“Aytaç Durak ve Yerel Seçimler” başlıklı yazımız, hemşehrilerimiz nezdinde ilgiyle okundu ve karşılandı. Çok sayıda hemşehrimiz/okuyucumuz yorumda bulundular.

Bir analiz veya değerlendirme olarak kaleme aldığım ve düşüncelerimi paylaştığım bu yazımızı okuyan ve yorumda bulunan bütün hemşehrilerime, bütün içtenliğimle çok çok teşekkür ediyorum. Konuşmak ve düşündüklerini ifade etmek, paylaşmak gerçekten açık toplum olma yolunda önemli bir aşamadır. Böylesine bir gelişmeyi hemşehrilerimiz adına görmek ve gözlemlemek de kendi adıma bir gurur vesilesidir.

Beni okudukları için, düşüncelerimi eleştirdikleri için teşekkürler. Zira herkes, benim gibi düşünmek, benim baktığım pencereden bakmak zorunda değildir. Herkesin bir dünya görüşü ve bir bakış açısı vardır. Buna saygı duymak, erdemli insan olmaktır.

Eleştirilerinde nazik oldukları için, saygı sınırlarını zorlamadan, küçümsemeden eleştiride bulundukları için teşekkürler…

Okuyucularımıza ve yapılan yorumlara cevap vermek üzere bilgisayarın karşısına geçtiğimde gördüğüm manzara şudur:

Değerlendirme yazımız,  Karaisalı Haber Sitesinde Pazartesi Günü öğleden sonra yayına verilmişti.  Cumartesi akşamı itibariyle 234 kişi tarafından okunmuştur. Bu süre zarfında 29 kişi tarafından da yorum yapılmıştır. Bazı okuyucularımız, birden fazla yorum yapmışlardır ama bu yorumların bazıları diğer yorumda bulunanlara cevap verme mahiyetinde olmuştur. Bazı yorumlarda da iş, meşhur Cumali Deli üzerinden şakaya dökülmüştür. Ama ne olursa olsun, konu bir hafta gündemde canlı olarak tutulmuştur. Bu ilgi ve alakaya da ayrıca teşekkür ediyorum.

Ancak nedendir bilinmez, hiçbir yorum sahibi, gerçek adını ve soyadını belirtmemiştir. Bu bir korkunun ve çekingenliğin mi yoksa deşifre olmanın getirdiği bir aşırı tedbir midir bilemiyorum. Benim bildiğim nerede ve nasıl olursa olsun insan, söylediklerinin arkasında durmalı, şeffaf olmalı ve düşüncelerini açık açık savunmalıdır. Muhataplarımız, bize katılır veya katılmaz. O, ayrı bir husus… Bu şekilde takma ad ile veya hayali adlarla yapılan yorumları samimi bulmadığımı da burada ifade etmek isterim.

Kardeşlerim, açık ve cesur olmalıyız. Bütün toplumlardaki ilerlemeler, gelişmeler cesur insanların varlığı ve cesareti ile gerçekleşmiştir. Karaisalı’da da bir şeylerin değişmesini istiyorsak, yanlışların düzeltilmesini arzu ediyorsak, bunu korkmadan ve çekinmeden ortaya koymalıyız. Kimseyi rencide etmeden, hakarette bulunmadan, aşağılamadan yorum yapmak herkesin hakkıdır. Burada bir sıkıntı yok… Böyle yapılmıyorsa, yapılan yorumların samimiyeti sorgulanır. Dedikodu safhasında kalır ve değiştirici/dönüştürücü etkisi olmaz.

Bu tespiti de yaptıktan sonra, yorumların içeriğine bakıyorum: Yapılan yorumların büyük çoğunluğu, Aytaç Durak’ın aleyhinde olan yorumlardır. Üç veya dört tane yorumda ise, Aytaç Durak’ sahip çıkılmıştır. Birkaç yorumda da bendenize cevap verilmiş veya düşüncelerim eleştirilmiştir.  Ama ağırlık aleyhtedir.

Şimdi şöyle bir düşünceye daldım. Acaba Aytaç Durak, Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve devam ediyor olsaydı ve ben, böyle bir değerlendirme yazısını yine bu şekilde ve aynı gerekçelerle ve niyet okumalarla yazmış olsaydım, bu kadar aleyhte yorumda bulunulur muydu? Veya Karaisalı’ya hiçbir hizmetinin olmadığı açık açık söylenebilir miydi?...

Sanmıyorum. Çünkü insanlarımız, daima güçten ve güçlüden yana olagelmiştir. Makamın, mevkiinin ve ekonomik gücün etkisi her daim geçerli bir gerçektir.

Gelelim Aytaç Durak meselesine… Hakkında yaptığım değerlendirmeyi okudunuz. Kesinlikle lehinde veya aleyhinde olmadım. Sadece fotoğrafa büyük ve derinden baktım. Bir anlamda bir tepeye çıktım, aşağıdaki “Aytaç Durak Köyünde”, yani o cephede olan bitenleri anlamaya ve anlatmaya çalıştım. Benimkisi bir kuşbakışıydı. Ama 25 yıldan beri tanıdığım, az çok halet-i ruhiyesini bildiğim bir insanın düşüncelerini okumaya çalışmaktı.

Çok yakınında mıydım? Değildim. Hatta hiç yakınında olmadım. Beni şahsen tanımaz bile diye düşünüyorum. Ama ben, Onu tanıyordum: Yaşadığım şehrin Belediye Başkanıydı. Bir dönem TellidereMahallesi Muhtarı olarak, teşriki mesaim oldu.Kendisinden Mahallem adına taleplerim oldu. Ama üzülerek yine belirtmek durumundayım ki, hiçbir talebimi yerine getirmedi veya getiremedi. Bu konuyu ayrı tutuyorum. Oralardan tanıyordum. Yazdığım yazıdan belki haberi bile olmamıştır. Belki de halen haberdar değildir. Benim yaptığım, “seçimle gelen bir kişinin seçimle gitmesi” ilkesi doğrultusunda haksızlığa maruz kalan bir insanın gelecekte neler düşünebileceğini, oturup teslim olmayacağını, bu durumu halkına şikâyet edebileceğini dillendirmek olmuştur. Yaptığım budur.

Aytaç Durak’ı seversiniz veya sevmezsiniz, yaptıklarını takdir edersiniz veya etmezsiniz. Toptan inkar eder ya da göklere çıkarırsınız. Sizin seçiminizdir.

Ama O, bir fenomendir… Bu şehirde 5 Dönem Belediye Başkanlığı seçimini kazanmıştır. Böylesine bir büyük başarıya imza atmak, her kula nasip olmaz. Seçim kazanmak, zor iştir. Hele Büyükşehir Belediye Başkanlığı gibi bir makama seçilmek… Hakkında bir sürü tezvirat üretilir. Bel atından vurmalar, iftiralar, yakınında olan ve birlikte hareket ettiğini zannettiğin bazı kişilerin sizi sokak jargonuyla “sattığına” şahit olmalar… Beklentilerini bulamayanların gelecek seçimde karşınızda olması… Bütün bu olumsuzluklarla baş etmek, yorulmak, bir sürü masrafta bulunmak ve birlikte hareket ettiği kişileri memnun etmek zorundadır adaylık yarışına girenler. Ve bu süreci, beş dönemdir kırıp dökmeden yöneten bir politikacıdır Aytaç Durak. Ve hemen hemen her dönemde bir başka partinin adayı olarak seçmenin karşısına çıkmak... Buna rağmen seçim kazanmak ve halkta karşılığını bulmak. Bütün bunları birlikte düşündüğünüzde O, bir fenomendir.

Ayrıca O, bir Karaisalı insanıdır. Sevsek de, sevmesek de adı Karaisalı ile birlikte anılmaktadır. Bunun, bizim için bir anlamı olmalıdır. Bir Karaisalı’lı olarak bir hemşehrimizin Adana Tarihinde böylesine başarılı bir iz bırakmasından daima gurur duymuşumdur. 1984 Yılından bu yana hangi partiden olursa olsun, parti farkı gözetmeksizin kendisine oy verdim. Hemşerilik saikiyle bu konuda da doğru yaptığıma  inanıyorum.

Dikkat buyurduysanız, Karaisalı’ya yaptığı veya yapamadığı hizmetlerden hiç bahsetmeden bu bahsi kapatmak istiyorum. Böylesine bir tartışma olacaksa ben tartışmanın içinde veya muhatabı olmayacağım. Bu kente veya bu Karaisalı’ya yaptıklarını vicdan sahiplerine bırakıyorum… En iyi değerlendirme, halkımızın vicdanında karşılığını bulacaktır.