ABD de bütçe açığı, milli gelirin %10 unu, borçlarda 13 tirilyon dolarlık büyük ekonomisinin yüzde 100’ünü aştı. Artık bu borcu ödeyemez duruma geldi. Yeniden borçlanma seçeneğide hem yasal olarak hemde bu borçları geri ödeyebilme anlamında ortadan kalktı. Hükümet bugüne kadar 78 kez artırılan borçlanma limitlerini tekrar artırabilir ancak bu olay artık geçici bir rahatlama sağlar. Aslında ABD bu noktaya daha önceden geldi. Büyük bir güç olmanın avantajlarını kullanarak bunu arkasında gizlemeyi başardı. Bin Ladin’in öldürülmesiyle Obama ’nın tekrar seçilmesine garanti gözüyle bakılırken kriz nedeniyle hükümet açısından olumsuz rüzgarlar esmeye başladı. Mevcut ekonomik yapıyı idare edemez noktasına gelindi.Bu arada Amerika tarihinde bir ilk yaşandı. Kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s Amerika’ nın kredi notunu düşürdü. Standard and Poor’s Amerika’ nın AAA olan kredi derecesini AA+ olarak belirledi. Bu şekilde Amerika ‘nın kredi notunun düşürülmesi bütçe açığı ve borçlanma konusundaki kaygıları yansıtıyor. Yani bu düşmeyle Amerika ‘nın borçlanma maliyeti yükselecektir. Bütün bunlar gösteriyor ki Amerika tarihinde ilk kez iflasın eşiğine gelmiştir.

 

             Aynı şekilde Avrupa ‘dada durum hiçte iç açıcı değil. Bütçe açığı, borç, işsizlik, hızla artıyor. Ekonomik büyüme yetersiz kalıyor. İlk başlarda AB en kötü ler arasında Yunanistan ve İrlanda‘yı göstermişti. İtalya verilerde iyi durumda gösteriliyordu. Ancak süreç içersinde İtalya dada sorun olduğu anlaşıldı. Benzer şekilde yakında İngiltere dede aynı şeyler olabilir.

 

             Amerika ve Avrupa da olan bitenler Japonya açısındanda aynı. 1970 başlarında Almanya ‘dan kaptığı en büyük ikinci ekonomi ünvanını 2010 yılında Çin’e kaptırdı. 1990 ların başından beri işler yolunda gitmiyor. Ekonomik büyümeye bir türlü geçilemiyor.

 

             Türkiye’ye gelince Dünya’daki bu olumsuzluklardan mutlaka etkilenecek ancak oluşan bu durumu, alınan tedbirlerle iyi bir şekilde yönetebilirsek hiçbir sorunumuz kalmaz. 2009 da böyle bir kriz yaşadık. İyi bir kriz yönetimi yapıp en az kayıpla atlattık. Bugün Dünya nın yaşadığı sorunun temelinde güvensiz istikrarsız ekonomiyi yönetemeyen hükümetler var. Türkiye nin en büyük avantajı ise krizlere rağmen üç seferdir oyunu artırarak gelen , güven veren bir yönetim var. Kriz anında başbakan çıktı “teğet geçecek” dedi ve haklı çıktı. Şimdide “teğet bile geçmeyecek” deyip piyasaları rahatlattı. Türkiye’nin sıkıntılı günleri en iyi şekilde yönetip, atlatacağına inancımız tam. Yeter ki bu birliktelik ve sonucunda oluşan istikrar devam etsin.