Yerel Yönetimler Seçimleri, İktidar Partisi AKP tarafından öne alınmaya çalışıldı ama MHP ile tarih konusunda uzlaşamadıkları için,artık zamanında yapılacak. 2014 Yılının Mart Ayında yapılacak olan Yerel Yönetimler Seçimine çok az zaman kaldı. Bir yıldan biraz fazla…

Bilindiği gibi Büyükşehir Belediyesi Yasasında yapılan son değişikler ile artık Büyükşehirler, “MetropolBelediyeleri” olmaktan çıkıp, “Bütünşehir” Belediyeleri haline gelmektedir. Yeni yasal düzenleme, 29 Vilayette geçerli olacaktır.

Yeni yasa gereğince İlçeler ve ilçelere bağlı köylerde bulunan seçmenler, (buna göre, büyükşehirlerde köy statüsü kalkıyor ve bütün yerleşim birimleri mahalle haline geliyor) hem İlçe Belediye Başkanını ve hem de Büyükşehir Belediye Başkanını seçmiş olacaklar.

Bu bağlamda hem Büyükşehir ve hem de İlçe Belediye Başkanlıklarına aday olanların işi; eskiye göre hem zor ve hem de çok yorucu olacaktır. Küçük ilçelerde öyle eskisi gibi akrabaların oyunu alarak veya küçücük vaatlerle insanları kendine çekmek gerçekten zor olacaktır.

Bu durumu Karaisalı özeline indirgeyerek düşünecek olursak; Selampınar, Karapınar ve Saypınar Mahallelerinin oyunu alanın seçimi kazanacağı günler artık geride kaldı. Başkan Adayları, Barakdağı,Kaledağı, Etekli,Tatık ve Tümenli gibi uzak köylere gitmek, kendini ve yapacağı hizmetleri anlatmak zorundadır. Bu ise, hem kısacık seçim sürecini iyi değerlendirmek ve hem de masrafların artması demektir. Belki de Karaisalı’da Hasan Hüseyin Kuşçu ile Babacan Durak arasındaki paslaşma böylece sona erecektir. Yani bu, Karaisalı’da siyasi platforma yeni aktörlerin girmesi demektir bir başka anlatımla.

Yeni yasanın getirdiği yeni durum muvacehesinde baktığımızda ise, Büyükşehir ölçeğinde Adana’da 2014 Seçimlerinin sonucunu Aytaç Durak belirleyecektir.

Bu bir tahmin değil, matematiksel bir sonuçtur. Yani 2 kere ikinin dört etmesi gibi değişmez bir gerçekliktir. Seçimlere girecek olan adaylar ve siyasi partiler, pozisyonlarını ve politikalarını buna göre belirlemek ve buna göre strateji geliştirmek zorundadırlar.

Peki Aytaç Durak, önümüzdeki süreçte ne yapar?

Bana göre bir dolu ihtimal var:

1.     İktidar tarafından ısrarla ikişer aylık görevden uzaklaştırmalar, hizmet şevkini kırmış, ruhunda derin yaralar açmış olabilir. Buna bağlı olarak bir kırılganlık ve küskünlük “moduna” girer ve politika arenasından çekilir. “Bu şehre dört dönem Belediye Başkanı olarak hizmette bulundum. Halkın iradesi yok sayılarak böyle bir muameleye tabi tutulmamın neticesi bu olacaksa benden bu kadar…” diyerek kendi kabuğuna çekilir. Bundan sonraki yaşantısını torunlarıyla, ailesiyle ve tabiatla başbaşa geçirebilir.

Bu ihtimal gerçekleşirse, kesinlikle Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığını Adalet ve Kalkınma Partisi kazanır.

Çünkü AKP’nin, Büyükşehir Yasasını değiştirirken en büyük argümanı kırsaldan gelecek oyları kentteki oyların üzerine koymaktı. Adana metropol genelinde AKP’nin oyları belliydi. Ama kırsalda güçlüydü.  Karataş, Ceyhan ve sanırım Yumurtalık İlçeleri dışındaki bütün ilçelerde şimdiye kadar seçimi AKP, önde götürmüştür. Bu durumda AKP, diğer partilere oy farkı atar ve ipi göğüsler. Büyükşehir Belediye Başkanlığını çok rahat kazanır.

2.     Aytaç Durak, eylem ve mücadele adamıdır. Elbette karşılaştığı bu haksızlık, kırılganlığa ve hizmet anlamında beyninde travmalara sebep olmuştur. Ama bu durum, asla yılgınlığa dönüşmemiştir. Belki de daha bir azimle geleceğe hazırlanmaktadır. Bir nevi kamçı görevi görmüştür.Uğradığı haksızlığı, halka şikâyet etmek isteyecektir. Türk halkı, daima mazlumdan ve mağdurdan yana olmuştur. “Yiğit, düştüğü yerden kalkar” özdeyişinde olduğu gibi Adana’da yeni bir siyasi başarıya imza atmak adına yeniden bir “anka kuşu” olarak siyasi arenaya dönebilir.

Ki, ben döneceğine inanıyorum.

3.     Dönerse, bir siyasi partiden mi yoksa bağımsız olarak mı yola devam eder?...

Öncelikle bir siyasi partinin adayı olarak seçmenin karşısına çıkacağı aklın yoludur. Ve öncelikle bu yolun açılması için engellerin ve karşısında oluşturulan barikatların izalesi için çok yönlü bir çalışma içerisine girecektir.

O halde… Bir siyasi partiden aday olacaksa, bu hangisi olabilir?

4.     İlk akla gelen, kesinlikle AKP den aday olmayacağı veya olamayacağıdır. Ama siyaset, çok bilinmeyenli bir denklemdir. Siyasette her zaman bir sürpriz yaşanabilir. Siyasette elmalarla armutlar toplanabilir. “Siyasette 24 saat çok uzun bir zaman” derdi 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel… Son tahlilde herşey olabilir ve bakarsınız Aytaç Durak, AKPnin adayı olarak karşımıza çıkabilir. Dikkat edilirse, “çıkar” demiyorum, çıkabilir diyorum. Bu bir ihtimal… Ama aklımıza gelecek zayıf bir ihtimal.

5.     MHP den aday olabilir mi veya MHP aday gösterir mi?... Bu da bir ihtimaldir ama yabana atılacak bir ihtimal değildir. Değerlendirmeye ve üzerinde hesaplar yapılmaya çok yakın bir ihtimaldir. Evet, MHP Genel Merkezince sürecin başlangıcında ve devamında Aytaç Durak’a gereğince sahip çıkılmamıştır. Hatta yalnızlığa itilmiştir. Bir anlamda iktidarın Aytaç Durak’ı cezalandırmasına, üzerine gitmesine sessiz kalınmıştır. Bütün bunlar yaşandığı halde, gelinen konjonktür, yaşanılanların üzerine kalın bir örtü örtülmesini gerekli kılabilir, her şeye yeni baştan başlanabilir.

Eğer Adana’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı Aytaç Durak ile kazanılacağı kesin bir gerçek ise ve MHP de…yeniden Adana’yı almak istiyorsa; neden bu ihtimal işletilmesin? Neden kılıçlar kınına sokulup, yeniden, yeni bir başlangıç için bir barış ortamı sağlanmış olmasın? Ve MHP’nin kent merkezlerinden daha çok, tıpkı AKP gibi kırsalda güçlü bir oy potansiyeli vardır.

Ayrıca Aytaç Durak’ın da İlçelerde tanınmışlığı ve etkinliği tartışılmaz bir olgudur. Bu olgu; Karaisalı, Aladağ ve Pozantı üçgeninde tam destek mahiyetindedir. Bunu kimse yadsıyamaz.

Aytaç Durak’ın dört dönem Belediye Başkanlığı yaptığı Adana kent merkezindeki şahsi oylarına partililerin oylarını da katarsanız ve kırsaldan gelecek oyları da bu havuza dahil ederseniz MHP, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığını yeniden kazanabilir. Bu da çok güçlü bir olasılıktır.

6.     Görüldüğü gibi Aytaç Durak’ın sağ yelpazede yer alan AKP ve MHP ile geçmişe dayanan bir hukuku var ama bu yaralanmış ve örselenmiş bir hukuk. Belki de kapatılması zor olan makas açılması.

Siyasi arenadan çekilmeyeceğini ve mücadelesine kaldığı yerden devam edeceğini tahmin ettiğim (Bir seçiminde kullandığı bir sloganı vardı: DAHA YAPACAK ÇOKİŞİMİZ VAR...) Aytaç Durak, kaldığı yerden dört dönem hizmet ettiği bu kente daha geniş bir perspektiften bakarak hizmet etme düşüncesini CHP ile yola devam ederek sürdürmek isteyebilir mi?...

Cumhuriyet Halk Partisi, AKPnin yerel seçimlerde zayıf olduğu Adana’da durumu iyi yöneterek Aytaç Durak ile seçimi kazanabilir.

Çünkü CHP nin kent merkezinde güçlü bir oy potansiyeli olduğu herkesçe bilinmektedir ve her siyasi parti, bu gerçeği göz önünde bulundurmaktadır. Aytaç Durak ise, bugüne kadar hiçbir siyasi parti ile kırıp dökücü bir tutum içinde olmamıştır. Öyle ki, en kavgalı olduğu (siyasi anlamda) Selahattin Çolak ile halef-selef olduğu zamanlarda personel kıyımına gitmemiş, Selahattin Çolak’ın korumasını değiştirmemiş, kendi koruması yapmıştır. Yeri geldiğinde bunu bir anektod olarak anlatagelmiştir.

Öte yandan hemen hemen her dönemde farklı bir partiden Başkan Adayı olmuş, seçimleri zaferle sonlandırmıştır. Bu durumda CHP ile bir birlikteliğe adım atılacak olursa, birleşme süreci çok küçük sancılarla atlatılacaktır. Bu da ayrı bir realitedir. Yani Aytaç Durak, bugüne kadar hep partili olmuştur ama partizan olmamıştır. Bu tutarlı kişiliği ile CHP bünyesinde de rahatlıkla kendisine yer bulacaktır.

Eğer CHP, Adana gibi siyaseten güçlü olduğu bir Büyükşehrin Belediye Başkanlığını kazanmak istiyorsa veya altın tepsi içinde AKP ye sunmak istemiyorsa Adana’da seçimi kesin kazanacağı bir aday ile yarışa girmek zorundadır. Bu adayın kim olduğu ise herkesçe malumdur: Aytaç Durak.

Cumhuriyet Halk Partisinin Adana Yöneticileri, kişisel kazanç ya da siyasi hesaplar uğruna bu tarihi fırsatı kaçırmayıp, doğru değerlendireceklerdir. Adana’nın bu siyasi yapısını CHP Genel Merkezine iyi anlatabilirlerse dediğim gibi süreç sıkıntısız tamamlanacak ve yerel seçimleri kazanmanın önünü açacaklardır.

7.     Bir ihtimal daha var. Onu da dillendirmek isterim. Bağımsız Aday olarak seçimlere katılabilir. Kent Merkezinde fanatik derecede taraftarı bulunan Aytaç Durak, elbette bu ihtimali hep canlı tutmaktadır. Ama Ülkemizin demokrasiyi daha fazla özümsemiş batı kesimlerinde bağımsız adayların kazanma şanslarının çok düşük olduğunu bizim gibi Sayın Durak da düşünür.

Çünkü Türkiye’mizin batı coğrafyasında ve sahil kesimlerinde, doğu coğrafyamızda olduğu gibi ağalık ve şeyhlik gibi feodal yapılar yaşatılmadığından sandığa daha özgür bir irade ile gidilmektedir.

Oysa ağalık ve şeyhlik gibi feodal yapıların yaşatıldığı yerlerde, seçmen üzerinde dinsel ve ekonomik bir baskı vardır. Seçmenler kapalı kapılar ardında alınan kararlara katılmasa da istenilen istikamette oy vermek zorundadır. Bu bir ülkemiz gerçeğidir ve bunun bir başka adı da “Mahalle Baskısı”dır.

Bu nedenle, bu ihtimali de zayıf buluyorum. Ama bu bir ihtimaldir ve her an hayata geçirebilinecek bir ihtimaldir. Var olma mücadelesi veren her siyasetçi gibi, Aytaç Durak’ta her ihtimali masanın üzerine koymak zorundadır. Yeri ve zamanı geldiğinde değerlendirmek üzere…

8.     Bir olasılık daha var ama ben kendi adıma onu masanın üzerine koyacağını düşünemiyorum. Yine de paylaşmakta fayda vardır: Kendisinin dışında bir başka adaya destek vermek…

 “Sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek içer” dedikleri gibi Aytaç Durak, bu konuda bir değil, bin kere düşünerek kararını verir. Önünde, yıllarca beraber hareket ettiği Mustafa Tuncel, Zihni Aldırmaz örnekleri varken böyle bir olasılığı masaya koymayı kesinlikle düşünmez diye düşünüyorum. Siyasette samimiyet ve güven çok önemlidir. Güveni sarsılmış bir siyasetçinin  bütün yaşanmışlıklara rağmen bir başkasına güven adına kredi açması…?

Aytaç Durak adınasiyasi geleceğine dönük işte bir dolu ihtimal…

Netice itibariyle Adana’da seçime girecek bütün siyasi partiler, Aytaç Durak faktörünü iyi takip etmek, iyi değerlendirmek zorundadırlar.

Çünkü, Aytaç Durak, yerel seçimlerin sonucunun tek belirleyicisi konumundadır.