HABER: MEHMET DEMİREL BABACANOĞLU
ORHAN KEMAL EDEBİYAT FESTİVALİ
Adana festivaller kenti oldu denebilir. Altın Koza Film, 13 Kare Sanat, Adana Sanat, Portakal Çiçeği (…) festivalleri…
Çukurova Belediyesi durur mu? 17/18.02.2017 günleri Orhan Kemal Edebiyat Festivali’nin ikincisini Orhan Kema Kültür merkezi’nde gerçekleştirdi.
Kitaplarımla [(Altın Yeleli Paşa (roman), Çöp Kutusu (öykü), Atatürk Şair Şiir (araştırma), Teyzemin Köseleri (masal), Yüzsüzler Yüzünü Alsın (şiir)] vardım Çukurova Belediyesine. Çadırlar kurulmuş, İstanbul, Ankara İzmir, Bursa, Antakya, Antalya, Mersin, Tarsus, Mut, Adana’dan katılanlar yerlerini almışlar.
Adana Yaşam Sanat Derneği (AYSAD) sergeninde Başkan Mehmet Taşar, Duran Aydın, Gıyasi Aydemir, Demet Duyuler, Ali Ozanemre, Şahin Taş, Durmuş Ali Özkale imza gününe durmuşlar, harıl harıl kitaplarını imzalıyorlar(!); ben de yerime oturdum imzalamaya, hemen bir dakikada bitti kitaplarım(!).
Festivali, Çukurova Belediyesi Basın Danışmanı gazeteci yazar Ufuk Tekin yönetiyor. Az sonra Başkanlıkta toplanıyoruz, çay içiyoruz. Başkan Soner Çetin hoş geldin konuşması yapıyor, teşekkür ediyor bizlere. Biz de teşekkür ediyoruz kendisine.
Orhan Kemal Kültür Merkezi giriş salonunda Orhan Kemal Ödülü alan kitap kapakları, Varlık dergisi kapakları, Yaşar kemal, Muzaffer İzgü ve mozaik sergisini var, izliyoruz. Bizi sanat derinliklerine doğru çekiyor… Varlık Dergisine aboneydim öğrenciyken bile…
Salona giriyoruz, protokolda yer alıyoruz. Prof. Dr. Şükrü Akalın “Türkçe’nin söz varlığından Adana’nın söz varlığına” adlı konuşmasını yapıyor. Adana ve yöresinde kullanılan “… ırgat, sırıklı yorgan, cibindirik, feriştah, Adanalıyık, hadi ulan inek, şorada durak, kepabap yiyek… gibi sözcükleri anlatıyor… Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Ali Püsküllüoğlu kitaplarından örnekler veriyor. Nedendir bilmem, Demirtaş Ceyhun kitapları akla gelmiyor?
“Babamız Orhan Kemal” açıkoturumu başlıyor. Gazeteci Mazlum Vesek yönetiyor, Nazım/Işık Öğütçü kardeşler konuşuyorlar. Paralı geldiği zaman babamız kapımızı müzikal bir ritimle çalardı, değilse gürültülü olurdu. Anamız bizi babanız bugün sinirli, aman sesini çıkarmayınız, uslu uslu oturunuz derdi. Ama çok sürmezdi babam bir yolunu bulur neşeye dönüştürürdü durumu. Bur gün çikolata almıştı bana. Onu kağıdına kadar yalamış yemiştim. Babam, “Çikolata” adıyla öyküleştirmiş, okuyunca kendimi gördüm orada…”
Buket Uzuner, “Edebiyatta Kadın” konusunu anlatacaktı; ama gelmedi. Yurt dışına çıktığı söylendi. Bu tür yazarların takvimi önceden bellidir! Neden bildirmemiş acaba takvimini!? Yahut çağrılırken sorulmamış mı takviminiz uygun mu diye? Bana göre İstanbul’un Anadolu’ya bakışının anlatmaktan başka bir şey değil bu?
Onur konuğumuz Sevgili Yazarım Muzaffer İzgü sayrıymış. Geçmiş olsun diyorum. Sağlığına kavuşmasını diliyorum. Eşini yitirmişti, iyice üzüldü ona. Buraya gelip çocuklara bizlere kitaplarını imzalayacaktı. Kucaklaşacaktık. Olmadı, sağlık olsun…
Aman kendini salıverme yazarım, kendine iyi bak; seni görmek istiyorum… Bilgisayar ekranında gördük onu. Adana’yı biz yazdık çizdik. Bizden sonra da yazılıp çizilecek. Onur konuğu seçilmekten büyük mutluluk duydum. Keşke gelebilseydim. İyileşirsem geleceğim…”
Sevgili Şairim Salih Bolat, Özcan Karabulut, Halil Genç hikaye ile öykü arasındaki inceliklerini anlattılar. Orhan kemal’in öykülerine değindiler.
Sunuş/bitiş izlencesinde Dilara Baskı, Ufuk Tekin, Nazan Balcı, Taner Nart ve çocuklar sahnede duygulu anlar yaşattılar bize. Şiirler, deyişler, özdeyişler… söylediler, geçmişten gelecekten örnekler verdiler. Batıdan, doğudan ünlü şair yazarların, düşünürlerin sözlerini yansıttılar.
Başkan Soner Çetin gözde ve öndeydi. Şiir yarışmasının ödülleri, plaketler, teşekkür belgeleri verildi. Sonuç; bir restorantta şölene dönüştürüldü.