Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi33
Bugün Toplam238
Toplam Ziyaret1827848
Serdar Yıldırım
karaisalihaber@hotmail.com
HANGİMİZ ENGELLİ?
14/05/2011

Ne zaman göremeyen, duyamayan, konuşamayan, yürüyemeyen… Kısacası bedensel engelli birini gördüğümüz zaman, onun ne kadar incineceğini düşünüp, tahayyül etmeden hemen acıma oklarını fırlatmaya başlarız. Asıl acınacak olanın biz olabileceğimizi hesaba katmadan fırlattığımız okları tek tek saplamaya başlarız.

Göremeyen gözler kendini kurtarmış işte. Biz gören gözlerimizle ne kadar helale baktık, yaratanın hikmetini ne kadar görebildik?
Ya konuşan dilimizi kalp kırmaktan ne kadar muhafaza eyleyebildik? Ve kim bilir hesapsızca

harfleri ne kadar çok savurduk. “Bir gün bağlanacak olan çenemizi boş yere yormayalım” der Mevlana Hz. Ve biz bir gün bağlanabileceğini umursamadan kim bilir ne çok boş yere yorduk Düşünme yeteneğimizin farkına vardığımızda nedenler, niçinler ne kadar sorgulayabildik

Zihinsel engelli birini gördüğümüzde içimizden ne çok “vah “vah” çektik kim bilir. Acaba bu durumda kaçımız asıl merhamet ve adalet sahibi olan varlığı o an yâd etti. “vardır bir

hikmeti” diyerek hikmet sahibinin farkına vararak “ya ben ne olacağım?” diye kendine acımaya başladı.

Düşünme yeteneğinden yoksun olan kişinin hiçbir mesuliyeti ve sorumluluğu yok bunu hesaba katmadan nasıl olurda acıma duygularımızı sivrilttikçe sivriltmeye başlarız. Asıl görenin göz değil de ruh olduğunu fark edebildik mi acaba? Ruhu olmayan bir gözün, bir beyinin şuurlu olabileceğinden söz edilebilir mi? Elbette ki hayır.

Hesap günü geldiğinde her salisenin hesabı verileceği o günde görmeyen gözler, konuşmayan diller, duymayan kulaklar ve düşünmekten yoksun olanlar bu sınavı çok kolay atlatacaklardır bu kesin. Biz kendi mesuliyetimizin farkında olup kendimiz için hayıflanmaya başlamak acıma oklarını kendimize batırmak hatta saplarcasına batırmak çok daha doğru olacaktır.

Bu şartlarda sorarım size asıl engelli kim?

İnsan ancak tanıdığını sever ve tanıdıkça daha çok sever. Bu kati bir kural. Ve sevgisinin ölçüsüne göre sorduğu soruları kendi tek tek cevaplamaya başlar.

Çok saglikli olduğumuz için şükrettiğimizde bu şükrü yeterince yerine getiriyor muyuz?Ve fikir sahibi olduğumuzu sandığımız biz; her şeyde yapılan tespihi görüp içimizden ne kadar şükredebiliyoruz.
Verilen her nimetin yaşanılan her anın, alınan her nefesin bir lütuf olduğunu ne kadar idrak edebiliyoruz?
Başımıza gelen olumlu her şeye sevinip olumsuzluk gibi görünenleri bir musibetmiş gibi görmek

yerine “ mutlaka vardır bir hikmeti” diyerek nefsimizle mücadelemizde ne kadar başarılı olduk acaba? Ve hikmeti ve hikmet sahibini görmek ne kadar vaktimizi alır ki. Başa gelen olumsuz gibi görünen her şey için ne kadar tevekkül ettik. Biz bun tek başımıza ne kadar sırtlayabildik?

Bizim engelimiz nerede? Biz ne kadar engelliyiz?



1038 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Sensizliğin son demindeyim artık dayanamıyorum bilesin - 05/05/2017
Uzaklara bakıyorum ey yar. Olur da çıkıp gelirsin diye bekliyorum seni.. Bak aklar düşmüş saçıma sakalıma ve hüzünlü bakıyor artık gözlerim sen yoksun diye.. Çıkıp
Kimi Şükreder Kimi İse İsyan Eder - 04/05/2017
Hayat bu işte. Kimi bir lokma ekmek için gece gündüz çalışır, kimi ise hep daha lüksü olsun diye uğraşır…
Ben Aşkın Kendisiydim Fark Edemedin - 01/05/2017
Ben aşkın ete kemiğe bürünmüş haliydim yaşamayı bilemedin.
Kaldır Başını ve Merhaba De Güzel Günlere - 01/05/2017
Çıkarma aklından arkadaş…
Kimine göre Dudaklarda kalan tutkunun adıyım - 27/04/2017
Gizli bir dünyam var benim yasaklı sınırlar ardında düşler ülkesinde.
En Büyük Sarhoşluğum Dudaklarından Aşkı Yudumlayışımdı - 26/04/2017
Aramızda k
Ben Hep Sana Yazdım Tek Seni Anlattım - 24/04/2017
Biliyor musun.. Hep sana yazdım, hep seni yazdım.
Arafta kalmış bi çare bir gezgin oldum - 16/04/2017
Ölüm var dedi bana…
Gülüşünde gizli baharlar var - 15/04/2017
Bir şiir yaz bana dedi.. Güldüm
 Devamı
AlışSatış
Dolar34.548434.6868
Euro36.263736.4090