Hayrullah Güven
hguven@karaisalihaber.net
GEÇMİŞTEN GELECEĞE
28/05/2024 Bu çocukluk hatıralarımı niçin yazıyorum? Babamın çocukluğuna ait hiçbir şey bilmiyorum, çünkü anlatmadı, biz de sormadık, sormaya da çekinirdik. 1940-1960 yılları arasında köyde nasıl bir hayat vardı, bizden sonra gelen nesiller bunu öğrenip kendi zamanları ile karşılaştırsınlar, nereden nereye geldiklerini öğrensinler istedim Bazı kelimeleri, o zamanlarda kullandığımız şekliyle yazıyorum. Aradan uzun zaman geçtiği için unuttuklarım vardır, yanlış hatırladıklarım olabilir, şimdiden affınızı dilerim. Annem bazı şeyler anlatırdı. Mehmet abim bazen bana şaka yollu “teyze oğlu” diye hitab ederdi. Bunu duyanlar şaşkınlıkla bakarlardı. Biz hem kardeş hem de teyze çocuklarıydık. Şöyle ki annemler yazları Etekli köyündeki Hulkana yaylasında kalırlarmış, çadırları büyük bir cevizin altındaymış, daha sonra bu cevize “kanlı ceviz” demişler. İbrahim dedemin cevizde asılı duran av tüfeği, bir şekilde cevizden düşüp ateş almış, dört çocuk annesi olan Emine teyzem ölmüş. Dört kardeşin en küçüğü Yusuf abim bebekmiş.Dedem, babamı çağırıp çocuklar üvey ana elinde kalıp perişan olmasınlar diye teyzemin küçük kardeşi Hatice’yi yani annemi babamla evlendirmiş. Annem en büyüğü ben olmak üzere altı çocuk doğurmuş, böylece 10 kardeş olduk. Babamla Abdullah amcam, Etekli (Yağbasan) köyünün Karmış parçasından Posyağbasan köyüne göç etmişler. Nüfus kaydımız hala Etekli köyündedir. Etekli köyü Karaisalı ilçesine bağlıdır, Posyağbasan ise bazen Karaisalı’ya, bazen de(Karsantı) Aladağ’a bağlanırdı, şu an Aladağ’a bağlıdır. İki kardeş yeni yurtlarında büyükçe bir ev yaparlar ve ortasından tahtayla iki eşit parçaya bölerek ikiz ev haline getirip otururlar. Bu tahta bölme kısmında uzunca bir dolap var, dolabın üstü yüklüktü, buraya yatak yorgan konurdu. Biz çocuklar bu tahta aralarındaki açıklıktan birbirimizin evlerini dikizlerdik. Amcamın en büyük çocuğu Rahmi benden 2- 3 ay daha küçüktü, ikimiz birlikte oynardık ama sık sık kavga da ederdik. Bazen büyük çocuklar “bu senin anana sövdü” diye bizi kışkırtıp kavga ettirirlerdi ama biz belki bir saat, belki yarım saat sonra bir araya gelip yine birlikte oynamaya başlardık. Bizim kavgamız yüzünden annelerimiz de ağız dalaşı yaparlardı. Babalarımız bu dalaşa şahit olsalar bile hiç ses çıkarmazlardı. Biz küçük yaşlardayken komşu çocukları kız-erkek birlikte oynardık. Kız çocukları renkli kumaş parçalarıyla oyuncak gelin, bebek yaparlardı. Değişik renklerdeki gelincik çiçeği tomurcuklarından yaptıkları gelin başı çok güzel olurdu. Erkek çocuklar, düzgün çubuklardan, kurumuş ayçiçeği saplarından at yapar üstlerine biner, atların başına yular olarak bağladığımız ipleri kasarak dörtnala koşardık. Bazen atlar, bizim ağzımızdan kişner, bazen de tepişirlerdi. (DEVAM EDECEK) |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BÜNGÜŞ KÖYÜ - 09/08/2024 |
BÜNGÜŞ KÖYÜ |
KUŞLAR - 06/08/2024 |
KUŞLAR |
TRAKTÖRÜ GÖRDÜM - 26/07/2024 |
TRAKTÖRÜ GÖRDÜM |
GEÇMİŞTEN GELECEĞE - 10/07/2024 |
GEÇMİŞTEN GELECEĞE |
H A L İ M E A B L A - 18/06/2024 |
H A L İ M E A B L A |
S A K I Z O L A Y I - 11/06/2024 |
S A K I Z O L A Y I |
İ L K B A H A R D A Y A Z L I Ğ A G Ö Ç - 03/06/2024 |
İ L K B A H A R D A Y A Z L I Ğ A G Ö Ç |
Ç İ Ğ D E M - 29/05/2024 |
Ç İ Ğ D E M |
GEÇMİŞTEN GELECEĞE ESİNTİLER (3) - 07/02/2013 |
üz gelip te havalar serinleyince herkes köye göçerdi. Kış için odun getirme telaşı başlardı. |
Devamı |