Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi201
Bugün Toplam873
Toplam Ziyaret1823563

"Bugün itibariyle Aski’de, Otobüs İşletmesinde, Ekmek Fabrikalarında çok sayıda evladımız çalışmakta, evlerine aş ve ekmek götürebilmektedirler. Bütün bunlar, Adana’nın yerlisi bir Belediye Başkanının seçilmesinin sonucudur."

Yazarımız Oğuz Adem Selçuk, balık hafızalı toplumuza 1989 yıl öncesi ve sonrasını hatırlatarak, 30 Mart'ta verilecek oyların iyi düşünülmesi gerektiğnin altını çizdi. Selçuk, "Sadaka verirken nasıl yakınımıza veriyorsak, oylarımızı da aynı ölçüler içerisinde vermeliyiz. Bizi bilene… Bizim bildiğimize" dedi.

Selçuk, "İster kabul edelim, ister görmemezlikten gelelim ama bütün siyasi partilerde bir bölgecilik, bir hemşericilik ve bir mezhepçilik maalesef vardır. Yasal olarak olmaması gerekir ama bu bir realitedir ve fiilen vardır. Bu gerçeği görerek hareket etmek zorundayız" diye yazdı.

Selçuk'un yazısı aynen şöyle:

"Değerli Hamşehrilerim

30 Mart Yerel Seçimleri, Türkiye için bir dönemin sona ermesi veya yeni bir sürecin başlaması olacaktır. Bir başka anlatımla, ya 2002 yılından beri dönüştürülmeye ve değiştirilmeye çalışılan mevcut rejimin bütün kurumları yok olacak ya da bu 10 yılda rejimin maruz kaldığı travma ve yaralar onarılarak Cumhuriyet yeniden tesis edilecektir.

1969 yılından beri siyasetle ilgilenmekteyim.  Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisinin, Milliyetçi Hareket Partisi adını aldığı 9 Şubat 1969 Tarihindeki Kongrede Adana Kapalı Spor salonunda Ülkü Ocaklı 16 yaşında bir genç olarak görevliydim. 1999 yılında emekli olduktan sonra bir süre fiilen siyasetin içinde bulundum. Şimdi ise, izlemekteyim. Herhangibir siyasi kartvizitim bulunmamaktadır.

Türkiye’de o tarihten bu yana birçok iktidarlar geldi gitti. “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi” olduğu gibi, her iktidarın da kendine göre bir yönetim tarzı olmuştur ve ona göre hareket etmiştir.

Ancak gelen bütün Hükümetlerin ortak amacı, halkın refah seviyesini biraz daha yükseltmek, mevcut Cumhuriyet Rejimini biraz daha ileriye götürmek iken, 2002 den sonra AKP İktidarıyla bu anlayıştan ve gelenekten sapmalar olmuş, “rejimi ileriye götürmekten” daha çok değiştirmeye yönelik bir anlayış hâkim kılınmaya başlanılmıştır.

Değiştirilip dönüştürülme ya da devam etme…

30 Mart Seçimlerinde halkımız,  sadece Belediye Başkanlarını ve Meclis Üyelerini seçmekle kalmayıp, bu iki kutuptan birinden yana da tavır ve iradesini ortaya koyacaktır.

Ama Adana genelinde de yeni bir dönem başlayacaktır. 1984 yılından beri Adana Belediyesinde etkili ve yetkili olan Aytaç Durak devri kapanacaktır. Adana Belediyesi yeni bir aktörle tanışacaktır.

Bu yeni aktör kim olacaktır?: MHP adayı Hüseyin Sözlü mü, AKP adayı Abdullah Torun mu, CHP adayı Yıldıray Arıkan mı? Hangisi?

Bu sorunun cevabını 30 Mart akşamı hep birlikte öğreneceğiz.

Ancak kendi adıma Karaisalı toprağında doğup büyümüş, bir dönem bürokrat olarak Karaisalı’da halkımızın hizmetinde bulunmuş bir hemşeriniz olarak çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakacağımız güzel bir gelecek ve Karaisalı için bazı öneri, uyarı ve tespitlerde bulunmak istiyorum.

Çok değerli hemşerilerim, Karaisalı Belediye Başkanı olarak kimi seçerseniz seçiniz pek bir şey fark etmeyecektir. Neticede seçilen şahıs, bizim evladımızdır, bizim çocuğumuzdur. Karaisalı Belediyesinin hizmet alanları ve bütçesi belli ve kısıtlıdır. Yapacağı hizmetler de sınırlıdır.

Ama Büyükşehir Belediyesi öyle midir? Köylerimiz ve İlçe Merkezimiz en büyük hizmeti Büyükşehir Belediyesinden alacaktır. Onun için Büyükşehir Belediye Başkanlığı için vereceğimiz her oy, çok kıymetlidir ve çok düşünülerek verilmesi gereken bir oydur.

İster kabul edelim, ister görmemezlikten gelelim ama bütün siyasi partilerde bir bölgecilik, bir hemşericilik ve bir mezhepçilik maalesef vardır. Yasal olarak olmaması gerekir ama bu bir realitedir ve fiilen vardır. Bu gerçeği görerek hareket etmek zorundayız.

1984 yılında Sayın Aytaç Durak Belediye Başkanı seçildiğinde Belediye bünyesinde çok sayıda Karaisalı kökenli bürokrata ve işçiye makam ve iş imkânı sağladı. Şehrin gelişim planlarını Karaisalıların yoğun olarak yaşadıkları kuzey bölgesine doğru kaydırdı. Menderes Bulvarını açtı, buralarda yeni yeni dinlenme ve eğlenme mekânları oluştu. Bir kısım hemşerilerimiz Menderes Bulvarı üzerinde işyerleri açtılar. Geçimlerini esnaf olarak buralardan temin ettiler.

1989 Seçimlerinde Sayın Durak, seçimi kaybetti ve Sayın Selahattin Çolak, Belediye Başkanı seçildi. Selahattin Çolak, hepinizin bildiği gibi öncelikle Aytaç Durak zamanında göreve getirilen çok sayıda bürokratı, ya Belediyeden uzaklaştırdı ya da pasifize ederek yetkilerini elinden aldı. Aynı şekilde işçiler üzerinde de böyle bir tasarrufa gitti. Yandaş bürokrat atamalarının yanında yandaşlarının Menderes Bulvarını işgal etmesine göz yumdu ve oradaki iş sahibi hemşerilerimize yapılan tacizi görmemezlikten geldi ve onların oradan uzaklaşmalarına sebep oldu. Halkımızın eğlenmek ve dinlenmek için hafta sonları gittiği Menderes Bulvarı, her türlü pisliğin ve yasadışı işlerin çevrildiği mekânlar haline geldi. Bunları hepiniz biliyorsunuz.

 Ayrıca Kanalköprü Meydanına üçer-beşer metrekarelik yüzlerce işyeri inşa etti ve bunları da yandaşlarına peşkeş çekti. Tıpkı bugünkü Mısır Çarşısı benzeri dükkânlarda her türlü kaçak eşya ve gıda satışına başlanıldı. Halkımız, Cuma Günleri kurulan semt pazarına korkarak gidip gelmeye başlamışlardı. Lütfen hatırlayın o günleri.

Sayın Aytaç Durak, 1994 de yeniden Başkan seçildiğinde, öncelikle Belediyeden uzaklaştırılan bürokratları yeniden göreve getirdi. Göreve gelen bürokratlar da, işçi alımlarında Karaisalı’lı hemşerilerimizin çocuklarına öncelik verdiler.  Ulaşımdan kaldırılan Belediye Otobüsleri yeniden hizmete sokuldu ve çok sayıda Karaisalı kökenli şoför işbaşı yaptı. Belediye Ekmek Fabrikaları yeniden üretime geçti ve çok sayıda hemşerimiz de buralarda istihdam edildi. Bugün itibariyle her köyden birkaç kişi ve neredeyse her evden bir kişi Adana Büyükşehir Belediyesinin çeşitli kademelerinde çalışmaktadır. Bu, sizin hemşerinize sahip çıkmanızın, hemşeri olarak seçtiğiniz kişinin de size olan vefa borcunu ödemesinin bir sonucudur.

Kanalköprü’de inşa edilen ve kaçakçılığın merkezi haline gelen barakalar bir gecede yıkıldı ve insanlarımız pazarlarına rahatça gidip gelmeye başladılar. Menderes Bulvarındaki kanunsuz işgallere son verildi, kaçak yapılan işyerleri yıkıldı ve Bulvar, eski sayfiye yeri haline getirildi. Mekanları ellerinden kanunsuz şekilde alınan esnafın mağduriyeti giderildi.

Bugün itibariyle Aski’de, Otobüs İşletmesinde, Ekmek Fabrikalarında çok sayıda evladımız çalışmakta, evlerine aş ve ekmek götürebilmektedirler. Bütün bunlar, Adana’nın yerlisi bir Belediye Başkanının seçilmesinin sonucudur. Karaisalıların yoğun olarak yaşadığı Seyhan’da 10 yıldan bu yana Belediye Başkanlığını yürüten şahıs, kaç tane hemşerimizi Seyhan Belediyesinde istihdam etmiştir? Var mı bileniniz?

Onun içindir ki, 30 Mart Seçimleri, Türkiye’miz,  Adana’mız ve de Karaisalı’mız için çok çok önemlidir. Bu seçim, bundan önceki seçimlerden de çok farklıdır. Bu seçim, bir kırılma noktasındır. Eğer bu şehrin yerlisi olmayan birini seçecek olursanız, yukarıda örneğini verdiğim ikinci bir Selahattin Çolak vakasını yaşamak zorunda kalırız. Tarihin tekerrüre sebep olmuş oluruz. Sadaka verirken nasıl yakınımıza veriyorsak, oylarımızı da aynı ölçüler içerisinde vermeliyiz. Bizi bilene… Bizim bildiğimize…

Bakın mesela şu anda Adana, TBMM de 14 Milletvekili ile temsil ediliyor. İsim veriyorum ki, Kültür Bakanı Ömer Çelik Diyarbakırlı, Necati Çetinkaya Elazığlı, Mehmet Şükrü Erdinç Adıyamanlı, Osman Faruk Loğoğlu Osmaniyeli, Ali Demirçalı Elazığlı ve Murat Bozlak adını bile duymuyorum ama Adanalı değil.

Aydın hassasiyetimle ben de “vaziyetten vazife çıkarma” adına tecrübe, bilgi ve öngörülerimi sizlerle paylaşmak istedim. Unutmayalım ki, huzurlu ve aydınlık günlere giden yolun raylarını döşemek, geleceği güzel inşa etmek kendi ellerimizdedir.

Onun için sandığa giderken elimiz vicdanımızda, aklımız şehrimizin ve çocuklarımızın geleceğinde olmalıdır.

 

 



890 kez okundu

Yorumlar

Karaisalı Milliyetçisi.     25/02/2014 06:31

Değerli büyüğümüz, hemşerimiz olayı çok güzel özetlemiş. Adanayı Adanalı bir başkan yönetmeli. Bir Karaisalılı ve Karaisalı milliyetçisi olarak büyükşehirde içimizden biri olsun çok isterdim ama olmadı. Büyükşehirde çalışan gerçekten çok sayıda Karaisalılı arkadaş var, yeterlimi daha çok olmalı, sadece büyükşehirde değil, Seyhanda, Çukurovada, Yüreğirde, Sarıçamda da olsa ama yok neden yok bunları düşünelim. Adanada Adana milletvekillerinin yarısından fazlası Adanalı değil. Kurum müdürlerine bakın neredeyse hepsi doğu, güneydoğulu malesef Adanada durum bu. Karaisalılar olarak bize sahip çıkacak en azından şu ana kadar işe girmiş arkadaşları işlerinde tutacak birilerine ihtiyacımız var. Seyhanıda artık bir hemşerimizin yönetme zamanı gelmiştir. Tokatlı ya bir Tokat atma zamanı geldi. Karaisalıları küçük gördüğü ve sahip çıkmadığı için. Yeni bir Selahattin Çolak vakası yaşanmasın istiyoruz Adanamızda. Karaisalılar olarak en çok zararı bize dokunacak bunu bilelim, ona göre hareket edelim arkadaşlar.
Misafir - Karaisalılı

AKP DAHA BU MİLLETE NE YAPSIN!     25/02/2014 05:48

Ayakkabı kutularından çıkan paralar nedir, içişleri bakanı ile oğlu arasında konuşmalar nedir, bir bakanın kolundaki 700.000 dolarlık saatti, aynı bakanın bir iş adamının özel uçağı ile kutsal topraklara gitmesi nedir, bir bakanın bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ederken ben başbakanın onayı olmadan hiçbir işlemi yapmadım, ben istifa ediyorsam başbakanda istifa etmeli diyor. Ayrıca ALO FATİH olayları ve başbakanın oğlunun ve kızının vakıf olaylarına hiç girmiyorum. Bizim bildiğimiz, bilebildiğimiz yanlışlar bunlar. AKP daha ne yapsın bu millete ne deyip oy aldı, neler yapmış. Şu an kendilerini savcı, hakim ayarlayarak kurtarabilirler ama bu millet seçimlerde tüm bunların hesabını mutlaka soracaktır.
Misafir - Karaisalılı

Düpdüz mantık     25/02/2014 00:26

Eğer ki bölgecilik, hemsericilik varsa; Karaisalılı' nın hiç şansı yok!(Seyhan dışında)
Misafir - imy

yönlendirilmeğe ihtiyaçları yoktur.     24/02/2014 17:54

Size saygım sonsuz Bence siz şiir yazın derdinizi şiiile anlatın.Her ne kadar siyasetle ilgi lenmiyorum desenizde gırlağınıza kadar siyasetin içindesiniz.Sitede aynalı bir haber var okumanızı öneriirim.Sanatçıının odak noktası olmalıdır.İnsanı bir potaya sokmaya çalışmayınız.İnsanımız merak etmeyin her şeyi çok iyi biliyor.Geçim sıkıntısından yakasını bir pıttırsa size öyle akıllar verirki aklınız dimağınız şaşar.Gurularından demezler ama mesela akıl verceğinize para verseniz deseler ne dersiniz.
Misafir - Ögeday

BİZ AYRIMCILIK YAPMIYORUZ AMA...     24/02/2014 17:01

Kendine Kürt diyen, terör orgütü yanlılari öyle bir ayrımcı yapıyor ki, adeta Türk kelimesini yasaklayacak hale geldiler.Bu seçimde buna çok dikkat etmemiz gerekiyor. Oğuz Adem Beyi bu muhteşem yazısından dolayı Kutlarım. Karaisalılıları duygusuna tercüman olmuşlardır.
Misafir - suphi

Oyların Değeri     24/02/2014 10:04

Arkadaşlar; eğri oturup, doğru konuşalım. Oğuz Adem Selçuk sonuna kadar haklı. Oyumuzu verirken dikkatli olalım. Karaisalı'nın ve Karaisalılıların haklarını koruyacak kişileri seçecek şekilde oylarımızı kullanalım. Herkese selamlar.
Misafir - Gurbetçi

AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028