Memleketin birinde bir köy çok yoksulmuş. Ot bulup ot, ağaç bulup ağaç, taş bulup taş yiyorlarmış. Köyün gençleri toplanmış, konuşmuşlar, bu böyle olmayacak demişler. Gidelim her birimiz bir yere, şansımızı arayalım. Sözleştikleri gün, köyün meydanlığında toplanmışlar, birbirleriyle vedalaşıp hepsi birden dağılmışlar. Git babam git, yürü babam yürü, dağ taş, dere tepe, ova yayla, gece gündüz yürümüşler… şanslarını aramışlar; kayaların kovuğuna, ovaların düzüne, dağların sivrisine, ormanların tepesine, dikenlerin  sivrisine, yaylaların güzeline…. bakmışlar. Kimi tarla bulmuş, kimi bahçe, kimi at, kimi eşek, kimi dana, kimi inek, kimi öküz, kimi deve, kimi katır, kimi boğa, kimi altın, kimi bakır, kimi zincir, kimi demir…

Bir vadiye gelmişler, orada toplanmışlar.  Hele bir sayalım demişler, kim gelmiş, kim gelmemiş diye… Bakmışlar, saymışlar, görmüşler ki üç arkadaşları yok… Demişler biraz bekleyelim, gelirler. Gelmezlerse arar buluruz demişler. Oturmuşlar, dalmışlar sohbete… Anlatmışlar birbirlerine ne yaptıklarını, ne bulduklarını söylemişler. Bulduklarımız hiç değilse bizi yoksulluktan kurtarır demişler…  Çalıştıralım kafamızı, çalışalım, üretelim… Böyle konuşurken, böyle söyleşirken, böyle düşünürken yollara bakıyorlarmış…

Önlerinde bir tepe varmış, tepenin üstüne çıkmışlar daha uzak yerleri görmek için… bakmışlar. İçlerinden biri bağırmış. İşte taaa uzaklarda üç karaltı görüyorum… Diğerleri de bakmış, onlar da öyle demişler… Bekleyelim, karaltı yaklaştıkça belli olur. Öyle de yapmışlar. Çok geçmeden karaltı iyice yaklaşmış… Tamam demişler işte bizim arkadaşlar bunlar.  

İnmişler tepeden, arkadaşlarının koltuğuna girmişler, getirmişler vadiye… Vadi öyle yeşilmiş ki, sular akıyormuş, kuşlar şakıyormuş… meyve, yiyecek çokmuş… Köyü buraya taşıyalım demişler… Varmışlar köye, almışlar köyü getirmişler vadiye. Herkes bir yere yerleşmiş, çok sevinmiş… mutlu olmuş. Meyveleri yemişler karınlarını doyurmuşlar… Köyün şansı da bu demişler…

Üç arkadaşlarına sormuşlar siz ne buldunuz?… Birincisi ben bir dürbün buldum, bakınca dünyayı, dünyada olup bitenleri görüyorum. İkincisi; ben de bir halı buldum, sihirli bir halı, bindin mi üstüne uçuyor gökyüzüne, istediğin yere götürüyor… Üçüncüsü de ben de bir elma buldum, elmayı kim yerse ölümden kurtuluyor, yaşıyor sonsuza dek… Köylüler çok meraklanmışlar. Haydi deneyin marifetinizi görelim. Olur demiş üçü birden…

Dürbüncü bakmış… Dünyanın bir ucunda dünya güzeli bir kız görüyorum, hasta yatıyor, ölümcül hasta… yazık olacak kıza acele edelim, senin seccadeye binelim, senin elmayı verelim, kız kurtulsun diyor. Hemen halı hazırlanıyor, biniyorlar üçü birden üstüne, vuruyorlar kırbacı, havalanıyorlar… Çıkıyorlar göğün yedinci katına, ışık hızıyla, varıyorlar dünyanın bir ucundaki, hasta kızın yanına, elmayı veriyorlar kız kurtuluyor ölümden. Sevinç, mutluluk içinde coşuyor. Beni kurtardınız, sağ olun var olun diyor… Sizi nasıl ödüllendirelim?

Kızın ailesi söze karışıyor; kız beni kim iyileştirirse  ona varacağım dediğini söylüyor. Verilen söz yerine getirilmeli. Kız evet doğru, beni üçü birden kurtardı, ben hangisine varacağım diyor? Üçünüze birden varamam ki?

Almış bir düşünce üç arkadaşı, kızı, kızın ailesini… Vadinin en serin yerine oturmuşlar, meyvelerden yemişler, suyundan içmişler, iyice bir kafaları beyinleri daha çok çalışır olmuş…

Dürbüncü benim dürbünüm olmasaydı bu kızı göremezdik, kızı iyeleştiremezdik, kız benim olmalı demiş. Halıcı, yoook demiş benim halım olmasaydı kızın yanına nasıl varacaktık?  Kız benim olmalı demiş. Elmacı çok düşünceli; haklısınız kardeşler, benim elmam olmasaydı, kızı iyeleştiremezdik. Benim elmam yok. Senin dürbünün duruyor, senin halın duruyor. Verin benim elmamı kız sizin olsun demiş…

Tartışmışlar akşamlara sabahlar kadar. Haftalar, aylar sürmüş bu tartışma… Sihirli bir elma bulup verememişler elmacıya. Gel kardeşim, kız senin al kızı demişler. Elmacıya güzel bir düğün yapmışlar. Sevinmiş herkes, mutlu olmuş şanslarının iyi gittiğine. Ermişler muratlarına…Biz çıkalım kerevetlerine. Gökten üç elma düşmüş. Biri köylülerin başına, biri gençlerin başına, biri de  masalı anlatanın başına.

Kutlu olsun mutlu olsun yılınız, bol olsun şansınız.

29.12.2021, Adana