Adana’nın AKP iktidarı dönemindeki kadar hiçbir dönem sahipsiz bırakılmadığını belirten Seyfettin Yılmaz, “Cezalandırılan Adana, AKP iktidarına 30 Mart’ta gereken dersini vererek sandığa gömecek ve MHP’li adaylarımızı başkan seçecektir” dedi.

ADANA- MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, Adana’nın AKP iktidarı dönemindeki kadar hiçbir dönem sahipsiz bırakılmadığını söyledi. İktidarın Adana’da övünebileceği tek noktanın kenti işsizlikte Türkiye şampiyonu yapmasını olduğunu ifade eden Yılmaz, “Cezalandırılan Adana, AKP iktidarına 30 Mart’ta gereken dersini vererek sandığa gömecektir. Adanalının yaşadığı magduriyeti, başta Büyükşehir adayımız Hüseyin Sözlü olmak üzere tüm belediye başkan adaylarımızı seçerek gidereceğine eminim” dedi.

MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, Seyhan İlçe Başkanı Yusuf Kanlı ile Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir’i ziyaret etti. MHP’nin yerel seçimleri önemsediğini, Adana’da 16-0 yapmayı hedeflediklerini söyledi. Belediye Başkan adaylarını ilk açıklayan parti olduklarını, Büyükşehir Belediye Başkanlığına Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’yü aday gösterdiklerini belirten MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, “Adana Merkezde Seyhan ve Sarıçam adaylarımızı da en kısa sürede açıklayacağız. Yerel seçimleri çok önemsiyoruz. İktidara Adanalıların 30 Mart’ta gereken dersi vereceklerine inanıyoruz.” şeklinde konuştu.

ADANA İKTİDAR CEZALISI

AKP iktidarı döneninde Adana’nın cezalandırıldığını ifade eden MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz,  şöyle konuştu:

“Sanayi ve Tarımın başkenti olarak bilinen Adana artık işsizlikle anılıyor. İşsizlik her geçen gün artıyor. Adana’dan yetişmiş insan göçü var. Her 4 kişiden birinin işsiz olduğu kente yatırımcı da gelmiyor. AKP İktidarı emeklimizi, esnafımızı, çalışanlarımızı, çiftçimizi, sanayicimizi perişan etti. Adana İnim inim inlemektedir.

AKP Hükûmetleri dönemi, Türk çiftçisi için tarihinin en zor dönemidir. Çiftçi, ürettiği ürünün para etmemesi nedeniyle borçlarını ödeyememekte. Bu olumsuz durum karşısında bankalara ipotek ettirdiği tarlaları, bahçeleri ellerinden alınarak durum daha vahim hâle gelmektedir. Bugün, ailece aylarca uğraşıp ürettikleri ürünler masrafları karşılamamakta, buna mukabil bankalar kıskaç altına almakta ve birçok alanda su, elektrik sayaçları borçları nedeniyle sökülmektedir. Bir sonraki dönemin ürününü ekebilmek, yetiştirebilmek için bankalardan kredi kullanan çiftçimizin borcunu biraz geciktirmesi, tarlasına ve arazisine bankalar tarafından el konulmasıyla sonuçlanmaktadır. Çiftçimiz, köylümüz hiçbir dönem bu kadar sahipsiz, bir başına bırakılmamıştır.

On yılda gelinen noktada çiftçi, borç, haciz, icra ve hapis kıskacında inim inim inlemektedir. Girdi maliyetlerinin çok yüksek olması, ürettiği etin, sütün, buğdayın, mısırın, arpanın, meyve ve sebzenin para etmemesi çiftçinin belini bükmüştür. Dörtçeker cipe, lüks arabalara satılan mazot ile çiftçinin kullandığı traktöre, biçerdövere, patpata konulan mazotun aynı fiyat olması kabul edilebilir bir durum değildir.

Tarımın en önemli girdilerinden olan mazot, tohum, fide, ilaç ve gübrede ÖTV ve KDV kaldırılmalıdır. Yine, tarımsal sulamada kullanılan elektrikte ÖTV ve KDV kaldırılmalıdır. Belki bu şekilde, can çekişmekte olan çiftçimize bir cansuyu verebiliriz.

On yıllık iktidarınızda faiz lobisi paradan para kazanırken, servetine servet katarken, 10 kat zengin olurken, çiftçilerimiz, köylülerimiz gün geçtikçe geriye gitmektedir. Şehirde, taşeron firmada asgari ücretle çalışmak için yol arayan tarım sektörünün durumu sayenizde içler acısıdır. Üretici, ürettiği üründen nasıl para kazanacak, bu üretimi nasıl devam ettirecek? Peki, bu dengeleri kim kuracak? Bunu Hükümet kuracak ama Hükümet izliyor.”