Şu bizim Ferhat İşlek (Şair-Yazar-Öğretmen) var ya hiç rahat durmuyor. İzmir’den geldi geleli, yazın üzerine, yazıncılar üzerine, tiyatro üzerine durmadan çalışıyor. Öğrencileriyle oyun oynuyor, okullar arası tiyatro günlerine katılıyor, etkinlikler düzenliyor, şair yazarları tanıtıyor, tek başına bir topluluk canım..

Geçtiğimiz günlerde 20.10.2012) eğitimci, şair-yazar Adil Bozkurt’u tanıttı. Onun yaşamını, Seyhan Belediyesi Kültür Merkezi, Arif Nihat Asya Salonu’nda saydam konumunda yansıttı. Öğrencileri de, Bozkurt’un şiirlerini tiyatrosal düzende sundular.

Zeki Büyüktanır, Ali Ozanemre, Duran Aydın, Mehmet Taşar Bozkurt’un yazınsal yapısını değişik acılardan değerlendirdiler. Durmuş Ali Özkale sazla/sözle renk kattı güne.

Zeki Büyüktanır “Aydınlanma Yolunda Bir Yaşamöyküsü Adil Bozkurt” adında oylumlu bir kitap yazmış. Anadolu dilinin, Anadolu ağzının kullanıldığı bir kitap. Anadolu’yla özdeşleşen Adil Bozkurt  Türkçenin gizeminde betimlenmiş. Okunması gerek bir kitap bu.

 Şiirle Anadolu destanını yazan Tanır, düz yazıyla da Anadolu destanını gerçekleştirmiş bir yazın insanımızdır. Yanyıncılığım döneminde şiirleriyle ilk karşılaştığım zaman işte şair bu demiştim. Bu açıdan onu Adana’da ben buldum (keşf’ettim) diyebiliyorum. Onu, Aykırısanat’ın 41. Sayısında tanıtmıştık. Adı geçen dergiden sundum.

Adıl Bozkurt’un yazın ürünlerini dergilerden izliyordum. Anadolu dergilerinin tanıtımlarını yazıyordu dergilerde. Bizim dergiye (Aykırısanat) ne zaman sıra gelecek diyordum. Üzülerek belirteyim ki hiçbir zaman sıra gelmedi.

Onu, 22 Haziran 2011 günü Ankara’da tanımıştım. Eğit-Der Genel Merkezi (Menekşe Sok. No: 13/12) kapısında karşılaştık; soruştuk, tanıştık. Dernekte, karşılıklı oturup çay içtik. Mehmet Aydın, Ahmet Özdemir öğretmenim de geldiler. İzlenimlerimi İlkhaber azetesinin 5.10.2011 tarihli sayısında yazmıştım.

Şimdi birlikteyiz Adana’da. Adanalı şair yazarlar toplanmışlar, Ferhat İşlek’in o güzel, oylumlu saydamının izliyoruz. Adil Bozkurt,  Şubat 1938’de Sivas Gürün- Göböğren Köyü’nde doğmuş, ama nüfusa 13. 4. 1940 yazmışlar.

Köyün batı yönünde Tahtalı Dağları’nın üstünde Salyut Yaylası bulunmaktadır.. Burada kırkgöze suları kaynamaktadır. Kimi kolları Fırat, Ceyhan sularına karışmaktadır.. Bozkurt, evlerinin önündeki gözelerden, dağlardaki gözelerden, köylerindeki okuldan, Pamukpınar Köy Enstitüsünden; Gazi Eğitim Enstitüsü’nden; yazarlardan, yazıncılardan bilgilenerek yeniden doğmuş dünyaya. 

10 yılı yöneticilik olmak üzere 43 yıl hizmet vermiş eğitime. Her aydını çarpan 12 Eylül, Bozkurt’u da 1402’lik yapıvermiş, uzaklaştırmışlar meslekten. O da aç kalacak değil ya, işçilik yapmış bir süre. Görevine dönmüş. Emekli olmuş.

Ülkenin birçok dergilerinde ürünleri yayınlanmış. Anadolu dergiciliğini savunmuş. Dergi yayınlama, yayında çalışma günleri de olmuş. Ona göre yazın; dizin, dildir.. Dile çok önem verir. Dil kurtaracaktır ülkeyi.

“Anadoluyum ben/ Tanı…// Çağına büyüdü bende/ Uygarlıklar/ Kucaklaşarak// Sevgidir bütünlenen üstümde/ Bil/ Paylaşılırak/ Koca dağın üstü/ Kağızman’da/…”

“Bizi vurdular ilkin/ Sözle/ Ama tam gerçek/ Yaktılar bizi Pirim/ Gün boyu/ Dal öğlende//…”

“Arkadaş düşün/ Gör düşün/ Tart düşün/ Bil düşün// Araştır düşün/ Bul düşün/ Yarat düşün/ Bilimsel düşün”

Öyküleri, denemeleri, değini, tanıtı… yazıları da var şairin.