Dr. Halil ATILGAN ANKARA'DAN YAZDITarih: 29 Eylül 2012. Günlerden Cumartesi. Herkesin geçtiği köprüden ben de geçmek istedim. Maltepe’den doğalgaz alacağım. Zam geliyor. Frene bas – Gaza basma meselesi beni de tahrik etti. Hanım da çok istiyor. O da mutlu olsun diyerek düştük yollara. Maltepe, dolmuş güzergâhına ters olduğu için arabamla gidiyorum. Strazburg caddesinde trafik kapandı. Saat 08 45. Bu saatte neden kapalı olur ki diye düşünürken kornalar çalmaya başladı. Demek ki hayli zamandır trafik çalışmıyor. Gıdım gıdım giderek Maltepe Kapalı Otoparkın yanındaki köprüye ulaştım. Nedir bu trafik yoğunluğu diye düşünürken doğalgaz zammından kaynaklandığı aklıma geldi. Tam köprünün altındayım. Çaresizim. Otoparka gireceğim. Yol kapalı. Tıkandı kaldı. Ne aşağı ne de yukarı trafik çalışmıyor. O sırada körün taşı gibi bir park yeri rast gitti. Hemen köprünün ayağının dibinde. Arabayı oraya park ettim. Park ettiğim yerin sağ tarafında kuyruk var. Anladım doğalgaz kuyruğu. Tam o sırada yoldan geçen bakımlı bir bayan sordu. —At kuyruğu mu? —Hayır doğalgaz kuyruğu. Kuyruk Maltepe Köprüsünün Strazburg Caddesine bakan ayağının dibinde. Nereye kadar gidiyor acaba diye yanımdakilere sordum. —Kuyruğun sonu burası. Acaba nereye kadar gidiyor. Biliyor musunuz? Biri cevap verdi:
—Sanırım binanın öbür tarafındaki yola kadar gidiyormuş. Eğer doğalgaz alacaksanız sıraya buradan girmeniz gerekiyor. Anlaşılan kuyruğun uzunluğu 1km. Yanımdakilere tekrar sordum kaç vezne çalışıyor. Sakallı birisi geriye dönerek, kim bu soran dercesine ters bir bakışla “Beş vezne” dedi. Yaklaşık kaç saat beklersem doğalgaz alabilirim diye düşündüm. Yerimi sabitleştirdikten sonra arkamdaki arkadaşa sıramı kaybetmemek üzere ileri gidip geleceğimi söyledim ve sıradan ayrıldım. Kuyruk, doğalgaz satışı yapılan binanın ilerisindeki ışıklara kadar gidiyor, oradan tekrar dönüyor. Sıra birerli kol değil. İkili üçlü. Eğer tek sıra olsa Tandoğan’daki Ziraat Bankasına kadar ulaşacak. Kuyruğun bu kadar uzun olduğunu görünce doğrusu midem bulandı. Bu sıcakta. Üstelik tatil gününde onca insanın gününü, saatini zehir etmeye kimin hakkı var diyerek ileriyi kolaçan ettim. Kuyruktaki sıramı devam ettirsem mi ettirmesem mi? Tereddütlüyüm. O ikilemle yerime geldim. Tekrar sıraya girdim. Saat 09 15. Doğrusu bu kadar çekeceğim çile, doğalgaz zammından kazanacağım paraya değer mi. Onun hesabını yapıyorum. Ben bunları düşünürken bir bayan gaz almış makbuzu elinde. Aşağıya doğru iniyor. Bayana sordum. —Kaç saat beklediniz. —Sabah erken gelmeme rağmen 1, 5 saat bekledim. Bir buçuk saat doksan dakika yapar. Ben acaba kaç saat beklerim. Herhalde sıra gelinceye kadar üç dört saat geçer. Bayan: “Çok beklemezsiniz” diye bir laf etti. Ve beni de kandırdı. Yoksa niyeti bozmuştum. Beklemeyecektim. Çünkü ettiğimiz hayır ürküttüğümüz kurbağaya değmeyecekti. Bu kuyrukta üç saat beklemek yaşı yetmişe dayanmış bir kişi için hiç de kolay bir iş değildi. Fakat evden doğalgaz almak üzere çıktım. Erkeklik var serde diyerek beklemeye karar verdim. Kuyruk gıdım gıdım ilerliyor. Uzadıkça uzuyor. Tam geriyi göremiyorum. Sıhhiye Köprüsüne kadar uzandığı söyleniyor. Sıraya gireli 45 dakika oldu. Ancak doğalgaz satışı yapılan binanın kapısına kadar gelebildik. Kapıda güvenlikçiler vatan kurtaran aslan gibi. Gün bu gün... Fırsat bu fırsat. Kendini gösterecek ya… Biri bağırıyor: “Paranıza, cüzdanınıza mukayyet olun. Aramızda cepçiler var. Onlar için bugün burası bayram yeri. Herkesin cebinde en az beş yüz lirası var. Dün burada kavga çıktı. Bu günde kavga çıkarabilirler. Kurt bulanık havayı sever. Benden söylemesi” Sıradakilerden biri: “Ağaların sayesinde cepçilere gün doğdu. Hükümet doğalgaza zam yapsın, cepçiler bayram etsin. Dünyanın neresinde görülmüş. Yetkililer ahkâm keserek doğalgaza zam yapılacağını söyleyecek. Cepçiler bayram edecek. Zammı yapacaksanız televizyonlardan tüm Türkiye’ye neden duyuruyorsunuz. Sessizce yapın gitsin. Milleti saatlerce kuyrukta bekletmenin ne âlemi var. Ayıp değil mi? Sıradakilerden bir başkası: —İşte böyle Avrupa Birliğine girilir. Hükümet zam yapacağını önceden duyurur. Sizde ala namaz ( Sabahın çok erken saati) gelir burada sıraya girersiniz. Ne kadar kazanacağınız da belli değil. Zam gelmeden önce doğalgaz alarak kazanacağınız para bu rezalete değer mi? Düşündünüz mü? Sıradakilerden biri: —Pekiyi, siz düşündünüz mü? — Ben düşündüğüm için buradayım. Emekliyim. Benim için beş kuruş beş kuruş. Kılı kırk yararak aybaşını getiriyorum. Yetkililer bu rezaleti görmüyor mu? Birini getirip bu sırada bekleteceksin ki o zaman Hanya’yı Konya’yı görecek. Sıradakilerden başka bir ses: - Kimi bekleteceksin. O sakallı biri var ya. Önce doğalgaza zam yok diyen. Neydi onun adı. Biri cevap veriyor: Taner Yıldız. —Ha… Onu getirip bu kuyrukta bekleteceksiniz. Böyle homurdanmalar ve hükümet aleyhinde konuşmalarla kuyruk ilerliyor. Benim sıram binanın önündeki otobüs durağına kadar geldi. Doğalgaz binasının önünü AKP bayram yerine çevirmiş. 19 Mayıs – 30 Ağustos bayramlarını kutlamayan AKP 4. Olağan Kongresini yapıyor. Her taraf bayram yeri gibi. Ampullü flamalar ortalıkta şan veriyor. Etrafa ışık saçan ampuller gölgesinde doğalgaz kuyruğu bekleyen yüzlerce kişi. Hâdiseyi haber yapan TV kanalları. Kişiler konuşuyor. Sıkıntısını dile getiriyor. Bir ses yükseliyor. “Hiç kimsenin dert yanmaya hakkı yok. Sizler getirmediniz mi bu iktidarı başımıza. Sizin oylarınızla gelmedi mi? Bu ampullü flamaları siz diktirmediniz mi? Yörük kızının dediği gibi hem giderim hem ağlarım. Hem oyumu veririm. Hem de bu rezilliği çekerim. Hiç kimsenin konuşmaya hakkı yok. Bakın adamlar bayram yerine döndürmüş burayı. 30 Ağustos Zafer Bayramında buralarda Türk bayrağı gördünüz mü? Bayram olduğunu hissettiniz mi? Bakın başbakanın partisinin kongresi her tarafta bayraklarla halka duyuruluyor. Vay benim ülkem vay. Vay benim milli bayramları yasaklayan ülkem vay.” Bir başkası söze karışıyor. Sokak serbest kürsü. Herkes düşüncesini söylüyor. Kızgın. Hiddetli. Suratlar asık. Konuşmalar sert. -Arkadaşlar bu ustanın marifetidir. Usta olmak kolay kolay herkese nasip olmaz. İşte sizin Usta’nızın marifeti bu... Zammın olacağını televizyondan ilan et. Doğalgaz almak için sırada bekleyen insanların haline bak. Herkes kuzu kuzu. Ne imiş zam olmadan ne alabilirsem o kârdır diyerek koşmuş Maltepe’ye. Hani ahkâm kesenlerden birini gösterin. Gelsin de size sorsun bakalım. Sabah sabah ne işiniz var burada. Desin bakalım haydi. Kim diyecek. Başbakan mı? Yardımcısı Bekir Bozdağ mı? Yoksa Bülent Arınç mı? Çıksın birisi sorsun ne işiniz var desin de ben de cevap vereyim. Bak ilerdeki sırada biri Zaman gazetesi okuyor. Resmen beni tahrik ediyor. Arkasındaki sayfaya bakın. Tam sayfa kongre ilanı. Bu ilanı, Sözcü, Aydınlık, Cumhuriyet, Yeniçağ gazetesinde göremezsiniz. Bakın bakın!... İlana bakın. Büyük Millet Büyük Güç Hedef 2023 Sıradakiler, kuyruktakiler, analar bacılar, kızlar kızanlar. Zaman gazetesindeki ilanı görün ve varlığınızdan utanın. İşte bunlar ustanın marifeti. Zam yap. İlan et. Bayraklarla süsle har tarafı. Vatandaş da üç saat sırada beklesin. Dünyanın neresinde görülmüş. Başka bir yerde göremezsiniz bunu. Kendi ülkesinin değerlerini kötülemek için olağan üstü kampanyalar yürüten. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü pasifize etmek için elinden gelen gayreti gösteren başka bir hükümet daha gösteremezsiniz. O bizim ülkemize hastır. Yakında göreceksiniz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü de terörist ilan edip mahkûm ederlerse hiç şaşmayın. Çünkü: Büyük Millet Büyük Güç Hedef 2023
İşte Usta’nın marifetleri. Homurtular devam ederken nihayet sıra bana geldi. Saat 12 30. Yaklaşık üç buçuk saattir bekliyorum. Çok şükür bugün büyük Usta’nın marifetine nail olduk. Nasibimizi aldık. Hayırlı uğurlu olsun: Doğalgaz kuyruğu sırasında üç buçuk saat bekleyen 70 yaşında bir adam. Vay benim ülkem vay. Kolay mı Usta olmak. Herkese nasip olmaz. Ustamın adı Hıdır / Elinden gelen budur. Bakmakla usta olunsaydı köpekler kasap olurdu. KAMYONCU EDEBİYATINDAN BİR ÖRNEK: YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL / YA DA GÖZÜME GÖRÜNME. |
706 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |