"Benim CHP'ye davet edilmemden daha doğal ne olabilir? Adana gibi bir kentte beş kere seçim kazandım. Yarın aday olayım yine seçilirim. Çünkü ben ılımlı bir insanım. Atatürkçü, mukaddesatçı ve laikim"

İşte Barış Yarkadaş'ın Aytaç Durak ile görüşmesini içeren yazısı;

Aytaç Durak: Ben siyasetin Fatih Terim'iyim

Durak, "Ben beş kez seçim kazandım'' diyor, muhalifleri ise eleştiri dozunu yükseltiyor

''CHP'nin en aktif üç örgütü hangisidir?'' diye sorsanız, buna hiç düşünmeden, Hatay, Adana ve İzmir cevabını veririm.

Neden mi?

Çünkü; son bir haftadır, yazdığım haber ve köşe yazılarından dolayı telefonum hiç durmuyor. Adana, Hatay ve İzmir üçgeninden arayan, dert yanan, desteklediği adayın propagandasını yapanların sayısı, neredeyse 1500'e ulaştı. Telefon trafiği yüzünden, telefonumu günde en az üç kez şarj etmek zorunda kalıyorum.

Pazartesi günü, telefonumu şarj etmek için fişe takmış ve sessize almıştım. Şarjı kontrol ederken, gözüme cevapsız aramalar ve SMS'ler ilişti. Bu SMS'lerden birinde şu yazıyordu: "Barış Bey, ben Aytaç Durak. Sizi aradım ama ulaşamadım. Beni arayabilir misiniz?''

Aytaç Durak'ın numarası fihristimde kayıtlı olmadığı için SMS'in gönderildiği rakamları çevirdim. Adı son dönemlerde CHP'nin Adana Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayları arasında geçen Durak, gayet kibar ve nazik bir tavırla söze girdi. Durak, ''Barış Bey, hakkımda yazılıp çizilenlerden sonra ilk kez bir gazeteciyi arıyorum. Birçok gazeteci benimle konuşmak istedi ama hiç birini kabul etmedim. Ancak; sizi aramak istedim'' dedi. Gerçek Gündem.com'da kendisi  hakkında yazdıklarıma ''içerlediği''ni söyleyen Durak, "Sizi bu yüzden aramak istedim'' diye de devam etti.

Adının CHP Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adaylığı için geçmesinin ardından medyada birçok şey yazılıp çizildiğini belirten Durak, şöyle konuştu:  "Ben CHP'den aday olacağım, ya da aday olmak istiyorum demedim. Taş yerinde ağırdır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine CHP'yle görüştük. Kılıçdaroğlu ile görüşmek için kimseyi araya koymadım, ben CHP'ye davet edildim.''

Durak, CHP'den kendisine yönelik davetin kim ya da kimler tarafından getirildiğini ise ''şu aşamada'' söylemek istemediğini belirtti. Ardından da ekledi: "Benim CHP'ye davet edilmemden daha doğal ne olabilir? Adana gibi bir kentte beş kere seçim kazandım. Yarın aday olayım yine seçilirim. Çünkü ben ılımlı bir insanım. Atatürkçü, mukaddesatçı ve laikim... Kılıçdaroğlu bunu bildiği için önüne gelen fırsatı kullanmak ve Adana'yı kazanmak istiyor.''

Aytaç Durak'a, "Sayın Durak, siz böyle diyorsunuz ama, benim gördüğüm tablo tam tersi. Sizinle ilgili yazdıktan sonra telefonlarım susmak bilmiyor. Sizi destekleyen tek bir Adanalı bile görmedim'' dedim. Durak, bu sözlerime "Olur mu efendim, beş kere seçim kazanan bir siyasetçiyim, sevilmesem seçimleri nasıl kazanırım?'' karşılığını verdi. Kendisiyle ilgili eleştirileri gündeme getiren siyasetçileri ise "kıskanç'' olmakla itham etti. Durak'a göre, uzun yılardır seçimlere giren ve karşısında hep yenilen isimler, CHP Genel Merkezi'ne ''siyasi baskı'' yaparak, adaylığını engellemeye çalışıyormuş...

Durak, söze bu şekilde devam edince araya girdim ve "Bunları yazacağım'' dedim. Durak, "Yazmanız için değil, bilmeniz için anlatıyorum'' cevabını verdi. Kendisine gazeteciliğin temel ilkelerinden birini hatırlattım ve şunu söyledim: "Sayın Durak ben sizin sırdaşınız değilim, bunların en azından bir kısmını yazmak zorundayım. Aksi taktirde, meslek ilkelerini ihlal etmiş olurum.''

Durak, bu cevabım üzerine, perşembe gününe kadar süre istedi. Bugün perşembe, ben Durak'a verdiğim sözü tuttum. Şimdi ise Durak'la yaptığım görüşmeyi size aktarıyorum. Zira, çarşamba gecesi Halk TV'de yayınlanan ''Nereye Gidiyoruz?'' adlı programda da Durak'la yaptığım görüşmeyi bu köşede yazacağımı duyurdum.

Durak, hem pazartesi gecesi hem de salı sabahı aradı. TGRT'de Durak'ın aleyhine yaptığım konuşmadan rahatsız olduğu belliydi. Bunu da açıkça söyledi. Salı sabahı beni yeniden arayan Durak'a, "Dün geceden beri telefonlarım susmak bilmedi. Adana'da size karşı büyük bir tepki var'' dedim. Ardından da ekledim: "Diyelim ki aday yapıldınız. Peki o koltuğa oturabilecek misiniz? Hakkınızda onlarca soruşturmanın ve davanın olduğu biliniyor.''

Aytaç Durak, hemen cevap verdi: "Kamuoyu bunu yanlış biliyor. Sayın Kılıçdaroğlu ile havalaminanda karşılaştık birkaç ay önce. Bana (Davalar nasıl gidiyor) diye sordu. Kendisine (Benim hakkımda hukuki değil, siyasi davalar var) dedim. Seçmemin de seçilmemin de önünde bir engel yok. Yarın seçilirsem Adana'nın Büyükşehir Belediye Başkanı olarak koltuğa otururum.''

Durak'a kendisine yönelik 84 soruşturmanın olduğunu hatırlattım. 78 yaşındaki politikacı, konuşmasını "Bunlar yıllardır ayağına bastığım kişilerin söylemleri. Benim bir siyaset tarzım var. Bu tarz Fatih Terim'inki gibidir. Ben siyasetin Fatih Terim'iyim... Prensiplerim, tarzım ve uygulamalarım var'' diyerek sürdürdü. Ardından da ekledi: "Benim seçime girdiğim parti birinci, ayrıldığım parti sonuncu olur. Dürüst, sağlam ve sağlıklı politika yapıyorum. Yüzer gezer olarak adlandırılan oyların tamamı bana gelir. Kırsalın, köylülerin tamamı beni sever, bana oy verir. Karşımda büyük bir Şer Cephesi var. Ama nasipse onları da yenecek ve Adana'yı CHP'ye kazandıracağım.''

Gerçek Gündem'de kendisi hakkında yapılan yorumların ''üzücü'' olduğunu da belirten Durak, "Sizi TGRT'de izledim. Samimi bir kişiye benziyorsunuz. Ama ben sizi aydınlatmak istiyorum, beni yanlış tanıyorsunuz'' dedi. Kılıçdaroğlu'nun, Adana kırsalından oy alabilecek ''tek kişi'' olarak kendisini gördüğünü de belirten Durak, konuşma sırasında bir de espri yaptı. Durak, "Burada hep ben kazandım, CHP kaybetti. Şimdi bir kez de CHP'ye kazandırmak ve CHP'yle helalleşmek istiyorum'' ifadesini kullandı.

"Geçmişimde hiçbir karanlık yanım yok. 84 müfettişle beni sorguladılar. Hiçbir şey bulamadılar, duvara çarptılar'' diyen Durak, kendisinin ''rasyonel'' çalıştığını da belirtti. ''Suç bulamayınca benim için suç icat ettiler'' diye konuşan Durak, CHP'lilerin kendisine sıcak bakmadığımı söylemem üzerine, "Niye bakmasınlar, ben bu kente İnönü'nün heykelini yapmış adamım'' ifadesini kullandı.

Durak'la daha birçok şey konuştuk. Ancak yazı çok uzadığı için burada keselim. Yukarıda yazdıklarım, meselenin özünü ortaya koyuyor. Aytaç Durak, özetle, "CHP'nin Adana adayı benim'' diyor.

Ancak Ankara'da esen rüzgar ise bunun tersini söylüyor. CHP Genel Merkezi, Aytaç Durak'a yönelik tepkilerden dolayı, kente ilişkin planını gözden geçiriyor. Zihni Aldırmaz, Soner Çetin, Akif Akay, Turgay Develi, Ali Tekin, Rukiye Cinkılıç ve diğer adayların ismi masaya yeniden yatırılıyor. Aytaç Durak'ın akrabası olduğu söylenen Akif Akay'ı destekleyenler, rüzgarı Akif Akay'dan yana estirmeye çalışıyor. Bazı anketlerde, Akif Akay'ın üst sıralarda çıktığı belirtiliyor.  MYK'daki bazı üyelerin de Akif Akay için "Adana'nın yerlisi, seçimde yüksek oy alır'' değerlendirmesi yaptığı biliniyor. Yaklaşık 17 aydır emek veren Soner Çetin, Turgay Develi ve Ali Tekin de çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Mevcut başkan Zihni Aldırmaz da parti içindeki kulislerini sürdürüyor. Zihni Aldırmaz ve ekibinin de CHP içinde güçlü bir lobiye sahip olduğu biliniyor. Adana siyasetini bilenler, ibrenin son anda Zihni Aldırmaz'a dönmesinin şaşırtıcı olmayacağını söylüyor. Genel Merkez'deki bazı isimlerde bu tespiti doğruluyor. Zihni Aldırmaz adaylık yarışının favori isimleri arasındaki yerini koruyor.

Adana'ya ilişkin net bir şey söylemek şu an için zor görünüyor. Önümüzdeki on gün içinde, büyük bir aksilik çıkmadığı taktirde, Adana'nın adayı belli olacak. CHP'den adaylığının garanti olduğunu söyleyen Aytaç Durak da bu süreç içinde, ''hukuki durumunu anlatan'' bazı ilanları gazetelere verecek. Buna ilişkin bir teklif Gerçek Gündem'e de yapıldı.  Aytaç Durak'ın oğlu Gökhan Durak tarafından getirilen bu teklifi ''şimdilik'' kabul etmedik. İlanı, içeriğine baktıktan sonra değerlendirmeye alacağız. Durak Ailesi, "CHP kamuoyunun gerçekleri bizden dinlemesini istiyoruz'' diyor ve ilanlarla halka seslenmek istiyor.

Bu arada, Durak Ailesi'nin hukuk danışmanının CHP milletvekili olduğunu belirtmeden de geçmeyeyim...

Size aslında Hatay ve İzmir üzerine de birşeyler söylemek istiyordum... Ancak Adana gündemi, köşenin tamamını kapladı. Çarşamba gecesi Halk TV'de söz verdiğim için, bu yazıyı ''iki arada bir derede'' yazdım.

Önümüzdeki günlerde, yine devam ederiz...

Yorumlar