31 Aralık 2018 tarihinde (dün) Karaisalı’daydım.

Benim olmazsa olmazlarımdandır. Önce Cumhuriyet Meydanı’ndaki Büyüksaat Kulesi’ni tavaf ederim. Kaç kez döndüm hatırlamıyorum. Başım döndü.

İkinci olmaz ise olmazım da Özel İdare İşhanı zemin katında Çınaraltı Pastanesi’ne girmektir. Ufuk Çopuroğlu her zaman beni güleç yüzü ile karşılar. Oğlu Emin de öyle. Ve yardımcı elamanları Enes de. Enes benim
ne yediğimi bilir, “Abi hoş geldin, sıcak simidimiz var, yeni çıktı” der. Ben de her zaman 2 simit bir ayran isterim.
Ufuk kardeşimiz, satamadığı simit ve poğaçaları çöpe atmaz. Biner aracına Kızıldağ Yaylasına doğru yol alır. Karların üzerine serpiştirir. Aç kalan hayvanları da besler. Çok güzel bir insani haslettir. Kendilerini bir kez daha kutluyorum.

Çarşıda dolanırken dostlarla, okuyucularla merhabalaşıyorum. “20’de kaldın”, “21’i ne zaman okuyacağız” diyorlar. Ben de 21 için geldim diyorum.

Ana caddelerde Zeydan Karalar’ı görüyorum. Afişinde Zeydan Bey diyor ki, “01, Siyasi ayrım yapmadan, tüm halka eşit hizmeti esas alan, efsane belediyecilik. ŞİMDİ TÜM ADANA’DA, sevdamıza selam olsun.-Zeydan Karalar- Partici değil, harbici başkan”

Fotoğrafını çekiyorum.

Önce AK Parti’ye çıkıyorum. Bir kişi var, o da nöbetçi yönetim kurulu üyesi. Başkan nerede, niye kalabalık değil burası bugün diyorum. Görevli genç, başkan vekili Cavit Namdar’ın öğleden önce partide olduğunu, öğleden sonra siyasi çalışmalar için gittiğini söylüyor. Çayımızı içtikten sonra oradan ayrılıyorum. Sokağın nabzını tutmaya devam ediyorum.

Sokaklarda bir tek aday adayına rastlamadım tabi ki. Hepsi köşesine çekilmiş, beklemeye koyulmuşlar belli ki. Ne olacağını kimse bilemiyor. Hiç içime sindiremediğim şu ittifak meselesi herkesi beklemeye itmiş.

Sokakta biri bana, “Sitede bir şey yok, 21’i de yazmadın” diye sitem edince, ben de ona, “Karaisalı’da bir hareket yok ki, ne yazayım. Ben Karaisalı’nın aynasıyım” diye cevap veriyorum.

Bu kez MHP’ye çıkmadım.

BBP, ofisini yeni açmış, ama kapalı.

Dış duvarında bir afiş dikkatimi çekti. Karaisalı Belediye Başkan Aday Adayı olan Murat Gürışık’ın afişi vardı. Bu afişi yine sokaklarda bazı yerlerde de gördüm. Henüz kendisini tanıma fırsatım olmadı, o yüzden üzerinde bir konuşma yapamıyorum. Fakat bir kişi bana onu sordu, tanımıyorum dedim, o da ben de tanımıyorum dedi. Yakında Karaisalılılar da tanır sanırım.

Cumhuriyet Caddesi’nden aşağıya doğru yürüyorum. 3 kişi ile siyaset konuştuk. Üçü de sağ görüşe mensup kişi. Üçü de Zeydan Karalar diyor başka bir şey demiyor. “Zeydan bey Karaisalı’ya ne yaptı ki?” diye sordum. Konuşmalarından şunu çıkardım; Zeydan Beyin Karaisalı’ya yaptığı bir şey yok ama Hüseyin Sözlü’ye tepki olarak Zeydan Beye oy vereceklerini söylüyorlar. “Eğer Sözlü aday gösterilir ise Zeydan Beye hayırlı olsun” dediler. Oysa Hüseyin Sözlü’nün Karaisalı’ya çok büyük hizmeti oldu. Bunu hiç kimse inkar edemez. Tek bir örnek vermek gerekirse Kızıldağ Yolu derim. Diğer görünen ve görünmeyen hizmetlerini saymıyorum bile.

Her zaman dediğim gibi hizmetlerle seçim kazanılmıyor. Seçim kazanmak bir rüzgar işidir. O rüzgarı arkasına şuan CHP’nin Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Zeydan Karalar almış görünüyor.

Rüzgar bu. Bazen kuzeyden, bazen güneyden eser. Bazen rüzgar ters de eser.  Doğa olaylarına müdahale edilemiyor. Bugün böyle düşünenler, yarın 180 derece terse dönebiliyor.

Beklenecek ve görülecek…

22’de buluşmak üzere..