BİLAL ÖZKAYA
bilal_ozkaya@msn.com
GEÇMİŞE DAİR BİR HATIRLATMA
22/10/2012 Üzülerek söylüyorum bu bir gerçek; millet olarak bir kısmımız geçmişte bize yapılanları çabuk unutuyoruz. Genç de olsak yaşlı da olsak bizzat kendimiz çaba sarf edip geçmişi araştırmayı, okumayı, öğrenmeyi sevmiyoruz. Birkaç gazetenin ya da köşe yazarının taraflı olarak yaptıkları değerlendirmeleri, yönlendirmeleri hemen kendi doğrumuz olarak kabul ediyoruz. Seçim zamanı geldiğinde oyumuza kıymet vermiyoruz. “Bizim takım ne kadar kötü olursa olsun, vazgeçmem!” mantığıyla hareket edip, takım tutar gibi siyasi parti tutuyoruz. İşte bu sebeple millete kazık atanları maalesef çok kısa bir zamanda unutuyoruz. 2001 Yılını çok iyi hatırlıyorum. Krizden önceki gece eve işten yorgun geldim. Uzanıp dinlenmeye çalışırken, bir taraftan da televizyonu açıp olan biteni öğrenmeye çalışıyordum. Koalisyon hükümeti başta. Başbakan Ecevit televizyondaydı milli güvenlik toplantısı yapılmış ve sonrasında başbakan basın mensuplarına açıklama yapıyordu. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Anayasa kitapçığını kendisine fırlattığını söylüyor sitem ediyordu. Ertesi gün ise işyerine gittiğimde kriz oldu dediler. Fabrikalar, işyerleri, kimse çalışmıyor, bütün siparişler durmuştu. Bütün bankalar, döviz büroları kapalı idi. Herkesin morali bozuktu. Eve geldik o gün hiç çalışmadık desem yeridir. Yine televizyonu açtığımda durumun ne kadar kötü olduğunu gördüm, 11 tane banka sırayla battı. Devlet IMF`nin peşinde koşturup duruyordu. . Her şey birden inanılmaz bir şekilde zamlandı. İçinde bulunduğumuz durum çok vahimdi. Zaten krizden önceki süreç pek iç açıcı değildi. Aslında tehlike çanlarının çaldığı çok açık görülüyordu. Bütün ülkelerde ekonomik ilerlemeler, kalkınma, büyüme devam ederken, dünyada sadece Türkiye'de ekonomik kriz vardı. Merkez bankamız boşaltılmıştı. Gayri safi milli hasılamız 2 bin 900 Dolara düşmüştü, faizler yüzde 70 lerde. Enflasyon yüzde 60'larda idi. O zaman milli gelirimiz 230 Milyar Dolardı. IMF'ye 27 Milyar Dolar borcumuz vardı. Ülkede her şeye günlük hatta saatlik zam geliyordu. Yarın ne olacak kimse bilmiyordu. Sağlık sistemimiz çökmüştü. Hastanelerde insanlarımız rehindi. Ülkemizde yatırım anlamında hiç bir şey yoktu. Ülkemiz artık iflas noktasına gelmişti. Durum böylesine içler acıyken birde ülkeyi yönetenler durumu körüklercesine hareketler yapıp açıklamalarda bulununca kriz kaçınılmaz oldu. Yanlış hatırlamıyorsam krizin üçüncü günü olmuştu Başbakan Ecevit grup toplantısında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in yaptıklarını kastederek “50 yıllık siyasi hayatımda böyle muameleyle karşılaşmadım” diyordu. Tabi bu açıklamalar ülke ekonomisi üzerinde deprem üzerine deprem etkisi yapıyordu. Hatta Başbakan’ın “Hepinizi ve milletimizi Allah korusun” sözlerinden sonra piyasalar bir kez daha çöktü. Borsa yüzde 11 ile tarihinin en büyük çöküşünü yaşıyordu. Gecelik repo faizi bir gün önce yüzde 3000 lerde seyrederken yüzde 7500 e fırladı. Yani bankada yüz milyarı olan bir günde net 16 milyar para kazanması anlamına geliyordu. Bu da kriz ortamından faydalananların işine geliyordu. Üstüne üstelik birkaç gün önce devletten düşük faizle para alanlar hükümetin anlaşılmaz bir şekilde dalgalı kura geçişiyle paralarını katlıyorlardı. 3-4 günde bu kadar yüksek oranda para kazanılacağını nereden haber almışlardı. Birde Dünya’nın en geri ülkelerinde yaşanmayan olaylar oluyordu. Devletten düşük faizle borç alanlar bunu bir şekilde devlete yüksek faizle borç olarak veriyordu. Türkiye akıl almaz olaylar zincirine sahne oluyordu. Sonuç olarak belli kesimler parasına para kattı. Olan her zamanki gibi vatandaşa olmuştu. Yapılan devalüasyon dan dolayı millet bir gecede %30 fakirleşti. Kısacası fazla değil on yıl önce Türkiye’nin genel tablosu böyleydi. Şimdi diyeceksiniz ki nereden çıktı bu eski günleri hatırlatmak. Son günlerde Televizyonlarda gazetelerde internet sitelerinde ve çeşitli çevrelerde bunların unutulduğunu apaçık ortaya koyan açıklamalar yaygınlaştı. Ama bu millet artık kendisine yapılanı kolay kolay unutmuyor. Unutanlara da bu yazımız bir hatırlatma olsun. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SON SÖZ MİLLETİN! - 11/08/2014 |
10 Ağustos ta Türkiye tarihi bir gün yaşadı. Halk Cumhurbaşkanı’nı seçti. |
TÜRKİYE’NİN BAŞI SAĞOLSUN! - 16/05/2014 |
Acımız büyük. Soma’da işçi kardeşlerimizi kaybettik. Bu olay hepimizin yüreğini yaktı. Türkiye yasta. Dünya’nın dört bir yanındaki çeşitli ülkelerden acımızı paylaştıklarını belirten mesajlar geliyor. |
HALK İRADESİ - 03/04/2014 |
Bir önceki yazımda kendimce bir seçim tahmini yaparak; “Türkiye genelindeki bu seçim sonuçlarının önceki seçimlerden çok büyüyk bir farkı olmayacak gibi.” Demiştim. |
YEREL SEÇİMLER GENEL SEÇİM HAVASINA GİRDİ - 01/02/2014 |
11/09/2013 tarihinde |
ADAYLARDAN BEKLENTİLER: - 26/11/2013 |
Karaisalı’lar olarak, Karaisalı’nın yerelde kaybedilmiş yıllarını telafi etmek, Karaisalı’yı ayağa kaldırmak, Karaisalı’yı gelişmiş ilçelerle yarışır hale getirmek için sosyal, aktif, tuttuğunu koparan bir Belediye Başkanına ihtiyacımız var. |
TEMAYÜL YOKLAMASI - 25/10/2013 |
Ak Parti Adana teşkilatının bu kez temayül yoklamasına çok önem verdiği iddia ediliyor. 26 Ekim Cumartesi günü yapılacak olan temayül yoklaması Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı Ekre |
YEREL SEÇİMLER, OLASI İTTİFAKLAR. - 11/09/2013 |
Yaklaşan yerel seçimlerde bazı yerlerde CHP – MHP işbirliğine şahit olacağız gibi görünüyor. Hatta bu işbirliğine, hiç ihtimal vermeyeceğiniz bir partinin-partilerin katılması da olasılıklar arasında. |
KARAİSALI , YEREL SEÇİMLER - 13/07/2013 |
Karaisalı’da gözlemlediğimiz kadarıyla siyaset maalesef bireysel hesaplar üzerine kurulmuş. |
GEZİ PARKI EYLEMLERİ: - 04/06/2013 |
Başlangıçta doğal tepkilerle başlayan gezi parkı eylemi, yerel yönetimin ve emniyet yetkililerinin hatalarıyla maalesef bu duruma geldi. Sokaklarımız yine hareketli. Geceleri tencere, tava düdük ç |
Devamı |