Geç kalmış olmamın sebebi de seçim sonuçlarına bugüne kadar ulaşamamış olmamdı. Sağ olsun Vahit Şahin Bey Gazeteciliğini konuşturdu ve İlçemiz seçim sonuçlarını temin ederek “KaraisalıHaber” internet sitesinde yayınladı. Ben de siteden edindiğim sonuçları değerlendirmek istedim ve analiz çalışmamız bu vakte kaldı.

Öncelikle şu hususun altını çizmekte yarar var. Karaisalı seçmeni, 12 Eylül Harekâtından sonraki siyasi yapılanmalarda tercihini yelpazenin hep sağında kullanmıştır. Bizim gençliğimizde Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi yarışı birlikte götürürlerdi. Daha sonra yarışa Hasan Hüseyin Çulhaoğlu’nun parti yönetimine girmesi ile Milliyetçi Hareket Partisi de dahil oldu.

12 Eylül öncesi siyasi yapı böyleydi üç aşağı, beş yukarı.

12 Eylül sonrası ise, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanununda yapılan değişikliklerle Karaisalı’da yeni bir siyasi yapılanma meydana geldi. Artık delegenin ve partilinin söz söyleme hakkı elinden alındı ve Genel Merkez ve Genel Başkanlara verildi.

Dolayısıyla siyasete soyunanlar, kadim partililer değil parası olan ve Ankara’dan işi bağlayanlar oldu. Ağaç dal ile gürler misali, parası olanlar gidip Ankara’dan Milletvekilliği ve Belediye Başkanlığı adaylığını alıp geldiler ve halkın huzuruna çıktılar. Partili delegenin ve partisine gönül vermiş insanların bu sistemde esamesi okunmaz oldu.

Seçmenler, oylarını kullanırken adaydan ziyade Genel Başkanın fiziğine, bağırıp çağırmasına, rakibini köşeye sıkıştırmasına ve de takiyyesine (kutsal değerleri seçim malzemesi olarak daha çok kullanmak prim yaptığı için) bakarak oylarını verdiler. Televizyonlar bir numaralı seçim platformu oldu ve bu düzen böylece de sürüp gideceğe benziyor.

Oluşan bu yeni seçim ve seçme düzeninde muhafazakâr dünya görüşü nedeniyle Karaisalı seçmeni, sağ kulvarda koşan siyasi partilere oy vermeye devam etti.

1983, 1984 ve 1987 de Anavatan Partisi, 1991 de Doğru Yol Partisi, 1995 de Refah Partisi, 1999 de Milliyetçi Hareket Partisi ve 2002 den itibaren de Adalet ve Kalkınma Partisi birinciliği devam ettirdi.

12 Haziran Seçimlerinin de birincisi AKP oldu ki, bu çok olağan bir durumdur. Yani yukarıda ifade etmeye çalıştığım gibi, seçmen Televizyonlara bakarak sandığa gitti ve siyasi tercihin yaptı. Yoksa AKP nin İktidar Partisi olarak Karaisalı’da dişe dokunur, göze görünür bir hizmeti yoktur. Olmamasına rağmen birinciliği kapıyorsa; bunun kerametini adaylarda değil Genel Başkanda aramak gerekir.

Sistemin istediği budur.

Sistemin istediğini açmak isterim ama yazımızın konusu dışında.

Bu bağlamda, üç partinin 2007 ve 2011 Milletvekili seçimleri sonuçlarını karşılaştırdığımızda;

AKP, 2007 de 8361 oy almışken 2011 de 7944 oy almış.

CHP, 2007 de 1250 oy almışken 2011 de 1750 oy almış.

MHP, 2007 de 3607 oy almışken 2011 de 3622 oy almış.

Bu tabloya baktığımızda; AKP nin 2007 seçimlerine göre oy kaybettiği; MHP ve CHP’ nin ise oylarını artırdığını görmekteyiz. Kayıplar ve kazanımlar da çok dikkate alınacak rakamlar değil. AKP, toplam 417 oy kaybederken CHP, oylarını toplam 500 artırmış ama MHP, tabiri caizse yerinde saymıştır. Sadece 15 oy artışıyla sezonu kapatmış.

Sonuçlara bir başka açıdan baktığımızda ise, Belediye sınırları içerisinde 11 Mahalleden sadece Saypınar Mahallesinde 10 oy ile CHP öne geçmiş, geriye kalan 10 Mahallede AKP birinci olmuştur.

Şimdi hep birlikte bir soruya cevap arayalım: Karaisalı Belediye Başkanı Milliyetçi Hareket Partisinden ve Belediye sınırları içerisinde MHP, hiçbir mahallede birinci olamıyor. Bunun izahı nasıl yapılır?

Belde sakinleri olarak seçmenler, 2009 da Belediye Başkanlığını MHP ye veriyor ve büyük ihtimalle de MHP, her mahallede birinci olmuştur ki, Belediye Başkanlığını kazanmıştır. Şimdi bu durumda halk, Partiye mi, Başkana mı yoksa hizmete bakarak mı oy vermiş oluyor?

Birileri bunun izahını yapmalı ve hatta hesabını vermeli.

Partililer de bunun muhasebesini yapmalı, hesabını sormalı.

Türkiye’de bunun bir başka örneği var mıdır, araştırılmalı?

Köylerimizdeki oy dağılımına bakınca de şöyle bir tablo geliyor önümüze: Karaisalı’nın şu anda 51 köyü mevcut. 51 köyden Bolacalı, Kıralan, Kuşçusofulu, Murtçukuru ve Nergizlik köylerinde ( toplam 5 köy) CHP, birinci parti olurken, MHP ise Bucak, Çakallı, Demirçit, Döşekevi, Durak, Karakuyu ve Topkaralı ( 6 köy) köylerinde birinci oluyor. Geriye kalan 40 köyde de AKP, birinciliği göğüslüyor.

Bir başka kişisel tespitim daha var. Onu da paylaşmak isterim. 12 Eylül öncesinde köylerimizde iki partinin varlığından söz etmiştim. Şu anda artık tek parti var diyebiliriz. Sadece AKP. Ve AKP ye oy verenlerin büyük çoğunluğunu eski CHPliler oluşturuyor. Bunun örneğini Bekirli, Boztahta ve Barakdağı köylerimizde görebiliyoruz. İkinci sırada DYP veya DP liler var. Bunun örneklerini de Ayakkıf, Etekli, Emelcik ve Kaledağı, köylerimizde gözlemleyebiliriz.

Yaşlılık Aylığını (2022 Sayılı Kanun) Süleyman Demirel iktidarında verildiği halde (Demirel zamanında aylık alanların nerdeyse tamamı hayatta olmadığı için) bugün yaşlılık aylığı alanlar, bunun Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildiğini sanmaktadır ve böyle inandırılmışlardır. Dolayısıyla Yaşlılık aylığı alan köylülerimiz oylarını da bunun karşılığı olarak veya vefa duyarak AKP ye vermektedir.