Evet değerli dostlar,saygıdeğer hemşehrilerim.Karaisalılılar olarak herzaman Adana'da en az üçyüzelli bine yakın hemşehrimizin olduğunu böbürlenerek anlatırız ya...

Kemiyet (miktar,sayı,nicelik)ve keyfiyet (kalite,nitelik) bu olsa gerek.Kemiyette varolmak yetmiyor demek ki.Önemli olan kemiyeti  keyfi yete çevirip; sonuç alabilmektir.

Yıllar önce bir cesur yürekli hemşehrimiz çıkıyor ve ben varım diyor.Yetmiyor, beş dönem; memleketin dördüncü büyük şehrini yönetiyor.Seversiniz sevmezsiniz,beğenirsiniz beğenmezsiniz ama;O bir KARAİSALILI.İlçemizin ismini ve insanını kendine göre çokta güzel temsil etmiştir.Onun döneminde, falan büroda filan kişi;falan dairede falan kişi var; diye elimizi kolumuzu sallayarak girebiliyorduk belediyeye.Ondan sonraki yöneticilerle de hiç bir problemimiz yok ve olamaz da.

Ancak; üçyüzelli bin kişinin yaşadığı ve çoğunluğunu bizim insanımızın oluşturduğu Seyhan Belediyesi’nde bile neden yokuz.Ancak yiğidi öldürüp hakkını inkar etmeyecek olursak;son dönemde bir cesur yürek Seyhan Belediyesi’ne adayım dedi.Partilerin kendi politikasıdır saygı duyarız,aday gösterilmedi.Dememiz odur ki;kazanıp kazanmamak değil sorun,sorun bu kadar insanın içerisinde birileri çıkıp ben de varım diyememektedir.Kemiyeti keyfiyete çevirebilmek için bir Karsisalılı olarak "bende varım" diyebilmekten ötürü kutluyoruz Ali Çoşkun beyi.

Hiçbir parti veya siyasetçi ile sorun yok.Sorun Karaisalı'yi zaten bir Karaisalılı yönetecek ve yıllarca da yönetildi.Herkesin  gözü Karaisalı'da.Adamın Karaisalı'da kapısını vurmadan girebileceği  tanıdığı beş ev yok, Karaisalı'ya aday.Kardeşim  kendine güveniyor ve benim param da var;  çevremde var, ben bu işi iyi de yaparım diyebiliyorsan;Adana Büyükşehir Belediyesine aday ol,Seyhan veya Çukurova Belediyesine aday ol.Gelip kendi yavruna şeyapıncaya kadar büyük düşünerek ve de büyük oynayarak hedef belirle. Kazanırsın kazanmazsın,  üçyüzelli bin kişiyi bir araya getirip; arkana alabiliyor musun; başarı o zaman olur.Sonra,herkes işim garanti olsun; ben adayım,işim garanti olsun; ben para harcarım diyor.Yok öyle üç kuruşa beş köfte kardeş.

Bırakalım, Karaisalı'yı Karaisalılı siyasetçilerimize; onlar işi biliyor,kim neyden alıyor, kim neyi sevmiyor,nasıl olsa kör topal da olsa birşeyler oluyor.Büyükşehri alalım,Seyhan, Çukurova'yı alalım da ilçemize katkımız olurken hemşehrilerimizin kapasitesini, dünya görüşünü,murtçu vizyonunu Adana ve Adanalılara Kuvay ı Milliye ruhunu yaşayıp canlandırdıkları gibi; bir murtçu şahlanışı yapacak cesur yürekler çıkmalı meydanlara.

Yerel yönetimlere başkan,siyasi partilere il başkanı,sivil toplum kuruluşlarına il başkanı,çeşitli oda başkanları olarak meydanlarda boy gösterip,doğruluğu, dürüstlüğü, çalışkanlığı,proje adamı olduğumuzu icraatlarımızla ve kitleleri arkamızdan sürükleyerek gösterebilmeliyiz.

Ve artık Adana Karaisalılılara dar gelmeli,hedef Ankara olmalı.Birde KAP (Karaisalı+Aladağ+Pozantı)projesini hayata geçirebilmiş olsak bu işler kaymaklı kadayıf olur.

Ötekileştirmeyi bırakıp;kimseyi küstürmeden, darıltmadan, herkesi kucaklayarak, önümüzdeki yıllarda yapılacak seçimlerde "murtçuların adayı bu kez kim acaba" dedirtecek şahsiyetler çıkmalı siyaset meydanına ve hep "ben değil biz diyerek" başaracağını haykırmalı.

İşin özü artık mayası bizim olan bu şehrin yönetimine,siyasetine,bürokrasisine,pazarına v.s.herşeyine talip olmalıyız.Bütün bu düşüncelerimizle de kimse bize "mikro milliyetçilik yapmayın" demesin, biz sadece; memleketimizin,şehrimizin milliyetçisiyiz ve şehrimizi çok seviyoruz.

1 Nisan Kuvay ı Milliye ruhunu Karaisalı'da canlandırıp yeşerterek; Çukurovayı kurtaranlar, elbette bu şehrin en doğal kurtarıcısıdırlar.

Yani demem o ki; un var,yağ var,şeker de var, "gel artık usta lezzetli bir helva yap"ta Adana doya doya helva yesin.

Murtçular, herzaman büyük düşünmek, büyük oynamak ve büyük hedefler koymak zorundalar.Artık bayram şekerleri bizi kandırmamalı.

Yani bizim bir adımız KARA, bir de dalağımız KARA,başka kara bulacakları bir şey yok.