Nedendir bilmiyorum?

 Bizim yazılı ve görsel basınımız bazı hususları görmezden geliyor. Ya gerçekten görmüyor ya da görüyor ama gördüğünü, okuduğunu anlamıyor. Argo deyişle, “kafası basmıyor!”

 6 Nisan 2022 tarihli Resmi gazetede yayınlanan bir kanunla, “Siyasi partiler ve seçim kanunlarında” değişiklikler yapıldı.

 7393 sayılı bu kanunun 3. ve 4. maddesi ile aşağıdaki hüküm Siyasi Partiler Kanununa ve Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanuna eklendi.  

  Buna göre bundan böyle, “Seçime katılma yeterliliği elde eden parti, bu Kanunda öngörülen ve parti tüzüğünde belirtilen süreler içinde birinci ve ikinci fıkrada belirlenen teşkilatlanma yeter sayısı esas alınarak ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste iki defa yapmamış ise seçime katılma yeterliliğini kaybeder.”

 Kimse burada yazılanları tartışmıyor.

 CHP aynı kanunla getirilen, “İl, İlçe Seçim Kurulları başkanlarının belirlenmesi usulü değişikliğini ve bu hükmün üç ay içerisinde yürürlüğe girecek olması ile Cumhurbaşkanının yapacağı seçim propagandasının seçim yasakları kapsamından çıkartılmasını,” iptal için Anayasa Mahkemesine götürüyor. Ama yukarıdaki hükmü o da görmezden geliyor. Çünkü işine geliyor.

 Siyasi Partiler Kanunundaki siyasi parti kongrelerinin, “… iki yıldan az, üç yıldan fazla olmayan sürelerde toplanacakları,” hükmü ile birlikte değerlendirildiğinde bu düzenlemenin anlamı, “Memleket Partisi ile Zafer Partisinin 2023 Haziranında yapılacak genel seçime katılamayacakları,” demektir.

 Onun bir adım ilerisi ise, “Seçim takviminin belirlenmesi konusunda tek ve tam yetkili YSK’nın seçim takvimini, seçimden altı ay önce, 18 Aralık 2022’de başlatması halinde,”  DEVA Partisinin; “Seçimin bir ay önceye alınması halinde,” Gelecek Partisinin seçime katılamaması demektir bu. …

 Bu durumda ne olur?

 DEVA ve Gelecek partileri adaylarını Millet İttifakındaki diğer partilerin listelerine yerleştirirler.

 Memleket Partisi ile Zafer Partisi ise “Bağımsız Türkiye Partisi, Millet Partisi ve Doğru Parti ile birlikte,” Milli İttifak adı altında yeni bir birlik oluşturur ve adaylarını ittifak ortağı partilerden birinin listelerinde ya da “Tek, Karma Liste” ile seçime katılırlar.

 Sayın Ümit Özdağ’ın Sayın Mansur Yavaş’la ilgili davetiyesi ve açıklamalarına bir de bu şartları dikkate alarak bakınız ve değerlendiriniz.

 Cumhurbaşkanlığı seçiminde, HDP’nin Millet İttifakı adayını desteklemesi halinde üçüncü bir CB adayımız daha olacak demektir. Millet İttifakı HDP ile anlaşamazsa CB seçimine dört adayla da gidebiliriz.

 Durumun, en azından bir yerel gazetede halkın bilgisine sunulması faydalı ve bilgilendirici olacaktır sanırım.

 Okuyucularıma hayırlı Ramazanlar, sağlıklı günler dilerim.