Bir önceki yazımda Karaisalı AK Parti’deki aday adayları sayısının 30’lara çıktığını yazmıştım. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylarda aradıkları şartları arasında ehliyet ve liyakat sahibi olmasını istediklerini ifade etmiştim. Buna göre 30 aday adayının içerisinden 26’sını kafamdan eleyip, geriye 4 tane ciddi aday adayının kalacağını ve bunarın da Ankara’ya sözlü sorguya çekileceğini belirtmiştim.

30 kişi içinden beni 2 kişi aradı. İkisi de ilk dördün içindeydi (tabi bana göre). Biri ise 30 kişilik listede dahi yoktu. Piyangodan çıktı.  Sayı 31 oldu. Az sonra açıklayacağım. Biraz sabrediniz.

X x x

İlk arayan arkadaşımız bana göre ehliyet ve liyakat sahibi. Tahsili var. Devlette deneyimi var. Adam gibi adam.

İkincisi aradığında “İlk dörtte ben de varmıyım?” diye sordu. Ben de soruya soruyla cevap verdim:

-İlk dördün içinde kendini görüyor musun? Ehliyet ve liyakatlı olarak kendini kabul ediyorsan, varsındır, dedim.

Arkadaşımız kendini yeterli gördüğünü ve hatta artısının bile olduğunu söyledi. Artı’yı merak ettim. Cumhurbaşkanının söylediklerinin üzerine bir de artısı varmış. Sordum. Dedi ki:

-"Ben partimizin Siyaset Akademisi mezunuyum. Elimde belgem de var."

Doğru ya, bir zamanlar okumuştum veya duymuştum. Siyaset akademisi mezunu olmayanların hiçbir yere aday olamayacaklarına dair AK Partili yetkililerin beyanatları vardı.

Arkadaşa hayırlı olsun dileklerinde bulundum. Ama aklıma bir şey takıldı. Devlet memuru olup ta bu siyaset akademisine katılamayanlar ne olacak bu durumda? Acaba onlar da gayrı resmi bu okula kaydolmuşlar mıydı? Veya resmi olarak kayıt olabiliyorlar mıydı? Merak ettim gerçekten. Bu konuda birileri beni bilgilendirirler mi acaba?

X x x

Aday aday olduğunu söyleyen 31’inci Arkadaşım da, “İlk dörtte ben var mıyım, yok muyum?” diye sordu.

Yazıyı o kadar ciddiye almış ki, ne cevap vereceğimi şaşırdım. Arkadaş tanınmış biri. Ehliyeti de yok, liyakatı da (bana göre). Hatta okur-yazar bile değil. Ali Okulu nerede bilmez bile. Belki Siyaset Akademisi’nden mezuniyet belgesi olabilir, onu bilemiyorum.

Arkası arkasına aynı soruyu kırık plak gibi tekrarlıyor:

-“İlk dörtte ben var mıyım, yok muyum?”

Varsın desem doğruyu söylemeyip, onu aldatmış olacağım. Yoksun desem arkadaşlığımız bozulacak. İşin içinden karşı sorularla sıyrıldım.

- Karaisalı’nın Yeşillim oyununu biliyor musun?

- Evet, biliyorum. Onu en iyi ben bilim. Youtube'den beni izleyebilirisn.

- Adana’nın Üç Ayağı’nı biliyor musun?

- Onu bilmiyorum.

- Peki Ankara’da Hüdayda (Fidayda) oynayabilecek misin?

- Onu da bilmiyorum.

-  Bak kardeşim, Karaisalı Belediye Başkanlığına aday olacaksan, her türlü ayak oyununu bileceksin. Karaisalı’da Yeşillim, Adana’da Üç Ayak ve Ankara’da Hüdayda bunların en başında gelir. Diğer ayak oyunları ayrı bir şey. Siyasette her türlü ayak oyunlarına hazır olman gerekir, şimdi sen git acilen bunları öğren gel, dedim.

Arkadaşım biraz saf, temiz ve masum. Gardı düştü. Enerjisi azaldı. Frekansı eksildi.

- Tamam, anladım, dedi.

İşte böyle sevgili okurlarımız. Karaisalı’da bir yerlere aday olmak isteyenlere bunları hatırlatmak da benim görevlerim arasında. Adaylarda aranacak şartları yeniden sıralamaya koyacak olursak:

1- Ehliyet (Cumhurbaşkanı istiyor)

2- Liyakat (Cumhurbaşkanı istiyor)

3- Siyaset Akademisi Mezuniyet belgesi 

4-  Yeşillim ayak oyunu

5-  Adana Üç ayak oyunu

6-  Hüdayda ayak oyunu

7-  Her türlü oyun

Ve, ve en önemlisi ise:

8-  Para, para, para… 

NOT:Bir aday adayı arkadaşım telefonla arayarak, AK Parti Siyaset Akademisi'ne devlet memurlarının da katılıp, belge aldıklarını söyledi. Ona verdiği bu bilgiden dolayı tekrar teşekkür ederim.