"Bu Dünyadan Bir Zamir Genç Geçti" 

İlçemizin hamisi ve banisi büyüklerimizi yeni yetişen nesle anlatmak ve tanıtmak asli görevlerimizden olmalı.

Tarihini bilmeyen milletler her zaman yönetilmeye mahkumdur.

Bizde ilçe tarihimizde iz bırakmış büyüklerimizi anlatmak ve tanıtmak amaçlı bir yazı dizisi "KARAİSALI'NIN KÖŞE TAŞLARI"  (15) ile çorbada tuzumuz olsun istedik

05 Haziran 1943 tarihinde Güvenç Köyü’nde doğdu. İlkokulu Güvenç Köyü’nde, Ortaokulu Karaisalı’da, tamamladı. 1960 Yılında Adana Ticaret Lisesi’ne başladı. Üç yıl sonra mezun oldu. Lisede öğrenci iken muhasebecilik ve gazetecilik başta olmak üzere çeşitli işlerde çalıştı. 

29 Kasım 1966 tarihinde Aksaray’ın Yaprakhisar Köyü’nde öğretmen olarak göreve başladı. Burada 3 yıl görev yaptı. Bu görevi sırasında yazdığı şiirlerden oluşan “Hep Bu Vatan İçin” adlı şiir kitabı 1969 yılında Aksaray’da Doğruer Matbaası’nda basımı yapılarak yayınlandı.

1969 Yılında Adana Yeniyayla Çamlıca Köyü’nde çalışmaya başladı. 5 Yıl çalıştı. Aynı zamanda Çukurova Üniversitesi İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Muhasebe Bölümünde okudu.

1974 Yılında Şanlıurfa Ticaret Lisesi’nde Muhasebe Öğretmeni olarak göreve başladı. Daha sonra Şanlıurfa İl milli Eğitim Şube Müdürü ve İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. Aynı zamanda Urfa ÜLKÜ-BİR İl Başkanlığı yaptığı bu görevi sırasında evinin önünde bölücü örgüt tarafından saldırıya uğradı ve bu saldırı sırasında 9 kurşun ile yaralandı.

Uzun süren ameliyatlardan sonra,iyileşip Karaisalı Lisesi'ne Müdür olarak ataması yapıldı. Daha sonra Karaisalı İlçe Milli Eğitim Müdürü oldu. Bu görevi sırasında aynı zamanda uzun süre(3-4 yıl) Kaymakam Vekilliği yaptı.

1991 Yılı Genel seçimlerinde oluşan koalisyon hükümeti zamanında 1992 yılında Adana İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı görevine atandı. Bu görevi esnasında 09 Ekim 1992 tarihinde kalp krizinden dolayı 49 yaşında ahirete irtihal etti.

Bu dünyadan bir Zamir GENÇ geçti.

Hizmet ehli idi; dünya misafirliği 49 sene sürmüştür. Ne mutlu ki kısa denilecek dünya hayatında sayısız hizmetler yapmıştır.

Karaisalı’da öğrenci pansiyonu, öğretmen evi ve aşevi yapılması, Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nun açılması, Çok Programlı Lise olarak yapılan daha sonra Yüksekokul eğitimi verilen ve halen Karaisalı Anadolu Lisesi şeklinde kullanılan binanın yapılması, Şehit Mehmet Çalışkan İlköğretim Okulu binasının inşası, Sağlık Meslek Lisesi'nin ilçeye kazandırılması, Güvenç-Ayakkıf yolunun açılması, Kızıldağ yaylasında uygulamaya konulan çevre temizliği faaliyeti ile Çinçin mevkiine su getirme çalışmasına halk katkısı sağlanması, Çinçin Camisi’nin yapılması, sonradan Altınmurt adını alacak okul sıra ve masası üretimi çalışmasının yapılması ve üretilen emtianın İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne satışının tamamen onun iyi ilişkileri sonucunda gelen bir başarı olması, bugün Tapu ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ofislerinin bulunduğu Köylere Hizmet Birliği İşhanı’nın tamamlanabilmesinde emeğinin bulunması hizmetlerinden bir kısmıdır.

Ayrıca, Merkezdeki eski caminin yenilenmesi girişiminde, hemen hemen aynı kişilerden oluşan Cami Yaptırma Derneği ile İmam Hatip Lisesi Yaptırma Derneği yöneticilerinin ikna edilmesinde de onun emeği, desteği inkar edilemez. "Dımıdan"isimli Karaisalı ve Köyleri Düğünleri belgeselinin çekilmesine de katkıda bulunmuştur. Davet ettiği sanatçılarla “Aşıklar Gecesi” gibi organizasyonların, Öğretmenler Günü gibi kutlamaların, yemek davetlerinin de ilklerini İlçeye yaşatmıştır.

Fedakardı; İlçeye veya civar köylere atanan öğretmenler kendi düzenini kurana kadar mutlaka evinde misafir olurlardı. Köyden işlerini halletmek için gelen insanlarla paylaşırdı sofrasını. Çoğu zaman görev yaptığı memleketlerde su, elektrik gelsin, meyve bahçeleri kurulsun, neye ihtiyacı varsa giderilsin diye ve bizzat kazma kürekle, köy sakinleri ile çalışarak çabalamıştır. Çoğu gece geç vakitlere kadar daktilosu başında çalışarak ihtiyaç sahiplerinin dilekçe ve benzeri yazı ihtiyaçlarını gidermeye çalışmıştır. İş ve meslek imtihanına giren öğrencileri için hiç üşenmeden referans mektuplarını yazar, elinin,sözünün yettiği, herkesi aramaya çalışırdı. İlçemize, insanlarımıza, öğrencilerine faydalı olmak, salih amel işleyebilmek kaygısı hayatının gayesi idi.

Cömertti; maaşını aldıktan sonraki birkaç gün içerisinde kimsesiz ve ihtiyaç sahiplerine dağıtarak tüketirdi. 5 Çocuk sahibi ve tek maaşlı olmasına rağmen Adana ve Ankara’da bürokratik işleri olan kişilerin eline 1 veya 2 kiloluk teskere veya bidon içinde meşhur Kızıldağ Yaylası deri peynirlerini veya Karaisalı salçasını işlerini halledecek kişiye hediye etmeleri için iş sahiplerinin eline tutuştururdu.

Bu dünyadan bir Zamir GENÇ geçti.

Vatansever, milli bir insan ve dava adamıydı; Ülkesinin, devletinin, milletinin, insanlarının, akraba ve hemşerilerinin dert ve sıkıntıları ile yakından ilgilenen ülkücü hareket mensubu bir kişiydi. MHP’nin “Eğitimciler Gurubu Üyesi” idi. Ülküsü, fikri ve ideali için bıkmadan çalışır ve fedakârlıkta bulunurdu. Bu kapsamda çalıştığı tüm yerlerde korkusuzca çalışmıştır. Urfa’da evinin önünde vurulduğunda dava arkadaşları kan vermek için hastane önünde uzun bir kuyruk oluşturmuşlardı.

Adana ve Urfa’da terörden dolayı okumama riski olan öğrencilere sahip çıkmış, sayısız insanın hayatına dokunmuştur. Bu öğrenciler bugün ülkemizin siyasetinde, ekonomisinde, güvenlik ve benzeri başka devlet makamlarının en üst yerlerinde görev yapmaktadırlar.

Köyünün, ilçesinin, ilinin ve ülkesinin sıkıntılarını dert eder ve ilgilenirdi. Bu kapsamda Adana ile ilgili 1969 yılında "ADANA'M"isimli bir şiir yazmıştı.                                   

Bu dünyadan bir Zamir GENÇ geçti.

Yeniliklere, öğrenmeye açık, geniş bir ufka sahip iyi bir eğitimci idi; öğrencilerine ve mesleğe yeni başlamış genç öğretmen meslektaşlarına hayatı, insanlığı, vatan,millet,devlet,bayrak sevgisini ve bu sevginin nasıl yaşanacağını öğretirdi. Bu öğrettikleri hayatının geri kalan kısımlarında öğrencilerine ve genç öğretmen arkadaşlarına rehber olurdu. Şimdilerde yazılan kişisel gelişim kitapları bu konuları daha yeni yazmaktadır.

İnsanlara değer verirdi; sokakta oynayan çocuklara bile selam vermeden, gülümsemeden geçmezdi, Kaymakam Vekilliği dönemlerinde Makam aracı ile köylere giderken yaya olarak köylerine giden öğrencileri aracına alırdı, Onunla bir şey konuşulduğunda dikkatle dinler, anlar ve destek olurdu. Espri ve şaka yaparken bile eğitimci yönünü kullanır bu konuda akraba ve öğrencilerini eğitirdi. Yaşça ileride olsa bile iş ilişkisinde hiyerarşinin oluşturduğu mesafeyi hiç zorlamaz, hiyerarşik saygı dışında da muhataplarına karşı güven duyan saygılı bir yaklaşım içerisindeydi. Sözün özü, Peygamber Mesleği olan öğretmenliğin hakkını verirdi.

İyi bir idareciydi; İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri başta olmak üzere üst yöneticiler ve iktidar mensubu egemen siyasetçilerle zıtlaşmaz, alttan ve ağırdan alır; bazen işi zamana yayar, bazen bir üst kademe siyasetçiyi devreye koyar ve hep tatlılıkla sonuçlandırırdı. Evinde Aile Toplantıları kurar ve en küçükten en büyüğe söz hakkı verir, çocuklarının kendilerini ifade etme imkânı sunardı. Zevklerine, hobilerine saygı duyar, desteklerdi. Teşekkür ederken de, özür dilerken de çok nazik ve düşünceli davranırdı.

Özetle; Zamir GENÇ çok iyi bir baba, çok iyi bir öğretmen, vefalı bir dost, keyifli bir arkadaş, saygılı ve merhametli bir evlat, hâsılı iyi bir insandı. Vatan, millet, memleket sevdalısıydı. Yaratılanı yaratandan ötürü severek her varlığa gereken önem ve değeri verirdi.

Evlatları ve onların ailesi zaman zaman görev yaptığı yerler olan Urfa, Yaprakhisar/AKSARAY ve Çamlıca/ADANA’ya ziyarete giderler. “Zamir Hoca’nın evlatları gelmiş” diye heyecanla, sevgiyle karşılanırlar. Bazen gözleri dolarak, bazen yüzlerinde gülümsemeyle hatıralarını anlatırlar, yaptığı hizmetleri gösterir, hayır dua eder, hasretlerini dile getirirler. Bu yaşananlar ile duygusal bir ortam oluşur. Hatta müfettiş olan damadının 1999 ve 2006 yıllarında denetime gittiği yerde denetlediği yerdeki Makam sahipleri, Zamir GENÇ’in damadı olduğunu öğrenince devlet memurluğunu ve denetim ortamını unutup heyecanla boynuna sarılmışlardı.

Evet, Bu dünyadan bir Zamir GENÇ geçti.

1992 yılında aynı soyadını taşıyan kişinin de olduğu zamanın iktidarının büyük ortağının ilçe yönetim kurulu ve milletvekilinin dahli ile Adana’ya tayin oldu ve aynı yılın 9 Ekim tarihinde Rahmet-i Rahman’a kavuştu.

Ruhu şad olsun.

İlçemizin köşe taşlarını unutmayıp; yeni nesle tanıtmak elbette  Karaisalı Sevdalısı bizlerin asli görevlerindendir.Bu toprakların vatan yapılmasında; milli , manevi ve siyasi mimarlık yaparak emeği geçen tüm geçmişlerimize Rabb'imden rahmetler diliyoruz.

 Bir başka büyüğümüzü anlatmak ve tanıtmak amaçlı yeni bir yazımızda görüşmek üzere,hoş kalın, hoşça kalın...

Kaynak:Mustafa Aslan