Bu yıl 30 Ağustos 2011 günü iki bayram bir araya  geldi. Malumunuz 30 Ağustos Zafer Bayramı, aynı zamanda Ramazan Bayramı’nın ilk günü. Aslında her iki bayramın önemini hemen hemen bilmeyenimiz yoktur. Ancak ülkemizin son günlerde içinden geçtiği atmosferden dolayı kısaca hatırlamamızda fayda var diye düşünüyorum.

 

         30 Ağustos 1922 tarihinde Başkomutan Mustafa Kemal önderlğindeki Türk kuvvetleri Sakarya Savaşı’ndan sonra büyük taaruz için 26 Ağustos’a kadar taaruza kalkacağı mevzilere yerleşmeye başlalar. Bu öyle bir yerleşmedir ki 40 ile 120 km arasında mesafeyi yürüyerek kateden Alaylar, Tugaylar, Tümenler geceleri yürüyüp gündüzleri, düşman uçakları tarafından görünmemek için gizlenirler. Durumdan hiç bir şüphe duymayan Yunan kuvvetleri ve destekleyenleri  aylarca tahkim ettikleri mevzilerinin geçilmesinin imkansız olduğunu düşünürler. 26 Ağustos sabah, saat 05.30’da Türk topçu birlikleri Afyon’un güneyinden düşman siperlerini ateşle vurmaya başlar. Mustafa Kemal’in emri ile düşmana hücum edilir. Bu hücum Türk Milleti’nin emparyalist devletlere başkaldırışının artık doruk noktasıdır. Bıçak kemiğe dayanmış, zaferden başka seçenek kalmamıştır. Büyük bir hızla ve bütün gücüyle taaruz eden Türk Ordusu, geçilmesi imkansız denilen düşman mevzilerini 36 saatte dağıttır ve düşmanı geri çekilmek zorunda bırakır. 30 Ağustos’ta düşman çember içine alınmıştır. Bir çok esir alınır. Kaçan Yunan kuvvetleri Ege denizine kadar kovalandıktan sonra denize dökülür. Yani 30 Ağustos şehitlerimizi anma günü,  bu milletin bağımsızlık ve özgürlük söz konusu olduğunda top yekün bir araya gelerek neler yapabileceğini hatırlama günü.

 

          Aynı şekilde Ramazan Bayramı ‘da bir sevinç bir neşe günüdür. Yüce duyguların coştuğu sevgi ve saygı hislerinin Müslümanlar arasında canlandığı özel günlerden biridir. İslam’a göre tüm Müslümanlar kardeştir. Bayram günleri yardımlaşma ve kaynaşma kardeşlik duyguları son sınırına varır.

 

          İşte 30 Ağustos 2011 günü kafamızı iki elimizin arasına alıp bu iki bayramın taşıdığı ruhu tekrar kafamıza vurarak hatırlama günüdür. Geçmişten beri Türkiye ‘nin önünü her fırsatta kesmek isteyen dış güçler, maalesef içerden de destek bularak bu senaryoları sahneye koymuşlardır. Son günlerde ülkemizde barış ve demokrasinin konuşulduğu bir ortamda tekrar silahların patlatılmasıda manidardır.

 

          Bu ülkede yaşayan vatandaşlar olarak bu iki bayramın ruhunu tam anlamıyla kavrayabilirsek sorun kalmaz diye düşünüyorum. Geçmişimizi nereden geldiğimizi hangi ortak paydada birleştiğimizi çok iyi bilmemiz gerekiyor. Bıçak kemiğe dayandığında neler yapabildiğimizi hatırlamak gerekiyor.Yoksa bu ülkenin birliğine beraberliğine göz dikenler ülkemizi yaşanılmaz bir yer haline getireceklerdir. Bu yıl bu iki bayramın bir araya gelmesi bu anlamda çok önemli diye düşünüyorum.

 

          Bu vesileyle Ramazan Bayramınızı kutluyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum. Aynı zamanda 30 Ağustos Zafer Bayramınızı da kutluyor, Ulu Önder Atatürk ve aziz şehitlerimizi rahmetle anıyorum.