Hayrullah Güven
hguven@karaisalihaber.net
S A K I Z O L A Y I
11/06/2024 Etekli köyü ile bizim köy (Posyağbasan) arasında, dağlarla çevrili Söğüt yaylası var. Bir ilkbaharda bu yaylaya göçmüşüz, dedemlerin çadırının yanında çadır kurmuşuz. Biz çocukların en değerli varlığı bize verilen ladin (köknar) sakızıydı. Çiğnerken ara sıra yanlışlıkla bu sakızı yutar ve üzülürdük. Sanırım üç yaşındayım, Hasan dayım da benim yaşımda, Emine teyzem bizden 1-2 yaş daha büyüktü. Üçümüz çadırların elli metre kadar ilerisinde, tarlanın içinde oynuyorduk. Teyzem, yanı başımızda kakasını yapmış, ben teyzeme kızıp tokat attım. Teyzem ağlayarak çadırın önünde oturan dedeme doğru ağlayarak yürüdü, belli ki beni şikayet edecek. Biz de arkasından yürüyerek vardık. Dedem bana kızarak “lan kızımı niye dövdün?” diyerek sordu. Ben cevaben “kendi de b….k’unu sakızıma kokuduyooor!” demişim. Kokunun burnuma değil, sakızıma koktuğunu sanıyormuşum.“Demişim” diyorum çünkü ne dediğimi hatırlamıyorum ama olayı hatırlıyorum. Hasan dayım, dayım olmanın yanında en iyi arkadaşlarımdan biriydi, Rab’bim rahmetini üstünden eksik etmesin. K A R A C İ N Köyümüz, etrafı dağlarla çevrili Posiçi denilen geniş bir bölgenin içinde, güneyinde bulunuyor. Doğusundaki ve güneyindeki dağlar daha yakın, kuzeyinde ise yüksek, beyaz Torosdağları var. Daha çok küçükken, gök kubbeyi bu dağlar tutuyor sanırdım. Dünyam dağlarla çevrili ufuk çizgisine kadar olan alandı. Dağlara çıkabilsem başımın göğe değeceğini zannediyordum. Büyüdükçe dağların arkasını da merak etmeye başladım. Bir ilkbahar günü hayvanlarımızı da alıp köyün doğusundaki dağların üstünde bulunan Karacin yaylasına göçtük. Burası, köyümüzün yaşlılarından Çolak emminin(Mahmut Üğücü) yazlık yurduydu, onlara komşu olduk. Daha sonra amcamlar da buraya göçtüler. Çolak emminin hanımına bizimkiler bazen “İmiş gelin” bazen de “İmiş nene” diyorlardı, oldukça konuşkan, tatlı dilli, sevecen bir hanımdı. Ekin biçim zamanı gelince büyükler köye günübirlik çalışmaya gittiler, beni İmiş neneye emanet ettiler. Annemlerle ben de köye gitmek istiyordum, zira köyde evimizin önündeki karaduttan yiyecektim ama beni götürmediler. Yüksekçe bir tepenin oldukça dik yamacının altında büyükçe bir keler, mağaramsı bir yer vardı. İmiş nene farkına varmadan arkadan dolanarak kelerin üstüne vardım. Daha önceki bir günde, benden birazcık büyük olan, İmiş nenenin oğlu Mustafa, beni buraya getirmiş, uçurumdan birkaç metre aşağı inerek bir bitkiyi kökünden kazarak yukarı çıkarmış, yemiştik. Benim canım çekmiş olmalı ki buraya gelip dikkatlice aşağı indim, bitkiyi sökmeye çalışıyordum ki İmiş nene beni görmüş, avazı çıktığı kadar bağırarak “Çabık oradan çık gâvırın çocuğuuu!” diye bağırıyordu, tabii ki hemen çıktım. Akşam annemler gelince bana çok kızdılar. Annem, inekten sağdığı akşam sütü ile sabah sağılan sütü birleşitirir, köye çalışmaya giderken yoğurt çalması (mayalaması) için İmiş neneyi tembihlerdi. Bir akşam köyden döndüklerinde Mehmet abim, “ İmiş gelin yoğurdu çaldı mı?” diye sordu. Bunu duyan İmiş nene “Çaldı gaaavırın çocuğu çaldıııı!” diye seslendi. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
H A L İ M E A B L A - 18/06/2024 |
H A L İ M E A B L A |
İ L K B A H A R D A Y A Z L I Ğ A G Ö Ç - 03/06/2024 |
İ L K B A H A R D A Y A Z L I Ğ A G Ö Ç |
Ç İ Ğ D E M - 29/05/2024 |
Ç İ Ğ D E M |
GEÇMİŞTEN GELECEĞE - 28/05/2024 |
GEÇMİŞTEN GELECEĞE |
GEÇMİŞTEN GELECEĞE ESİNTİLER (3) - 07/02/2013 |
üz gelip te havalar serinleyince herkes köye göçerdi. Kış için odun getirme telaşı başlardı. |
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ESİNTİLER (2) - 22/12/2012 |
İlkbahar gelince Mulla Mustafa amcalar hariç herkes yazlığa göçer, köyde kimsecikler kalmazdı. Evlerin anahtarları da kapının üstünde bir deliğe tıkılıp arkasına küçük bir taş konurdu. Kesinlikle hırsızlık olmazdı. Biz çocuklar bu göçme işini çok sev |
GEÇMİŞTEN GELECEĞE ESİNTİLER ( 1 ) - 05/12/2012 |
Çocukluğumun ilk yıllarında köy hayatından biraz söz etmek istiyorum: |
YAĞBASAN - 22/09/2012 |
1071 tarihinde Malazgirt'te, Bizansa karşı kazandığı zaferle ALPARSLAN, Anadolu'yu Türklere açmıştı. |
GAZ OCAĞI - 13/08/2011 |
Ulu Cami'nin doğusunda, genişçe bir avlu etrafında odaları, avlunun ortasında bir şadrıvanı bulunan tarihi bir yapıdır medrese. Ahşaptan yapılmış büyük bir kapısı ve kapının ortasında bir insanın geçebileceği küçük bir kapısı daha var. Burası İmam-Ha |
Devamı |