İnternete düşen en son ses kayıtlarına göre MİT ile terör örgütü arasında 2009 yerel seçimlerinden önce Oslo da bir görüşme gerçekleştirilmiş. O zaman PKK ateşkes durumunda seçimlerden sonra yine silahlar patlayabilir diye bir durum var. Görüşmede şimdiki MİT’in başında bulunan o zamanki başbakanlık müsteşarı Hakan Fidan yine MİT’ten Afet Güneş, PKK yöneticileri ve kim olduğu tespit edilemeyen İngilizce konuşan biri var.

           Bu görüşmenin ses kayıtlarını kimin internete düşürdüğü çok önemli değil. Burada hedef, hükümeti dolayısıyla Başbakan Erdoğan’ı ve Hakan Fidan’ı zor durumda bırakmak. Bakın devlet terör örgütüyle görüşüyor deyip bir fırtına kopması istendi. Bu arada beklenildiği gibi iktidar karşıtı gruplarda  hemen harekete geçtiler ve açıklamalarda bulundular. Görüşmeler, kullanılan uslüp, detaylarına kadar gazete ve televizyonlarda en ince ayrıntısına kadar tartışıldı. Hükümet açısından artısı eksisi ne olur? yorumlar yapıldı. Ben burada aynı şeyleri tekrarlamak istemiyorum. Ses kayıtları internete düştüğünden buyana bazı çevrelerin beklediği gibi yankı uyandırmadı. Çünkü devletteki üst düzey yetkililer tarafından direk ifade edilmese de terör örgütüyle görüşüldüğü kamuoyu tarafından biliniyordu. Zaten Dünya dada bu böyledir. Düşmanınız kim olursa olsun çözüm anlamında bir ışık varsa en sert zamanlarda bile görüşmeler yapılır. Sonuca gidilir veya mücadeleye devam edilir. Bir çok devlet bunu yapmıştır ve yapmaya devam ediyordur.

           Burada dikkatinizi çekmek istediğim husus şu; Uzun bir süredir Terör örgütü ve BDP ısrarla bu hükümet bu meseleyi aslında çözmek istemiyor, sadece öyle bir görüntü vermek istiyor diye bir iddiada bulunuyordu. Muhalefette de aynı görüşü destekleyenler vardı. Hatta AK Partinin kendi seçmeni içersinde bir kesim de bu konu da tereddüt içersindeydi. Sürekli bu konu gündeme getiriliyor hükümet bu konuda samimimi? diye soruluyordu. Ses kayıtlarından anlaşılıyor ki Başbakan Erdoğan başta olmak üzere iktidar her şeyi göze alarak üstelik bir bölüm seçmeninin tepkisini alacağını bile bile, çözüme gidilsin diye devlet olarak adım atmış. Bu da yukarıdaki iddiaları, kafalardaki soru işaretlerini ortadan kaldırıyor sanıyorum. Olayın bu tarafı düşünüldüğünde, fırtına kopması beklenirken, ses kayıtları tam tersine hükümetin lehine bir rüzgar estirmeye başladı diyebiliriz.