Çukurova Belediye Başkanlığına CHP’den Aday adayı olan Mimar Erkan Karakaya, neden aday adayı olduğunu açıkladıUzun yıllar Mimarlar Odası Adana Şubesinde yöneticilik ve başkanlık, Ankara’da Mimarlar Odası’nın Genel Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunan ve halen TMMOB Yüksek Onur Kurulu Üyesi olan Mimar Erkan Karakaya CHP’den neden Çukurova Belediye Başkanlığına Aday Adayı olduğunu açıkladı. Adana’da çeşitli sivil toplum örgütlerinde aldığı görevler ve çalışmaları ile tanınan Mimar Erkan Karakaya, “Çağdaş, Laik, Cumhuriyetçi ve Atatürkçü bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak; yaşamım boyunca sol bir mantıkla düşünmeye, sol bir söylemle konuşmaya ve sol bir yaşam tarzıyla hareket etme samimiyeti ve gayreti içerisinde oldum. Merkezinde insan olan sosyal demokrat ilkeler her zaman yaşam felsefemin şekillenmesinde en etkin rolü oynamıştır. “ dedi Mimar Erkan Karakaya aday adaylığı ile ilgili yazılı açıklamasında şöyle dedi: NEDEN ADAY ADAYLI OLDUM? “Çevremde yaşananların daha doğru yapılabilmesi, demokratik bir ortamda, kişilerin yararından çok toplumsal yararı göz önünde bulundurarak yönlendirici olmaya çaba gösterdim. Gün oldu bu mücadelemden sonuç alabildim, gün oldu girişimlerim rant ve çıkar çevreleri karşısında sonuçsuz kaldı. Ancak verdiğim savaşımın yaşadığım çevreye karşı bir aydın sorumluluğu olduğu bilinciyle, yılmadan sürdürülebilir bir gelecek için sürdürülebilir bir çevre yaratmanın kararlılığı içerisinde hareket ettim. Türkiye’de son 30 yılda gerçek sosyal demokrat anlayışın uzun süreli iktidar olmaması sonucuyoksulluğu ve yolsuzluğu ortaya çıkartmıştır. Ülkemizdeki olumsuz genel durum kentlerimize ve yerel yönetimlere yansımıştır. Plansızlık, çarpık yapılaşma, popülist yatırımlar ile oluşmuş şehirler, eş dost kayırmacılığına dayalı arsa ve arazi yağması temelinde bir imarlaşma, yolsuzluklarla iç içe geçmiş yerel yönetimler anlayışı kentlerimize hakim kılınmıştır. Erki elinde tutan AKP iktidarı da kentlerimizin bugünkü durumunun yarattığı ortamdan, siyaseten beslendikleri için bu durumu ortadan kaldırmaya yönelik samimi bir yaklaşım göstermemişlerdir. Durum Adana özelinde de böyledir. Yıllardır yerel yönetimlerde erki elinde tutan sağ anlayışlar, kenti bir bütün olarak algılayamamışlar ve çağdaş bir Adana yaratılması doğrultusunda doğru adımlar atamamışlardır. Temel çıkışın, toplumun güçlenmesinde, dolayısıyla toplumun bir ferdi olan insanın güçlenip gelişmesinde olduğunu görememişler ve bu konuya dönük olumlu hiç bir çaba içerisinde olmamışlardır. 3000 Yıllık geçmişinden bugüne kadar gelen ve kentin kimliğini oluşturan tarihi, kültürel yapıları da tam anlamıyla kaderine terk edilmiştir. Buralara yatırım yapmayı riskli gören anlayışlar, kentin gelişiminde söz sahibi olmuşlardır. ADANA KÜLTÜREL KİMLİĞİNDEN KOPARILDI Kent, kültürel kimliğinden kopartılmış, yeni Adana denilen tam anlamıyla spekülatif bir anlayışın ürünü olan bir imar uygulamasıyla bakir bir bölge olan kuzeye kaydırılmıştır. Bu bölgede ön görülen ve uygulamaya sokulan imar planları kamu yararından çok kişi yararını gözeten arsa ve arazi yağmasından pay dağıtma planları şeklinde geliştirilmiştir. Bu uygulamalar ve tercihler, yeni yapılaşma bölgelerini yeşilden yoksun beton konut yığınları şekline dönüştürmüş kent ile entegrasyonu sağlanamamıştır. Hiçbir master planın eki olmayan bu planlar, süreçte mevcut spekülatif şeklini bile koruyamamış, daha çok kar ve daha çok siyasi rant uğruna, popülist bir şekilde belediye meclislerinde, belediye başkanlarının elinde yap-boz tahtasına dönüştürülmüştür. PLANSIZ YAPILAŞMAYA ÖDÜN VERİLDİ Sürekli göç baskısı ve nüfus yığılması ile büyümek zorunda kalan Adana’da bir yandan imar politikaları bu baskıyla tam bir teslimiyet içerisinde kaçak, plansız yapılaşmaya ödün verici tutumlarla şekillenir iken, diğer yandan kentsel ve toplumsal hizmet tercihlerine de popülist politikalar hakim olmuştur. Adana’da kaçak yapılaşma alanları alt yapıdan yoksun, yasadışı kent bölgelerine dönüşmüştür. Bu olumsuz yaklaşımlar sonucunda; Kentin imar ve yapılaşma kültüründe plansızlığın, keyfiliğin ve kimliksizliğin hakim olması, Yasadışı, kaçak yapılaşma ile oluşmuş kent alanlarının gettolara benzer izole yerleşimler haline dönüşmesi ve kaderlerine terk edilmesi, Yeni oluşan kent alanlarının tamamen rant ve spekülatif amaçlı, mimari düzenden uzak bir yerleşme anlayışı içerisinde yaratılması, Kentin tarihi ve kültürel hafızasının zayıflatılması ile yaratılan yabancılaşma, Göçler, ekonomik sıkıntılar ve siyasi kayırmacılıklar neticesinde kamusal alanların işgali, Çevreye karşı duyarsızlığın getirdiği görüntü kirliliği olarak ortaya çıkmıştır. BİRİKİM VE DENEYİMİMİZLE SORUNLARIN ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ Saydığımız bu sorunlarla boğuşan kentimiz, bir dönemlik Çukurova ilçe belediyesindeki sosyal demokrat belediyecilik döneminin dışında Adana genel olarak beceriksiz ve birikimsiz yöneticilerin elinde daha çok derinleşen bir kentsel kaos içerisine girmiştir. Bu kentte yaşayan, bu kente var olmuş ve geleceğini de bu kentte gören, çevresine duyarlı bir vatandaş olarak, sosyal demokrat dünya görüşüm ve mesleki birikimim ile bana destek olan sivil toplum örgütlerine ve partime güvenerek ilçemde yaşanan tüm sorunların üstesinden geleceğime inandığım için Cumhuriyet Halk Partisi’nden, Adana’da Çukurova İlçesine Belediye Başkan Aday Adayı oldum. “ |
815 kez okundu |
Yorumlar |
21/10/2013 13:35 BOŞA kürek çekme ne olursun. Misafir - hacı dayı |