Yeni müfredat çalışmaları nedeniyle tüm tepkileri üzerine çeken Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “Ne Atatürkçülükten uzaklaşma gibi bir çalışmamız var ne de böyle bir değerlendirmeyi hak edecek bir çalışmamız var” dedi.
Bakan Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda devam eden anayasa değişikliği teklifinin görüşülmesine geçilmeden önce bilgiler verdi. Yılmaz, “Müfredat değişikliği yapılıyor, niçin yapılıyor? Müfredat da yaşayan bir olgu gibidir. Öğretim programları, bireysel, toplumsal, ekonomik ve bilimsel alanlarda yaşanmakta olan değişim ve gelişime bağlı olarak belirli aralıklarla güncellenir. Bazıları bunun beş yılda bir yapıldığını söyler. Bizim bir önceki müfredat değişmesi 2007 yılında oldu, on yıla geldi. Canlılar için de değişim, canlılığın devamı için esas unsurdur. Organizma canlılığını, değişime, yenilenmeye borçludur, aynen, tomurcuk vermeyen ağacın odun olması gibi. Biliyorsunuz burada Kızılaya bir kan kampanyası başlatılmıştı, pek çok vekilimiz kan verdi. Kan, plazma, akyuvar, alyuvar ve trombositlerden oluşur. Kanın hayat verme özelliği, sürekli değişim içinde olmasından kaynaklanır. Kanın plazma kısmı kırk sekiz saatte bir kendini yeniler. Kanın kırmızı hücreleri olan alyuvarlar ortalama yüz yirmi günde kendisini yeniler. Kan pulcukları olarak bilinen trombositler ise ortalama yedi-on günde kendisini yeniler. Kanın beyaz hücreleri olan akyuvarlar ise on ila yirmi bir günde kendisini yeniler. Fizyolojik sınırlarda hücre yenilenmeleri gerçekleşmediğinde ise ortaya çıkan tabloya "kanser" denmektedir. Değişmeyen tek şey, herkes bilir ki sayın vekiller, değişimin kendisidir. Bireyin var olan deneyimlerini dikkate alan, yaşama etkin katılımını, doğru karar vermesini, sorun çözmesini destekleyici ve geliştirici bir bakış doğrultusunda öğrenci merkezli bir yaklaşımı öne çıkarmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla, bu müfredatta Atatürk'ün üstün askerlik yetenekleri ve devlet adamlığı ve inkılapçı niteliklerini öğrenerek öğrencilerimizin onun kişilik özelliklerini örnek almasını istiyoruz. Atatürk'ün önderliğinde gerçekleştirilen Türk inkılabının anlamını ve önemini kavramasını istiyoruz. Türk inkılabının büyük güçlüklere rağmen gerçekleştirildiğini kavramasını istiyoruz. Atatürk ilke ve inkılaplarının Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınmasındaki yerini kavramasını, laik, demokratik, ulusal ve çağdaş değerleri yaşatmaya istekli olmasını istiyoruz. Atatürk'ün dünya görüşünü ve düşüncelerini benimseyerek Atatürkçü düşünce sisteminin bir savunucusu olmasını istiyoruz. Günümüzün sorunlarına Atatürkçü bir yaklaşımla çözümler üretmesini sağlayacak ve kendisini hazırlayacak bilgi, beceri, değer ve tutumlar kazanmasını istiyoruz. Atatürk ilke ve inkılaplarını benimsetmek istiyoruz” dedi.
“Biz bir taslak sunuyoruz, demokratik şeyde ortak aklı bulmaya çalışıyoruz. İstiyoruz ki bu müfredatla ilgili taslak, her kimin ne bilgisi varsa. Daha bunu kitap hâline çevirmedik, öğrencilerimizin önüne bunu kitap olarak derslerde vermedik. Taslak, ne bilginiz varsa, ne eksik görüyorsanız lütfen bize bildirin, biz bunları tamamlayalım diyoruz” diye konuşan Bakan Yılmaz, Atatürk ilke ve inkılaplarının öğrenilmesinde ezberci anlayıştan ziyade, ilke ve inkılaplarıyla birbiriyle ilişkilendirilmesini ve örnekle de zenginleşmesini istiyoruz. Öğretmen ve öğrencilerin çağdaş, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirmeleri konusunda onlara rol model, yol gösterici olmalarını istiyoruz. Nutuk'u, arşiv belgelerini ve somut tarihî miras öğelerini kullanmasını istiyoruz.
Ve derslerde ünite başlıkları olarak "Bir kahraman doğuyor", "Bağımsızlık yolunda atılan adımlar", "Millî bir destan", "Ya istiklal ya ölüm", "Atatürkçülük ve çağdaşlaşan Türkiye", "Demokratikleşme çabaları", "Atatürk dönemi Türk dış politikası", "Atatürk'ün ölümü ve sonrası", "Mustafa Kemal'in cephelerdeki görevleri ve başarıları", "Kişilik özellikleri ve ilişkileri"ni işlemek istiyoruz. Mustafa Kemal Atatürk "En büyük eserim cumhuriyet." diyor. Eğer siz cumhuriyeti güçlendirmişseniz Atatürk'ün yolundasınız. Eğer cumhuriyeti zayıflatıyorsanız Atatürk'ün yolundan uzaklaşmışsınız demektir” dedi.
Yılmaz şunları söyledi:
“Bunlar taslak program. Ola ki burada daha saymadıklarım varsa sizlerden öneri bekliyorum, sizlerden katkı bekliyorum. Dolayısıyla, 10 Şubata kadar bu katkıyı, bu öneriyi verin. Genelde şöyle söylenir: Ya şimdi söyle ya sus. Biz onu da söylemiyoruz. Söylemekte, katkı vermekte hepimiz her zaman açığız, biz de açığız. Biz her gün yeni bir şey öğreniyoruz. Eğer mutlaka öğrenmeye kapanırsak bilin ki Türkiye Cumhuriyeti işte o zaman geriye gider. Biz bilimsel gerçekliğe açığız, her gün yeni bir şey öğreniyoruz ve yeniliklere de açığız. Mevlana'nın sözü var ya: "Yeni bir şey söylemek lazım, dünle ilgili her ne varsa dünle gitti cancağızım. Bugün yeni bir şeyler söylemek…" Biz de yeni şeyler söylemek istiyoruz. Katkı veren arkadaşlarım olursa da evlatlarımız adına teşekkür ediyorum. Bu ülke 80 milyon. Hiç kimse bu ülkenin tek başına sahibi değildir, 80 milyon birlikte sahibidir. Benim ne kadar hakkım varsa Celal Bey'in de o kadar hakkı var, aynı zamanda Özgür Bey'in de o zaman hakkı var. Dolayısıyla, anayasal cumhuriyette, eşit vatandaşlıkta bir aradayız, birlikte yaşayacağız. Sizlerin değeri, hepimizin ortak değeridir. Ayrımcılık gayrımcılık yoktur. Biz 15 Temmuzda bu birlik ve beraberliği gösterdik. Bir olunca, beraber olunca, nasıl ki Kurtuluş Savaşı'nda olduğumuz gibi, yedi düvele karşı koyduğumuz gibi önümüzde çok büyük sıkıntılar olmasına rağmen yine önümüzdeki dönemde de çok büyük başarılara hep birlikte imza atacağız, güzel günler göreceğiz. Önümüzde daha güzel günleri göreceğiz, daha güzel sözleri hep beraber söyleyeceğiz. Henüz o söylemediğimiz sözler