Bekri Mustafa oldukça zeki, nüktedan biridir. İçkiciliği ile meşhur olmuştur. 1593’te doğmuş, 1634’te ölmüş, Balıkpazarı yakınlarındaki bir mezarlığa gömülmüş. 

Yorgancı Ahmet Ağanın oğludur. Medresede okumuş. 15 yaşında, Yorgancı Rüstem Ağanın çırağı kalfası olmuş; sonra usta. Dükkan açmış kendine. Zengin bir kız gelmiş bir gün dükkana; aşık olmuş kıza; istetmiş vermemişler. Medreseyi, dükkanı bırakmış, içkiye vurmuş kendini. Meyhanelerde, orda burda içer gezermiş. Zeki ve nüktedan olduğunu duymuş IV. Murat, saraya almış. İtaat eder mi saraya böyle bir adam? Ayrılmış saraydan.

Birazcık tarihle ilgilenen herkes Bekri Mustafa’yı, IV. Murad’ı bilir. Bekri Mustafa  da,  IV. Murad da içkicidir. İçkicilikten bıkan usanan IV. Murad içkiyi, uyuşturucuyu yasaklar.

Bekri Mustafa’nın umurunda mı, her fırsatta içer, espriler yapar, gezer durur. Şimdi onun makamında içenler, onuruna kadeh kaldırırlar…

Payitaht’ta içki içilip içilmediğini denetlemek için, giyiniş değiştirmiş padişah geziyormuş meyhaneleri, saklı yerleri, kuytuları, kayıkçıları.  IV. Murat durur mu buraları da denetlemeye çıkmış buraları. Bakmış ki bir kuytuda Bekri Mustafa çekiyor kafayı. Yanına sokulmuş yavaşça;

--Hey hey kolay gelsin, ver bakıyım elindeki şişeyi demiş.

Bekri Mustafa karşısında Padişahı görünce şişeyi kaldırmış havaya;

--Allah’ım bu şişedeki suyu rakı yap diye bağırmış, vermiş Padişaha.

Padişah dikmiş tepesine;

-Ulan bu rakı demiş.

Bekri Mustafa;

-Evet Padişahım, az önce su idi, ben dua ettim rakı oldu demiş.

Padişah;

-Yaaaa demiş, sen duayla suyu rakı yapabiliyorsun, dua et de şu karşıdaki ağaç yanımıza gelsin demiş.

Bekri Mustafa düşünmüş, taşınmış, kaşınmış;

-Padişahım, ben kalender adamım, o ağaç ulu ağaç, ben giderim yanına demiş.

                                                                                            10.02.2020, Adana