Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi46
Bugün Toplam622
Toplam Ziyaret1823312
Halil Atılgan
incirgedigi@gmail.com
BU TOPRAĞIN TÜRKÜLERİ
12/04/2020

 

Bu toprağın türküleri gönlümüze ferman, yüreğimize derman olmuş. Onlar bize, biz onlara sevdalanmışız. Geçit vermez dağları onlarla aşmış, ulaşamadığımız yerlere onlarla haber salmışız. Türkülerimiz arı misali her çiçekten bal almış, çiçekten çiçeğe konmuş, sevda bahçemizin gülleri olarak geçmişten günümüze varlığını korumuş. Onun için türküler yakılmış toprak üstüne, aşk üstüne, sevda üstüne. Her konu onlarla dile gelmiş. Keremin Aslı’sı, Karacaoğlan’ın yavuklusu onların sayesinde dal budak salmış. O kadar geniş bir alana yayılmış ki: Âşığın sevdası, Yörük kızının gaydası, Erciyes’in yaylası, bülbülün kanadının sarısı bile onlarla dile gelmiş. 

Neleri barındırmamış ki bünyesinde: Karadeniz’in hamsisi, Sis Dağının dumanı, Kızılırmak, Aras ve Fırat nehri türkülerle ününe ün katmış. Dertlilerin yoldaşı, âşıkların sırdaşı olmuş. Çobanın kavalı, obanın yaylaya göçü, tülü mayanın inleyişi, Gelin Ayşe’nin suya gidişi onlarla dile gelmiş, Toroslar’daki pınar, kayada kekliğin sekişi, bir sekiye çıkıp delicesine öten turaç türkülerimizin nağmeleriyle bize ulaşmış. Âşık, bölük bölük giden turnalarla sevdiğine haber salmış. Kırım, Kerkük, Estergon, Eğri Kalesi, Yemen Bağdat türkülerle ününe ün katmış. Onun için türkülerimiz bizi anlatan, derinliklerinde kendimizi bulduğumuz ömür bohçası, milletimizin de gönül bahçesinin gülleri olmuş. Gül su ister. Bakım ister. Bakmazsanız menekşe gibi boynu bükülür. Solar, yok olur gider. O halde onlara sahip çıkmak, iyi bakmak gerekir. Atalarımız “Bakarsan bağ bakmazsan dağ olur” demiş. 

Türkülerimizdeki hoş görü, aşk ve sevgi nakış nakış işlenmiş. Ahrazın dile gelmesi, bülbülün güle gelmesi, arının bala gelmesi onların sayesinde gerçekleşmiş. Emrah, Yunus, Pir Sultan, Seyrani, Sümmani, Karacaoğlan, Köroğlu türkülerle diyeceklerini demişler. Karacaoğlan: Türkülerle güzellerin, Dadaloğlu da padişahın fermanını yazmış. Her konu türkü bahçesinde yeşermiş, olgunlaşmış bize ulaşmış.  

Karadenizli hiç çekinmeden: Efkârlı günlerinde ramazanın gelmesini, kapının eşiğini, çocuğunun beşiğini, kayıkçının küreğini türkülerle anlatmış. Yemen ellerine giden Mihrali Beyin kum tipisine yakalanmasını dahi türkülerimizle dile ve tele dökmüşüz. Türkülerimiz bulut olmuş göğe ağmış, yağmur olmuş yere yağmış.  Nisan yağmurları gibi dövmüş toprağı. Bereket saçmış Anadolu’ya.  Anadolu insanı türkülerle yunmuş arınmış. Yunup arındıktan sonra da yağmur yemiş toprak gibi burcu burcu kokmuş. Toprak kokusu almış götürmüş bizi. Sarayına sultan yapmış. Bunu yaparken de toprak kokusunu hiç unutmamış. İşte o türküler Anadolu insanın yüreğine bağdaş kurmuş oturmuş. Gönül defterine kocaman bir pencere açmış. Biz de o pencereden "Gönül karavanasına" kaşık sallamış, püssem püssem çoban aldatan yağmurları gibi türkü yağmurlarının altında ıslanmışız. Gavur Dağlarında eli kulağa atarak bir türkü tutturmuşuz. Yanık mı yanık, içli mi içli:

"Şu cerenin sulakları sulalı

            Gayasında da lâle sümbül dayalı" 

            Onlarla Karacaoğlan misali köy köy, oba oba dolaşmışız. Karacaoğlan'ın Kara sevdasını birlikte yaşamışız. Sonbaharın güneşi gibi biten umutların batışını, doğmayacak sabahın hayalini birlikte kurmuş türküler söylemişiz gelecek üstüne. Onunla Çukurova'nın sarı sıcağında sevdiklerimize güneş değmesin diye dulda olmuşuz. 

             Gözlerin inkâra benzer ebrular keman olur

Her kaçan yüzüne baksam katlime ferman olur

Yüzünü görse bir kâfir şüphesiz iman bulur

Mah yüzüne bir nikap çek ben yandım el yanmasın” 

 diyen ustalar yetişmiş onlar sayesinde. 

“İstemem dünya da süsü ziyneti

Bir kaşı kemanın büryanıyım ben

Lazım değil kulun kahrı minneti

Ta ezelden beri üryanıyım ben” 

Diyerek Ceyhanlı Âşık Ferahi’nin dizelerinde şekillenmiş. “Kemiğim tarak et zülfün teline / Hatıra geldikçe tara sevdiğim” diyerek ne denli candan ve yürekten olduğunu ifade etmiş toprak kokan türküler. Onlar sayesinde dilsizler dillenmiş, pınarlar çağlamış, kemiği sevdiğine tarak olmuş. Bu kadar yüce duygularla bize ulaşan türküler kısaca bizi anlatmış. Onun için bizi anlamak demek türkülerimizi iyi dinlemek demektir.  Kısaca Türk’ü anlamak için türkü dinlemek gerek. 



566 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BİR EKMEĞİN HİKÂYESİ[1] - 17/01/2024
BİR EKMEĞİN HİKÂYESİ[1]
POSTACI… POSTACI… CANIM GÜLÜM POSTACI! - 02/10/2022
POSTACI… POSTACI… CANIM GÜLÜM POSTACI!
ÇÖL YEMEN’DE CAN VERENLER - BİRİ MEMET BİRİ MEMİŞ - 28/06/2020
emen: Arap Yarımadasının Güneybatı köşesinde olup, mutluluk anlamına gelen bir sıfatla nitelendirilir. Fakat bu sözcük Türkler için geçerli değildir.
Bunca âşıkların bir hoşu Mahzuni…"İŞTE GİDİYORUM ÇEŞMİ SİYAHIM " - 19/05/2020
1940 yılında Kahraman Maraş'ın Elbistan ilçesinin Berçenek köyünde doğdu. (Dostları onun 1938 yılında doğduğunu ifade etmektedirler.)
ONU AZRAİL APARDI… - 24/04/2020
Yallah şoför yallah apar beni / Kerkük’e tez yetir beni.
ÇUKUROVA'DA KARACAOĞLAN ÇIĞIRMAK - 31/03/2020
Çukurova'yı; Mersin-İskenderun sahil şeridinden, Güneydoğu Toroslar'ın eteklerine
BİR OLALIM, İRİ OLALIM, DİRİ OLALIM… - 15/03/2020
Ben türkülere, Çukurova’ya, Toros dağlarına sevdalıyım. Sevdam: Anamın beni tarlada doğurmasından, sekiz yaşına kadar ayakkabıyı tanımayışımdan, yufka ekmeği fırın
“Sokrat Okuyan Köylüler” - 16/02/2018
BEN ÇOK DUYGULANDIM. SİZİ BİLMEM. SELAMLARIMLA.
ÜÇ ÜNLÜ TÜRKÜ VE ÂŞIK HÜSEYİN ( 1 ) - 09/01/2017
Âşık Hüseyin türküleri kadar ünlü olmayan ozanlarımızdan biri…
 Devamı
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028