AKP HÜKÜMETİ ÇİFTÇİYİ BİTİRDİ MHP’li Yılmaz konuşmasında hükümetin tarım politikasını eleştirerek, “AKP Hükûmetlerinde tarımın geldiği nokta içler acısı bir hâldedir. On yıllık AKP Hükümetleri tarım politikalarını, çiftçinin bitirilmesi, tarımın küçültülmesi ekseninde oluşturmuştur. Türk tarımı gün geçtikçe kan kaybederken AKP Hükümetleri, Türk çiftçisini desteklediğini, tarımın kalkındığını, tarımda büyük gelişmelerin yaşandığını iddia etmektedir. Ancak elde olan rakamlar ve ülkemizdeki çiftçilerin yaşadıkları sıkıntılar bu söylemlerin ne kadar yanlış olduğunu ortaya koymaktadır. VERİMLİ TARLALAR VERİMSİZ HÜKÜMETE TUTSAK
“AKP Hükûmetleri dönemi, Türk çiftçisi için tarihinin en zor dönemidir”. İddiasında bulunan MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, Verimli topraklarımızın hükümetin yanlış tarım politikası nedeniyle çiftçi için verimsiz hale getirildiğini söyleyerek, “Çiftçi ürettiği ürünün para etmemesi nedeniyle borçlarını ödeyememekte. Bu olumsuz durum karşısında bankalara ipotek ettirdiği tarlaları, bahçeleri ellerinden alınarak durum daha vahim hâle gelmektedir. Bugün, ailece aylarca uğraşıp ürettikleri ürünler masrafları karşılamamakta, buna mukabil bankalar kıskaç altına almakta ve birçok alanda su, elektrik sayaçları borçlarını nedeniyle sökülmektedir. Bir sonraki döneminin ürününü ekebilmek, yetiştirebilmek için bankalardan kredi kullanan çiftçimizin borcunu biraz geciktirmesi, tarlasının ve arazisinin bankalar tarafından el konulmasıyla sonuçlanmaktadır”. Dedi. ÇİFTÇİ BORÇ, HACİZ, İCRA KISKACINDA “Çiftçimiz, köylümüz hiçbir dönem bu kadar sahipsiz, bir başına bırakılmamıştır”. Teşhisinde bulunan MHP Adana milletvekili Seyfettin Yılmaz, TBMM kürsüsündeki konuşmasına şöyle devam etti, “On yılda gelinen noktada çiftçi, borç, haciz, icra ve hapis kıskacında inim inim inlemektedir. Girdi maliyetlerinin çok yüksek olması, ürettiği etin, sütün, buğdayın, mısırın, arpanın, meyve ve sebzenin para etmemesi çiftçinin belini bükmüştür. Buğday taban fiyatlarını -buradan defalarca ısrarlarımıza rağmen- Çukurova'da, Konya'da, Harran'da çiftçi malını tüccara kaptırdıktan sonra açıklamayı gelenek hâline getirdiniz. Ayrıca, çiftçi, ürününü Toprak Mahsulleri Ofisine -buğdayı- teslim etmek için tam bir merasime tabi tutulmaktadır. TRAKTÖR MAZOTUYLA LÜKS JEEP MAZOTU AYNI FİYAT “4 çeker cipe, lüks arabalara satılan mazot ile çiftçinin kullandığı traktöre, biçerdövere, patpata konulan mazotun aynı fiyat olması kabul edilebilir bir durum değildir” Şeklinde konuşan Yılmaz, “Tarımın en önemli girdilerinden olan mazot, tohum, fide, ilaç ve gübrede ÖTV ve KDV kaldırılmalıdır. Yine, tarımsal sulamada kullanılan elektrikte ÖTV ve KDV kaldırılmalıdır. Belki bu şekilde, can çekişmekte olan çiftçimize bir cansuyu verebiliriz. FAİZ LOBİSİ SERVET KAZANDI ÇİFTÇİ FAKİRLEŞTİ On yıllık iktidarınızda faiz lobisi paradan para kazanırken, servetine servet katarken, 10 kat zengin olurken, çiftçilerimiz, köylülerimiz gün geçtikçe geriye gitmektedir. Şehirde, taşeron firmada asgari ücretle çalışmak için yol arayan tarım sektörünün durumu sayenizde içler acısıdır. Şimdi, böyle bir denge içerisinde, üretici ürettiği üründen nasıl para kazanacak, bu üretimi nasıl devam ettirecek? Peki, bu dengeleri kim kuracak? Bunu Hükûmet kuracak ama Hükûmet izliyor. Hükûmet sadece şunu söylüyor, eline tabloyu alıyor bizim Tarım Bakanımız "Biz tarımsal ürüne destek veriyoruz; geçen yıl 7,2 milyar lira verdik, 8 milyar liraya çıkarttık, bu sene 8 milyarın üzerini de öngörüyoruz." gibi birtakım ifadelerde bulunuyor. Üretici ne yaparsa yapsın! "Saldım çayıra Mevla'm kayıra." şimdi böyle bir anlayışla Türkiye'de tarımı bir noktalara getiremezsiniz. SÜT ÜRETİCİLERİ KRİZDE Son günlerin, hatta son yılların en önemli sorunlarından bir tanesi de spesifik olarak hayvancılık sektöründe yaşanıyor. Bakın, 2007'den bu yana özellikle, bir aşağı bir yukarı, mehter takımı misali iki ileri bir geri; hayvancılık sektörünün durumu bu. Önce süt üreticileri krize girdi, 2007-2008 yılları yem fiyatları arttı, üretim yapamadı, süt hayvanları kesildi. Ardından, 2009 yılı ortalarından sonlarına doğru et üreticileri krizi yaşandı. Yine, dönemsel birtakım tedbirler… 7 milyar lira faizsiz kredi dağıtıldı, bu süre içerisinde milyarlarca lira hayvancılığa desteklemeler ödendi. Peki, bugün gelinen nokta ne? Yine hüsran, yine pişmanlık, yine iflas. Yine insanlar bağırıyor, 1 kilo süt satıyor, 1 kilo yem alamıyor, borçlarını ödeyemiyor. Adam kredi almış sıfır faizli diye, cazip kredi diye, teşvik kredisi diye, sizlere inanarak 6-7 milyar liraya krediyi almış ama bugün ne hâle gelmiş? Bugün 3.000-3.500 liraya bu ineğini satamıyor. Peki, ben size soruyorum, bu nasıl sıfır kredidir? |