Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi173
Bugün Toplam1098
Toplam Ziyaret1823788

ALBAY ALİ MARALCAN, “ATATÜRK VE ÇOCUK SEVGİSİ”Nİ YAZDI

Maralcan, Atatürk’ün, “Belki benim çocuğum olmadığında bir hikmet vardır. Çok sevdiğim dayımın ölümünden o kadar müteessir olmuştum ki, günlerce acısını unutmadım. Yemek yiyemedim… Ya çocuğumu kaybetmiş olsaydım, ne olurdum bilemem !” dediğini söyled



Emekli Kurmay Ali Maralcan yaklaşan 23 Nisan Milli Egemenli ve Çocuk Bayramı nedeniyle kaleme aldığı yazısında Atatürk’ün çocuk sevgisini anlattı.

Maralcan, Atatürk’ün ‘’Eşini mutlu edebilecek herkes evlenmelidir. Çocuk sahibi olmalıdır. Bana bakmayın, bu meselede örnek İsmet Paşa’dır. Benim hayatım başka türlü düzenlenmiştir. Buna rağmen tecrübesini yaptım. Sonra anladım ki bu iş benim başaracağım bir iş değildir ‘’ diyen Atatürk 29 Ocak 1923’te Latife Hanım ile İzmir’de evlendi. 5 Ağustos 1925 tarihinde boşandı. Bu evlilikten çocuğu olmadı” dedi.

ATATÜRK NASIL BİR ÇOCUK SEVGİSİNE SAHİPTİ?

Maralcan bu konuda şunbları yazdı:

“Bir Çocuğum olsaydı çok mutlu olurdum!“ diyen Atatürk’ün özel yaşamında beklentilerin ve özlemlerin neler olduğunu kesinlikle bilmemiz olası değil ama her insan gibi O’nun da yüreğinde ailesel beklentilerin yer etmiş olabileceğini tahmin etmemiz mümkün.  Çocukluk arkadaşlarından Asal İlbay, anılarında bu tahminlerimizi doğrulayan gözlemler ve tespitler sunmaktadır: Orman çiftliği’nde bir gece…

     Sofrada Neşet, Ömer İlbay ve diğer konuklar… Bir yandan kadehlerini yudumluyorlar, bir yandan da günün konularını üzerinde görüş alışverişinde bulunuyorlar. Güncel ve çok önemli konular arasında özel ve kişisel konular da yer alıyor zaman zaman. Gerisini Asaf İlbay’dan dinleyelim:

…Mustafa Kemal, bakışlarını Neşet Ömer bey’e çevirdi: ‘’Bir çocuğum olsaydı çok büyük bir sevinç duyacaktım. Milletime, benden sonra benim neslimden bir evlat bırakmayı çok isterdim. Profesör, bunun çaresi yok mudur? ‘’ dedi.

     Neşet Ömer bey gülümsüyordu. Eşim söze karıştı: ‘’Paşam‘’ dedi. Bir değil birkaç evladımız olmalıydı. Belki birisi bir nebze size benzerdi. Çünkü Paşam, size benzemek o kadar güç bir şey ki !..” Mustafa Kemal’in güzel gözleri, uzaklara derinlere dalmıştı.

Bir başka gün..
Bir balo gecesi..

Gazi Paşa’nın oturduğu masanın çevresi yine renkli bir kalabalıkla çevrili. Balonun konukları aileleriyle birlikte bu masanın önünden geçip O’na saygı ve sevgilerini sunuyorlar ve kendilerini takdim ediyorlar. Gerisini yine Asaf İlbaydan dinleyelim:

      … Ben de eşimi ve kızımı takdim ettim. Paşa ayağa kalktı. Bize yer göstermek lütfünde bulundu. Oturduk. Kızım Bedia’ya baktı, sonra adını yaşını sordu kızımdan. On altı yaşında olduğunu söyledim. Gazi Paşa çevresindekilere dönerek:

‘’ Asaf ile bir mahallenin çocuğuyuz. ‘’ dedi, ‘ Belki de aynı yaştayız… Demek ben de vaktiyle evlenmiş olsaydım on altı yaşında çocuğum olacaktı!...” Çok duygulanmıştı… Gözlerinin nemlendiği görülüyordu. Eşim ayağa kalktı: ‘’Paşam, bütün millet sizin çocuklarınız!..” dedi.     “Doğru… İşte bende bununla teselli buluyorum… Evet, milletim sağ olsun…’’

Ve bir an sonra ilave etti: ‘’ Belki benim çocuğum olmadığında bir hikmet vardır. Çok sevdiğim dayımın ölümünden o kadar müteessir olmuştum ki, günlerce acısını unutmadım. Yemek yiyemedim… Ya çocuğumu kaybetmiş olsaydım, ne olurdum bilemem ! …”
Ali Maralcan'ın "TBMM’NİN DOĞUŞ VE VAROLUŞ NEDENLERİ" başlıklı yazısının tamamını n kendi sütununda okuyabilisiniz.

 

597 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957