KENT GAZETESİNE GÖRE:

"Karaisalı Karakuş diyor"

Dün Karaisalı'dan okuyucularımızdan biri aradı...Bir gazetenin köşe yazısında bir yorum okumuş.

 Yazıda Özçete mi, Karakuş mu diye sormuşlar...Okuyucumuz o gazeteye göre Orhan Özçete olabilir ama biz Karaisalılar için Hüseyin Karakuş dedi...

Şimdi nedir bu Özçete ve Karakuş meselesi diyebilirsiniz....

Amacımız bu gazeteye cevap vermek asla değil öncelikle bunun altını çizelim.

Bildiğiniz gibi Orhan Özçete ve Hüseyin Karakuş Milliyetçi Hareket Partisi’nin iki üyesidir...

İkisi de Kaşoba Köyü’ndendir ve her ikisinin de ismi Karaisalı Belediye Başkan Adaylığı için geçiyor....

Okuyucumuz Karakuş derken, O’nun 4-0 Özçete’nin önünde olduğunu söyledi ve anlattı...

Solak Hüseyin, Hüseyin Karakuş’un dedesidir ve Kurtuluş Savaşı mücadelesinde Kuvay-i Milliye Başkanlığı yapmış, o dönemde 2 madalya almıştır bu 1...

Hüseyin Karakuş’un dayıları Bekir ve Ahmet Sapmaz 50-55 bin kişiye bu memlekette ekmek vermiş, emekli etmiştir, anne tarafından da destekçileri vardır bu 2...

Babası Bekir Karakuş 2 dönem Karaisalı İl Genel Meclis Üyeliği yapmıştır ve özellikle elektrik, su konusunda bu bölgenin sorunlarını çözmüştür yani Hüseyin Karakuş’un babası da bu bölgede sevilen bir isimdir bu 3...

Bir de Bostancı ve Koçak Aileleri ile teyze çocuklarıdır ki, Ersin Koçak’ın bakanlık döneminde Karaisalı’ya yaptığı hizmetleri herkes bilir ve onu çok sever, şu anda da Karakuş’un yanında yer alıyor bu da 4...

Yani şu durumda Karakuş-Özçete yarışında Karakuş 4-0 önde dedi....

Okuyucumuz Çungurlu ve Kaşoba muhtarlarına, halkına ikisini de sorsanız ve hatta bu bölgede anket düzenleseniz, herkes Hüseyin Karakuş’a oyunu verir, kişilerin iş ve aile hayatları da adaylık konusunda önemli, bu nu da göz önüne alırsanız Karakuş adaylık için en uygun isim

diye de iddialı bir şekilde konuştu...

Bakalım bu tatlı rekabet nasıl sonuçlanacak biz de merak ediyoruz doğrusu, umarız rekabet kavgaya dönmez...

Haydi hayırlısı..."

Yukarıdaki yazı Kent Gazetesinde yayınlattırılmış. Biz de Kent'in yalancısıyız. 

Amacımız konuşulanı,yazılanı size duyurmak... 

Boşuna ‘’Yağbasanda konuşur, Barakdağı’ndan duyulur’’  dememişler.