Normal şartlarda Bahçeli’nin çağrısının İYİ Partililerde karşılık bulmayacağını herkes gibi ben de düşünmekteyim.

       Çünkü 24 Haziran 2018 ve 31 Mart 2019 tarihlerinde yapılan genel ve yerel seçim sürecinde Bahçeli, çok tahrik edici ve aşağılayıcı bir dil kullanarak aradaki köprüleri atmıştı.

        Sarf edilen sözler, kavgada bile kullanılmayacak sözlerdi. İyi Parti ve parti yetkilileri adına kurulan cümleler gerçekten ağza alınmayacak ve siyaset diline yakışmayacak mahiyetteydi. Hatta 25 Ekim 2017 de kurulan İYİ Parti’nin adını bir kez olsun “İYİ” adıyla anmamıştı, ilk kez bu çağrıyla İYİ Parti adını telaffuz etmiş oldu.

       Peki yarattığı tek taraflı bu kavga ortamından sonra neden böyle bir çağrı yaptı Bahçeli?

       Mutlaka kendi bakış açısından birçok sebebi vardır. Bu sebeplerin bir kısmını bizler bilemeyiz ama tahmin ettiğimiz bazı sebepleri de kamu oyuyla paylaşmak istersek kesin bilgi olmamasına rağmen şöyle bir analiz yapabiliriz:

       İYİ Partinin Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı adayı belirlenirken Mersin’de Partinin il bazında yaşanan sürecini hatırlayın. İl başkanının aday listesini, Seçim Kuruluna neden geç verdiğini ve sonucundaki gelişmeleri düşünün. Kesin kazanılacak Büyükşehir Belediye Başkanlığı, böylesine “alicengiz oyunuyla” kaybedildi. İl başkanı, becerisiz mi çıkmıştı? Kocaman bir hayır! Burada bir kumpas kuruldu ve İYİ Partinin kesin kazanacağı Büyükşehir Belediye Başkanlığı şeytan sofrasında şeytanlara yem edildi.

       Bu hususu neden yeniden gündeme getiriyorum? Şu nedenle! İl Başkanı ve bazı yöneticiler İYİ Partiye kripto elemanlar olarak yerleştirilmiş olabilirler. En kritik anda da gereğini yapıp, verilen talimatı ifa etmiş olabilirler.

       Buradan sözü, Bahçeli’nin çağrısına getirecek olursak, Olağanüstü Kongre sonucundan memnun olmamış gerekçesiyle İYİ Partiden bazı kopmaların olacağı ve ayrılanların tekrar “yuvaya dönüş” yaparak kamuoyunda büyük sesler getireceği varsayılmış olabilir. Bu dönüşler de Bahçeli’nin partisinin yeniden güçleniyor algısına matuf olabilir.

       Mersin’deki yaşanılanları ve Kongre öncesi Bahçeli’nin çağrısını ve her kongre sonrası olası memnuniyetsizlikleri ve buna bağlı olarak kripto meselesini düşünmek gerekir.

       Benim görüşüme göre Bahçeli, Cumhur İttifakında bazı çatırdama sesleri duymaktadır. Sistemin işleyişindeki tıkanıkların faturasının ileride kendisine kesilebileceği kuşkusunu taşıyor olabilir ve bu çağrı ile partisinin güçleneceği algısı ile Erdoğan’a kendi desteği olmadan yeni sistemi yürütemeyeceği uyarısında bulunmak istiyor olabilir.

      Bahçeli’nin çağrısı, karşı cephede kabul görürse ve buna bağlı olarak bazı istifalar yaşanırsa, istifaların dönüş adresi Bahçeli’nin partisi olursa;

      İşte bu durumda Bahçeli, Erdoğan’a  “Benimle yollarını ayırırsan sonuca katlanırsın ve partimizin yeniden cazibe merkezi olduğunu görmelisin” demek istemiş olabilir.

     Ben, bu çağrıyı böyle okuyorum. Önümüzdeki günlerde de buna bağlı bazı gelişmelerin olabileceğini düşünüyorum.