Ne oldu bu Adana’ya? Bir zamanlar sinema severler sinemadan sinemaya koşarlardı. Filmlerin, film yapımcıların, sinema oyuncularını adını ezbere bilirlerdi. Alsaray Sineması, Erciyes Sineması (…) yabancı filmler, Asri, Ünal, yazlık sinemalar yerli filmler oynatırlardı. Sinemalar dolar taşardı.
Alsaray Sinemasına üstü başı düzgün olmayan giremezdi. Girince de çıt çıkmazdı. Gitmediğim sinema yok gibi. 1969’da Altın Koza Film Festivali düzenlendi. 1916’da değiştirildi adı Adana Film Festivali oldu. Böylesine marka bir adın değiştirilmesi kanımca uygun olmadı.
Adana’da o yıllardan kalma sinema tutkunları yok değil. Kara sevdaya tutulmuşlar sürdürüyorlar sevdalarını. Bunlardan Biri de Sabri Şenevi. Babadan kalma evinin içi sinema makinesi, araç gereçleriyle dolu.
01.11.2017 günü arayıp buldum, Saydam Caddesi, Alidede Mahallesinde bir ev, Sabri Şenevi-Sinema Evi… Arkadaşlarıyla dapdaracık bir yerde birkaç sandalyede makinistlerle oturuyorlar.
Baba adı Mustafa, ana Tevhide 1958 Adana doğumlu olan Sabri Şenevi’ne soruyorum; nasıl oldu bu iş?
Çocukluğumuzda Lüks Sineması önünde Tommisk, Teksas kitapları alır satardık. Sinemaya girelim diye kalabalık ailelerin gelmesini beklerdik. Onlar bizi kendi çocukları gibi sinemaya girdirirlerdi. Bir hanım abla da beni mantosunun arasında sinemaya girdirdi.
Peki baban seni sinemaya götürmez miydi?
Babamın Kanalköprü’de tenekeci dükkanı vardı, ben de çırağıydım. Dükkan sahibimiz Refik Çakadur sinema makinistiydi. Arzu Sineması’nda çalışıyordu, bir gün eğrilmiş film bobinleri getirdi, babama doğrulturdu. Birlikte sinemaya götürdük. Makine dairesine çıkardık. Bobin doğrultma işini öğrenmiştim. Ben doğrultmaya başladım bobinleri. Makinistin hoşuna gitti. Sen gel akşamları bana yardım et dedi. Babamın izniyle işe başladım. Kopan filmleri yapıştırmayı, kömür takmayı öğrendim. Öyle oldu ki artık makineyi ben çalıştırıyordum.
Eee anlat bakalım daha başka neler yaptığınızı…
Burası babamdan kalma toprak evdi. Burayı düzenledim. Çocukluğumdan beri sinemaya meraklıyım. Küçük el makineleri vardı. Onlarla çocuklara sinema oynatırdım. Gözünü dayarsın, kolunu çevirirsin filmi görürsün.
Dedem Mustafa Bey diyor ki bizim evde toplanırdık konu komşu. Şarkı, türkü söylerdik, gramofon çalardık. Şenlenirdi evimiz. Bizim soyadımız buradan geliyor. Şen, Şenevi. Şenliği seven bir aileyiz biz.
Babam hemen her gün beni sinemaya götürürdü. 1965’te babam Almanya’ya çalışmaya gitti. Amcam sinemaya götürdü beni. Obalar Caddesi’nde yazlık Nur Sineması vardı. Buraya giderdik çoğunlukla. İlk seyrettiğim film Benhur’du O çocuk yaşta filmi anlardım. Sinema oyuncularının adını babamdan ve jenerikten öğrendim.
Sonra, yılmaz Güney’in Korkusuzlar filmini seyrettim. Yılmaz Güney, Cahide Sonku, Erol Taş, Fikret Hakan oynuyorlardı… Yabancı filmlerden Benhur, On Emir, Roma İmparatorluğunun Çöküşü, Deniz Altında 20 Bin Fersah, Kleopatra… Yerli filmlerden de Vesikalı Yarim, Eli Maşalı, Otobüs Yolcuları, Susuz Yaz, Göklerdeki Yarim, Şafak Bekçileri ...
Benhur’da unutamadığım araba sahnesi… Ülkelerin arabaları yarışıyor, elene elene sonunda iki araba kalıyor. Romalıların ve İsraillerin arabalarıydı bunlar. Yan yana yarışıyorlardı. İsrallilerin arabasının tekerine bağlı bıçaklar, Romalıların arabalarının tekerini kesiyor, büyük bir olay çıkıyordu…
Birinde Ayhan Işık’ın Haş Haş filmi gelmişti Adana’ya. Onun galası vardı. Yabancı oyunculardan Riçar Herison gelmişti yanında. Çok sevindiriciydi iki oyuncunun galaya gelmesi…
Obalar Caddesin’de Bağdat Sineması’na Çinko filmi gelmişti. Galasına Yılmaz Köksal, Erol taş geldiler. İzleyiciler Erol Taş’ı yuhaladılar. O da sahne de demek ki ben başarılı olmuşum ki, beni yuhalıyorsunuz dedi.
Makinistlik yaptığınız sinemalar?...
Arzu, dünya, bahar, Çelik, Kervan, Mavi Köşk, Lüks… sinemalarında makinistlik yaptım.
Bakıyorum burada sinemaya dair çok malzeme var…
Evet. 20 bin kadar film... 10 bin yerli yabancı afiş. 150 tane 35 mm’lik film. 50 tane 16 mm’lik, 1 tane 70 mm’lik, 3 tane büyük 35 mm’lik 5 makine; 7 tane 16 mm’lik 5 makine, 8 mm’lik 3 makine, 5000 tane yerli + yabancı DVD, 4000 tane kaset film, 25 tane her birinde 1000 filmi olmak üzere harddisk var…
Bunca birikimin var, bir filmde rol aldın mı?
Kadirli’de film setini görmeye gitmiştik, Sevdaya Kurşun İşlemez filmi çevriliyordu. Yılmaz Köksal, Aysun Güven, Cemil Kızın … oynuyorlardı. Yılmaz Köksal haydi siz de geçin dedi. Bir kahvede kavga sahnesi çekiliyordu. Biz de kavgayı ayırıcı olarak role girdik…
Sizi bu konuda tanıtanlar çok olmuştur herhalde?...
Oldu. 2013’lerde Doğan haber Ajansı gelmişti. Adana Haber gazetesinde çıktı. Okumuşlar. Kayseri Üniversitesi Sinema bölümünden öğrenciler geldiler, tez olarak bizim belgeselimizi çektiler, mezun oldular. Mersinli Murat Günaydın adlı bir öğretmen Adana’da öğretmenlik yapıyormuş. Bizim 10 dakikalık belgeselimizi çekti, Kültür bakanlığına göndermiş, dereceye girmiş
Evin bir bölümünü sinema salonu yapmışsınız…
Heye yaptık. Film oynatıyoruz. Seyircilerden para almıyoruz. Almadığımız gibi gazoz, çekirdek de ikram ediyoruz. Gelmek isteyen buyursun gelsin