanda, öğrencilerimizin de katılımıyla, kaldığımız yerden devam etmeli" dedi. Böylesine, sıcak, albenili, tütüm tütüm dosluk, hasret tüten bir davet geri çevrilemezdi.. zaten biz de çevirmedik. İstanbul
Tüyap Kitap fuarından sonra buluşmaya, hasbihalimzi kaldığımız yerden
devam ettirmeye karar verip vedalaştık. Hani derler ya.. "Bazı şeyler vardır, anlatılmaz, yaşanır "diye. İşte, sevgili müdürümüz Ziya bey de böyle bir güzellik. Karaisalı sağlık meslek lisesinde sadece "kayıt defterlerine" değil, aynı zamanda gönül defterlerine de adını adeta bir “bayrak” gibi dikip nazlı nazlı dalgalatmayı başarmış, bir Ulubatlı Hasan bayraktarı yani öncüsü gibi bir eğitim öncüsüdür. Bu
güne kadar, onun öğrencisi olan, birlikte çalışanı olan her insanın
ondan sitayişle söz ettiğini görüp gönenmişimdir. Şu anda büyük insan,
ülkemizin yüz akı, hemen her bir şeyde önderimiz, güzeller güzeli
örneğimiz “ATATÜRK’ ümüzü nasıl olurda hatırlamayız. O ne der," Ey Öğretmenler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır" atamız, o günlerde böyle buyurur. işte, bu uyarıya en güzel örnek sevgili müdürümüzün, aynen böyle olduğuna ben tanığım. Karaisalı tanık. Bütün öğrencileri, öğretmenler dostları da tanık. Dedim ya arkadaş,"Siz bu başarıyı nasıl sağladınız?" bana, aynen ismi gibi, ışık ışık gülümseyerek ve bir büyük çoşkuyla, " SEVMEK, İŞİNİ SEVMEK, KISACASI, İŞİNE AŞK DERECESİNDE TUTKUN OLMAKLA" dedi. Ve ekleyerek, " BU DÜNYA BİR GÜN ESENLİK YURDU, BARIŞ YURDU OLACAKSA, HEP SEVGİYİ BAŞAT TUTMAKLA OLACAKTIR." Ve "DÜNYAYI, GÜZELLİK VE SEVGİ KURTARACAK" dedi.. Vedalaşarak dışarı çıktığımızda güz yağmurları bütün güzelliğiyle yağmaya devam ediyordu. Gelme kardeşim dedik, ıslanma, ama o aldırmadı. Aynen adı ve soyadı gibi, yani adı ve soyadıyla müsemma olarak, yapacağını yaptı ZİYA POLAT. | |||||
1389 kez okundu | |||||
Yorumlar | |||||
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |