Başta İngilizler olmak üzere düşmanlar gelip Çanakkale Boğazı’na dayanmışlardı, yanlarında sömürgelerden getirdikleri “anzak”lar vardı. Boğazda kanlı çarpışmalar oldu.
Bugün ülkemiz düzeyinde, 102. Yıldönümünde Çanakkale Zaferi kutlanmaktadır.
Böyle bir etkinliğin gerçekleştirildiği Ramazanoğlu Konağı’na öğretmenler, öğrenciler, izleyiciler gelmişlerdi. Etkinliği, konağın yöneticisi Doç. Dr. Gözde Ramazanoğlu başlattı.
Saygı duruşunda duruldu, İstiklal Marşı söylendi.
Lokman Hekim Anadolu Lisesi Tarih Öğretmeni Barış Bektaş, Çanakkale Zaferi’ni anlattı. Çanakkale’yi geçilmez kıldı Mustafa Kemal dedi. Binlerce askerimiz şehit oldu. Mustafa Kemal ve şehitlerimizi saygı sevgiyle anıyoruz.
Serpil Yücel Öğretmen öğrencileriyle; “Çanakkale içinde vurdular beni/ Ölmeden mezara koydular beni/ Ah gençliğim eyvah//… marşını söylediler, şiirler okudular.
Gözde Ramazanoğlu, Mehmet Akif Ersoy’un “Çanakkale Şehitlerine” adlı şiirinden okumak üzere bizlere dörtlükler dağıttı. Sıramız geldikçe okuduk. Onlardan birkaçını geçeyim. Tamamını siz bulur okursunuz.
“Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?/ En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi/ Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya/ Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya/…/ Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı/ Beriden zelzelerer kaldırıyor a’mâkı/ Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin/ Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin/…/ Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker/ Gökten ecdât inerek öpse o pak alnı değir/ Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhîdi/ Bedr’in arslanları ancak bu kadar şanlı idi// Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın/ “Gömelim gel seni târihe” desem sığmazsın/ Hercü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb/ Seni ancak ebediyetler eder istiâb// “Bu taşındır” diyerek Kâ’be’yi diksem başına/ Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına/ Sonra gök kubbeyi alsam da nidâ namıyle/ Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyla/…/ Sen ki asara gömülsen taşacaksın… Heyhat/ Sana gelmez bu ufuklar seni almaz bu cihat/ Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber/ Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber”