Adana’nın Yüreğir ilçesine bağlı Camili köyünde tarihi 700 yılı geçen Oğuz boyuna bağlı Üç-Ok tamgalı mezar taşları tarihe vurulan bir damga gibi yerinde duruyor.
Tarihçi Yazar Talha UğurlueL, Tarihçi Yazar Cezmi Yurtsever ve Adana Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Müdürü Yusuf Delikoca, Adana’yı Türkleştiren ve İslamlaştıran Ramazanoğulları Beyliği dönemi ile ilgili yaptıkları çalışmalar sırasında beyliği kuran Oğuzların Üç –Ok koluna bağlı Yüreğir Bey ve oğullarının ilk yerleştiği Çal Dağı’nın eteklerinde kurulan Camili Köyü’nü ziyaret etti.
Köyün kurulduğu alanın hemen altında bulunan Höyük ve yaklaşık 800 yıllık mezar taşlarında bulunan Oğuzların Üç-Ok boyuna bağlı “yay ve ok şekillerinin iç içe geçtiği” tamgaların tarihe tanıklık etmeye devam etmesi Tarihçi Yazar Talha Uğurluel’i çok şaşırttı.
TALHA UĞURLUEL: “TARİHİMİZ İÇİN ÖNEMLİ BİR MİRAS”
Ziyaret sırasında sosyal medya hesabından canlı yayın yapan Tarihçi Yazar Talha Uğurluel, yaptığı açıklamada “Üç-Ok Tamgalı” mezar taşlarının Çukurova’daki Türk tarihi açısından aydınlatıcı bir belge nitelediğini vurgulayarak, “Uzun yıllardır mezar taşları üzerine çok derin araştırmalar yapan, Anadolu ve İstanbul’da onlarca tarih mezarı ziyaret eden bir tarihçi olarak bu mezar taşları beni çok şaşırttı. Gerçekten burada sahip çıkılması ve gelecek nesillere aktarılması gereken büyük bir kültürel miras bulunmaktadır. Özellikle Oğuzların Üç-Ok koluna bağlı Ramazanoğulları’na bağlı boylara ait Üç-Ok tamgalı mezar taşları Türk tarihinin önemli simgesi olduğu gibi ve onların birleşmesiyle oluşan hayat ağacı motiflerinin mezar taşlarına kazınmış olması atalarımızın İslam’a duyduğu büyük inancın göstergesidir.
DELİKOCA: “ÇUKUROVALILARI İÇİN AHLAT’TAKİ SELÇUKLU MEZARLARI VE ORHUN ABİDELERİ KADAR ÖNEMLİ”
Adana Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Müdürü Yusuf Delikoca ise, “Bu mezarlık ve üzerinde bulunan mezar taşları bizim tarihimiz açısından büyük önem arz etmektedir. Muhakkak koruma altına alınacaktır. Adana’yı fethederek Türk İslam Kültürü’nün ilk ve en kalıcı eserlerini bu şehre kazandıran Ramazanoğulları’nın ilk yerleştiği alan olması itibariyle buradan büyük bir çalışmayı başlattık. Çukurova’daki Türk tarihinin izleri buradadır. Bu mezar taşları bizler için atalarımızdan kalan büyük bir mirastır. Özümüz buradadır. O yüzden bizler için Ahlat’da bulunan Selçuklu mezarları ve Türkistan’da bulunan Orhun Abideleri kadar önemlidir” dedi.
Tarihçi Cezmi Yurtsever ise Camili köyünün tarihi önemine vurgu yaparak önemli açıklamalarda bulundu. Yurtsever, “Ramazanoğulları Ceyhan nehrini geçerek 1340’lı yıllarda Çukurova’ya gelerek Yüreğir ovasında Çal Dağı’nın eteklerine yerleştiler. Buraya ilk camilerini yaptırdılar. Köyün adı da Camili olarak kaldı. Hac ve İpekyolu üzerinde bulunan bu yoldan deve kervanları gelip geçtiği gibi Cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman 1535 yılında ve padişah 4. Murad da 1838 yılında buradan geçmiştir. Hemen höyüğün yanı başında bulunan su kaynağı buraya ve hayat vermiştir. Ramazanoğulları Adana’yı fethetme planlarını burada yapmıştır. Camili köyü Adana’nın Fransızlar tarafından işgal edildiği günlerde Ermeniler ve Asurî eşkıyalar tarafından yakılmış, yerle bir edilmiş ve 500’den fazla Müslüman Türk insanı burada katledilmiştir. Bu tarihi mezarlık onlardan kalan en büyük eserdir” şeklinde konuştu.