Bana kırmızı belediye otobüsleri beleş ya (Deliyim diye)  sık sık Adana’ya gider gelirim. Otobüsün camından dışarıyı seyretmek çok hoşuma gider.

Deliyim diye bana laf atıp konuşturmasalar çok daha iyi olacak ama ne yaparsın insanların gülmeye ihtiyacı var. Ben de kralın (Karaisalılıların) soytarısıyım ya, hep bana takılırlar, söyletir söyletir gülerler bana… Ama benim anlatmak istediğim bu değil.

   Karaisalı’nın çıkışından başlayarak etrafımı seyrederim, yeşillikler içerisinden geçerken kendimden de geçerim. Büyük büyük binaları, apartmanları görene kadar kendime gelemem.

Yine bugünlerde Adana’ya vardığımda dev apartmanların yüzünde dev afişler görüyorum. Çoğunun yüzünü ilk kez gördüğüm adaylar var. Oy istiyorlar her halde. Şimdi ben kendi açımdan baktığımda bu dev afişlere bakarak oy vermem bu deli halimle. Akıllılar ise hiç vermez. Yazıktır, günahtır bu kadar paraya ısrafa…Bu birincisi.

  İkincisi ise, tutturmuşlar bir esnaf gezisi. Hemen hemen her aday dükkanlara girip girip çıkıyorlar. İçerdeki bakkalın, çakalın, manavın elini sıkıp çıkıyorlar. Kahvehaneye giriyorlar, 51, okey, Basra, domino oynayanların elini sıkıyorlar. Çoğu ayağa bile kalkmıyor. Belki içinden de sövüyorlardır. Ben deli olarak benim masama gelip beni boş yere meşgul eden adayın partisine oy verir miyim? Vermem… Binde bir kişi belki memnun kalmıştır…

  Üçüncüsü ise, son yıllarda moda oldu. Bizim ilçede de var ama en çok Adana merkezinde görüyorum. Bir minibüs siyasetçiliği türedi. Her köşe başında bir adayın, özellikle bir adayın minibüse fotoğrafını yapıştırmış, bir de onun Ankara’daki büyük başı var. Oy istiyorlar. Ben bu arabalara bakıp bakıp oy verir miyim? Vermem..Beni kandıramadıktan sonra akıllı geçinenleri hiç kandıramazlar…Yazık paralar boşa gidiyor…

Yahu sizler deli misiniz? Ben delim ama bu tür adaylar benden daha çok deli…Varsa çıkın projeleriniz ile,anlatın,anlatın..Ev,kahvehane,basın,TV’lerde bunları anlatın..Bence daha etkili olursunuz.. Afişlere, minibüs giydirmelerine harcayacağınız paralı verin benim gibi sade vatandaşa, verin gazete ve televizyonlara… Çok daha yararlı olacaktır…

Zaten yarım veya çeyrek bir aklım var, onu da sizlere mi vereyim?...