Eskiler "çocuktan al haberi" derler ya, erken seçim haberlerini ise "Devlet Bahçeli'den Al" deniyor artık.

Son günlerde bir erken seçim tartışmasına girdi Türkiye. Kimilerine bu suni gündem gibi gelebilir.

İktidarın her geçen gün eridiği iddia ediliyor. Bu durumdan kurtulabilmek için bir an önce erken seçime gitmekte yarar olduğunu düşünenler çok. Muhalefet ise “biz hazırız” diyor.

Gözler Ak Parti Lideri Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye çevrilmiş durumda.

Her cümlesi, her kelimesi, virgülü, noktası titizlikle takip ediliyor. Bir harften, bir heceden, bir kelimeden çok şey çıkaracak durumdayız. Liderlerin kelimelerinin arasına girip-çıkıyoruz. Cımbızlama yöntemi ile laf almaya çalışıyoruz.

CHP liderine bir gazeteci tarafından “ Eğer erken baskın seçim olursa, Gelecek ve DEVA partilerine seçime girebilmeleri için İYİ Parti’ye yaptığınız gibi milletvekili desteği verir misiniz?” şeklinde bir soru soruluyor.

CHP Lideri ise, bu soruya ,”Eğer erken baskın seçim olursa demokrasiye sahip çıkmak için muhalefet partilerine kurulmak istenen tuzağı bozmak için seçim barajı düşürülmezse elbette destek veririz” diye yanıt verdi.

İktidardakiler de “Milletvekili borsası kurulacak” diye bağrışmaya başladılar.    

Milletvekili transferini önlemek için kanuni düzenlemeler yapılabileceğine dair demeçler verdiler.

Türkiye’de yaşanan başta koronavirüs olayları başta olmak üzere her şeyi unutuverdik ve bir erken seçim beklentisi içerisi içine giriverdik.

AK Partili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın partisinin İstanbul İl Teşkilatı’na seslendiği konuşmasında “Yarından tezi yok, yeni bir gönül seferberliği başlatıyoruz. Sokağa çıkma kısıtlaması günlerinde telefonla ulaşarak, çarşambadan itibaren de bizzat sahaya inerek, milletimize gidecek kendimizi anlatacak, onun da derdini dinleyeceğiz” ifadelerinin bir erken seçim olacağının işareti olarak görüldü.

Erdoğan bir gün sonra partisinin 81 il teşkilatı ile bayramlaştığı video konferans görüşmesinde  de “Önümüzde hem programlarımızı uygulamak hem milletimizle gönül bağımızı güçlendirmek için 3 yıllık bir vakit var” dedi.

“Şimdilik” erken seçim gündemden kalkmışa benziyor ama son kararı Sayın Erdoğan değil, Bahçeli verecektir.

Bildiğiniz üzere Sayın Devlet Bahçeli, Türkiye’de son 18 yılda siyasete yön veren erken seçim kararları ile tanınıyor. 1999 yılında Bülent Ecevit’in başbakanlığında kurulan hükümette başbakan yardımcısı iken 2002 yılında erken seçim fikrini o atmamış mıydı?

16 Temmuz 2002'de koalisyon hükümetini oluşturan üç partinin genel başkanları arasında yapılan zirve toplantısında 3 Kasım'da erken seçim yapılması kararı alındı ve bu karar TBMM'de 31 Temmuz 2002'de onayladı. Türkiye, böylece 3 Kasım'da 18 yıldır iktidarda olan AK Parti iktidarıyla devam etti.

Devlet Bahçeli,2007'de Gül' de Cumhurbaşkanlığı yolunu açtı.

Uzun uzadıya yazmaya gerek yok.

Sayın Bahçeli’nin bundan sonra yapılacak tüm seçimlerde verdiği kararlar etkili olmuştur.

Her ne kadar “balık hafızalı toplum olduk” denilse de her söylenen söz arşivlerde kayıtlı bulunuyor. Bir “tık”la her şeye ulaşabiliyoruz artık.

Şimdi seçimin kokusunu Devlet Bahçeli’nin konuşmalarının kelime aralarına girerek, cımbızlama yöntemiyle almaya çalışıyoruz.

Bütün gözler, bütün kulaklar Sayın Bahçeli’ye dikilmiş vaziyette bekliyoruz.