Hayrullah Güven
hguven@karaisalihaber.net
İ L K B A H A R D A Y A Z L I Ğ A G Ö Ç
03/06/2024 İlkbahar gelince Molla Mustafa (Sarıkaya) emmi hariç herkes tarlasına, varsa bostanının başına göçerdi. Gerekli görüldükçe yaz boyu yer değiştirme işi de yapılırdı. Bu göç işiyle ,köylüler damların sıklatından ( sıcağından) kurtulmuş, hem de hayvanlar yeni otlaklara kavuşmuş olurdu. Biz çocuklar bu yazlığa göçme işini çok severdik, annemiz sabahleyin “haydi, kalkın çocuklar!” dediği zaman tatlı uykumuzdan kalkmak istemezdik. Bizi kaldırabilmek için bazen “göçüyoruuuz!” der, bu sözcüğü duyan biz, hemen yataktan fırlayıp kalkardık. Çoğu zaman belki hayal kırıklığına uğrardık ama mutlaka bir sabah gerçek olurdu. M E R Y E M A B L A Bir ilkbaharın ilk günlerinde, köyümüzün iki
kilometre uzağında, Sıçramaz Taşı’nın arkasındaki boş alana 10-12 aile alaçık
(çadır) kurduk. Karsantılı Çavuş emmi- Fadış nene ailesi en son gelmişti. Onlar
için komşular “Sonradan gelen yurdun iyisine konarmış.” sözünü söylemişlerdi. Kadınlar bizim çadırın önünde
toplanmışlar, sohbet ediyorlardı. Sohbet edenler arasında Gökükızının kızı, 18
yaşlarındaki Meryem abla da vardı, sonradan öğrendiğime göre bize akrabaydı. Anamla
birlikte ara sıra onları, loş yer evlerinde ziyaret ederdik. Meryem abla, şaka yollu bana “
nişanlım” diyerek beni kızdırırdı. O zamanlar sanırım ben 5-6 yaşlarındaydım.
Çadırın en arkasındaki yatak yığınının üstüne çıkıp atlıyordum ve bu hareketi
annemin uyarılarına rağmen tekrarlamaya devam ediyordum, yaramazlık işte.
Meryem abla biraz da kızarak bana “Şimdi gelirsem seni şalvarımın içine katarım!”
dedi. Düşeceğim durumu hayal etmiş olmalıyım ki, aynı kızgınlıkla ben de “seni çırmalarııım!”
(tırmalarım) deyince, kadınlar gülüştüler. Kadınların niçin güldüklerini o
zaman anlamamıştım. Birkaç yıl önce köye gitmiştim, Meryem ablanın hasta
olduğunu duyup yanına gittim, elini öptüm. Çok ihtiyarlamıştı, yanında damadı
ve kızı da vardı. Yaşadığımız bu olayı anlattım, hatırlayamadı,
helalleştik. Daha sonra öldüğünü duydum,
Allah rahmet etsin, nurlar içinde uyusun. S A K I Z O L A Y I Etekli köyü ile bizim köy (Posyağbasan)
arasında, dağlarla çevrili Söğüt yaylası var. Bir ilkbaharda bu yaylaya
göçmüşüz, dedemlerin çadırının yanında çadır kurmuşuz. Biz çocukların en
değerli varlığı bize verilen ladin (köknar) sakızıydı. Çiğnerken ara sıra
yanlışlıkla bu sakızı yutar ve üzülürdük. Sanırım üç yaşındayım, Hasan dayım da
benim yaşımda, Emine teyzem bizden 1-2 yaş daha büyüktü. Üçümüz çadırların elli
metre kadar ilerisinde, tarlanın içinde oynuyorduk. Teyzem, yanı başımızda
kakasını yapmış, ben teyzeme kızıp tokat attım. Teyzem ağlayarak çadırın önünde
oturan dedeme doğru ağlayarak yürüdü, belli ki beni şikayet edecek. Biz de
arkasından yürüyerek vardık. Dedem bana kızarak “lan kızımı niye dövdün?”
diyerek sordu. Ben cevaben “kendi de
b….k’unu sakızıma kokuduyooor!” demişim.
Kokunun burnuma değil, sakızıma koktuğunu sanıyormuşum.“Demişim” diyorum çünkü
ne dediğimi hatırlamıyorum ama olayı hatırlıyorum. Hasan dayım, dayım olmanın
yanında en iyi arkadaşlarımdan biriydi, Rab’bim rahmetini üstünden eksik
etmesin. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BÜNGÜŞ KÖYÜ - 09/08/2024 |
BÜNGÜŞ KÖYÜ |
KUŞLAR - 06/08/2024 |
KUŞLAR |
TRAKTÖRÜ GÖRDÜM - 26/07/2024 |
TRAKTÖRÜ GÖRDÜM |
GEÇMİŞTEN GELECEĞE - 10/07/2024 |
GEÇMİŞTEN GELECEĞE |
H A L İ M E A B L A - 18/06/2024 |
H A L İ M E A B L A |
S A K I Z O L A Y I - 11/06/2024 |
S A K I Z O L A Y I |
Ç İ Ğ D E M - 29/05/2024 |
Ç İ Ğ D E M |
GEÇMİŞTEN GELECEĞE - 28/05/2024 |
GEÇMİŞTEN GELECEĞE |
GEÇMİŞTEN GELECEĞE ESİNTİLER (3) - 07/02/2013 |
üz gelip te havalar serinleyince herkes köye göçerdi. Kış için odun getirme telaşı başlardı. |
Devamı |