*
Öbürü de durmadan “şehit” tanımını kullanıyor ölenler için…
Çakal…
Madem şehit, hiç yoktan iyidir…
*
Seçimden önceydi:
O sabah madendeki işçilerin kimlik ve yemek kartlarını topladılar… Bu işten atılma tehdidi anlamına da geliyordu…
Otobüslerle şehir meydanına taşıdılar…
Başbakan yerel seçimler için konuşma yapmaya gelecekti…
Geldi…
Konuşmasının bir yerinde “Soma’lı işçi kardeşlerimiz burada mı” diye sordu… İşçiler baretlerini kaldırıp “Buradayız” diye bağırdılar mecburi…
Başbakan meydandakilere “Hudavendigar türbesini (Kosova) biz onardık… Bu da bize nasip oldu, bunların hayaline bile gelmez” dedi…
Kosova’daki Hudavendigar Türbesi’nin onarılmış olmasına çok sevindiler meydandakiler…
Alkışladılar…
Miting bitti, işçiler yemek ve kimlik kartlarını aldılar…
*
Soma’da AKP yüzde 42.8 oy aldı neticede…
Kömür madenini işleten şirketin Genel Müdürü’nün karısı da Belediye Meclisi’ne aza seçildi bu arada…
*
Ve dün…
Bir millet sabaha kadar uyumadı…
Her ev bir ölü evine dönüştü…
Her yürek kömür ocağıydı; yandı…
Geçen sene 280 madenci tek tek öldüğü için haberin olmamıştı Türkiye…
Bu sefer birlikte öldüler…
Duydun…
*
Şimdi ben bu anlattıklarımı nereye bağlayacağım?..
*
Hiçbir yere bağlayamazsın elim…
Bunun yorumu, anlatımı, bağı yok…
Buraya kadar getirebildim, harfler karışıyor ortak…
Satırlar birbirine giriyor bir tanem…
Klavyemi göremiyorum…
*
Bizim portalın üstündeki sözler sadece zihnimde gidip gidip geliyor:
“Canım çok yanıyor…
Neden diye sorma…”