Karaisalı Kaymakamlığı önderliğinde Karaisalı Platformu tarafından ilçe merkezinde Cumhuriyet Meydanında verilen iftar yemeği başarılı geçti. Organizasyon mükemmeldi.

İftarın başarılı geçmesi için Kaymakam Hidayet Sarı ve Karaisalı Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Mahmut Şekerci öğleden sonra Cumhuriyet Alanında son kez hazırlıkları gözden geçirdiler. Gerekli talimatları verdiler.

Alan önce itfaiye aracı ile sulandı, tertemiz oldu. Seyyar satıcılardan tezgahların birkaç saatliğine kaldırılmasını istediler. Sağ olsunlar, esnaflarımız da çok makul karşıladılar. Cumhuriyet meydanındaki siyasi içerikli pankartlar çıkarıldı. Trafik önlemini aldı. Konser kamyonu Osman Hayri Oktay Beyin dükkanının önüne konuşlandı. Sanatçılar yani ilahi grubu yerini alarak denemelerini gerçekleştirdiler. Yemekçilik şirketi alanın üç ayrı noktasından yemek servisi yaptılar.

Yemeğe MHP Milletvekili Seyfettin Yılmaz, beraberinde İl Başkanı Mustafa İzgioğlu, İlçe Başkanı A.Sezai Yılmaz, Belediye Başkan Yardımcısı A. Mahmut Şekerci ve beraberinde 20 kadar partili ile alana öyle bir giriş yaptı ki, herkesin dikkatini çekti. Bütün kelleler o tarafa doğru baktı. Birçok vatandaş ayağa kalktı, heyeti karşılamak için onlara doğru yöneldiler. Vekile hoş geldin demek için sıraya girdiler.  Seyfettin Bey ve il başkanı sıradan herkesle tokalaştı, kimileri ile tokuştu (MHP usulü selamlaşma)  ve en son Kaymakam Bey ile selamlaştıktan sonra protokoldeki yerini aldı.

Gözlerim AK Parti Adana Milletvekili Fatoş Gürkan’ı aradı. Göremedim. Daha sonra kime sordum bilemiyorum ama, Fatoş Hanımın vatandaşlara yemek dağıttığını öğrendim. Ne zaman gelmiş, nasıl gelmiş bilmiyorum. Oysa ben alandan hiç ayrılmadım. Oraya yöneldim. Birkaç kare fotoğraf çektim ve Fatoş Hanım yemek dağıtmayı bırakarak protokole geçti. Kaymakam Bey ve Seyfettin Yılmaz ile tokalaştı. Sonra hep beraber İlahi dinlediler. Ezan okununca da dualarını yapıp, sularını içtikten sonra yemeğe başladılar.

Daha sonradan öğrendim ki, başta AK Partililer olmak üzere hiçbir vatandaş Fatoş Gürkan Hanımı karşılamak için yerinden bile hareket etmemişler, ayağa kalkmamışlar. Hadi MHP’lileri ve diğer parti mensuplarını anladım da AK’çıların ayağa bile kalkmamamsına bir anlam veremedim. Demek ki Karaisalı AK Partide hala o dağınıklık sürüyor dedim.

Yemek duasından sonra Dergah İlahi Grubu ilahilerine kaldıkları yerden devam etti. Ve final havai fişek gösterisi ile yapıldı. Bu arada bazıları “Çok iyi bakın bu havai fişek patlamalarına. Bunu belki bir daha göremeyeceksiniz” dediler. Biz de “son kez” baktık.

Herkes dağıldı. Ben Atatürk Parkı içinde çay içmeye geçtim. Daha sonra AK Partililerin Tatlıcı Köse’de toplandıklarını öğrendim. Adana’ya birlikte döneceğim dostlarımı beklerken Karaisalı Belediyesi önüne vardığımda Seyfettin Yılmaz ve İl Başkanını getiren minibüsün Belediye önünde park halinde olduğunu gördüm. Başımı yukarı çevirdim, başkanlık makamının ampulleri yanıyordu. Demek ki dedim yukarıda teşkilat toplantı halinde dedim. Ben AK’çılarla döneceğim için oraya çıkmadım. Tatlıcı Köseye vardığımda ise kimler yoktu ki? Fatoş Hanım iftar alanına geldiğinde ayağa kalkmayan, hoş geldin bile demeyen ne kadar adam var ise hepsi Fatoş Hanımın masasının etrafında toplanmışlar. Koyu bir sohbete dalmışlar. Ben de sessizce Fatoş Hanımın da göremeyeceği bir noktada kendime bir yer buldum. Seslerden tam olarak, konuşmaları net duyamasam da sesi gür olanların sesleri ile yetindiğim kadarıyla kulak misafiri oldum. Fatoş Hanım, herkesten tek tek durum değerlendirmesi istiyordu. Herkes geçmişi, bu günkü durumu ve önümüzdeki yerel seçimlerle ilgili görüşler beyan ediyordu. Üzeri dondurmalı köşesiz baklava tabakları geliyor, çaylar yudumlanıyordu. Yatsı ezanı okunuyor, teravih namazını kaçırmayanlar, bu kez yerinden dahi kalkmadan birbirlerini yakından pür dikkat dinliyorlardı. Fatoş Hanım herkese söz verdi, herkes sıra ile görüşlerini beyan etti. Daha önce “Bizlerden biri aday gösterilmezse seçimde çalışmayız, güneşin batışını izleriz” diyenler Fatoş Hanımın karşısında “birlik ve beraberlik” nutukları atmasına çok şaşırdım.

Sayın Başbakanın AB için söylediği ve üzerine basarak “samimiyet” testi dediği testen Karaisalı Ak Parti ilçe teşkilatının bazı üyelerinin sınıfta kaldığına tanık oldum. Demek ki şimdi taktik ve strateji değişiklikleri yapmışlar.

Selahattin Çolak taktiği uygulamak gerekir. Sayın Çolak kendisi hakkında samimiyet testini şöyle uygularmış. Kendisinin yüzüne gülenlerin, kendisine övgüler düzenlerin üzerine çaktırmadan adam gönderirmiş. Gönderdiği ajan Çolak hakkında ileri-geri konuşurmuş, hatta Çolak’a sövermiş bile. Selahattin beyin yüzüne gülen kişi de onunla beraber Çolak’a yüklenirmiş. Bu olay, ajan tarafından Çolak’a aynen bildirilirmiş.

Şimdi bir kişinin yüzünüze ne söylediği değil, arkanızdan ne konuştuğudur önemli olan. Sayın Fatoş Gürkan’ın karşısında mertçe fikirlerini açıklayamayanlar, orada birlik ve beraberlik mesajları veriyordu. Ama, Fatoş Hanım oradan ayrıldıktan sonra, nelerin konuşulduğuna, telefon zincirlerin Karaisalı’nın bir ucundan diğer ucuna nasıl ulaştığına bakmak gerekiyor. Kızıldağ Yolunda, sahurlardaki dost meclislerindeki nelerin ortaya döküldüğüdür önemli olan.

Neyse lafı uzatmayayım. Saat 23.50 olmuştu. Sıkıldım. O gün iftar nedeni ile yürüyüş yapamamıştım. Bizi Adana’ya götürecek kardeşime, “Ben yolun sağından Adana’ya doğru yürüyorum. Beni görürsen alır mısın” dedim. İlçe Başkanımız Ünal Işık Bey gelmişti yanımıza. Hal hatır sorduktan sonra “Başkanım ben bir yanlış daha yaptım. MHP’lilerin dolmuşuna binseydim şimdi çoktan evimdeydim “ dedim. Başkan da esprime espri ile karşılık vererek, “MHP’lilerin dolmuşuna sakın binme” dedi. Gülüştük. Ben Tatlıcı Köse’den kan şekerim yükselerek ayrıldım. Çünkü köşesiz baklavalarından biraz yemiştim. 40 dakika kadar gecenin karanlığında yürüdüm. Karaisalı’nın mis gibi kokan havasını teneffüs ettim. Yürürken çam kokuları ve diğer bitkilerden gelen kokuları ciğerlerime çektim. 40 dakika sonra AK Partili dostlarım geldi, beni aldılar ve Adana’ya geldik. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum.

Evet değerli okurlarımız, belki de Karaisalı merkezde veya köylerinde son kez verilecek iftar yemeği ve sonrasında gelişmeler benim açımdan böyle görüldü. Yanlışım var ise lütfen düzeltiniz.Eksiğim olmuşsa yorumlarınızla tamamlayınız.