Karaisalı kaynayan kazan.

Ama bu kazan ekonominin canlanması ile hiç alakası yok. Çünkü Karaisalı’da ekonomi diye bir şey yok.

Varsa yoksa siyaset.

Siyaset sporun da önüne geçti.

Güreşlerin de önüne geçti.

Ağalık her şeyin önüne geçti.

Güreşi gölgede bıraktı.

Mısır ve Suriye’deki katliamlardan daha çok konuşuldu.

Amerika’nın ve biz de dahil müttefiklerin desteği ile Müslüman kanlarının daha çok dökülmesine yol açacak savaş kapıda ama, ama Karaisalım halen siyaset konuşuyor.

AK Partililer güreşlerde 8 köye çadır açtırmışlar, MHP’lilerin güreşinde ise 2 çadır açılmış. Bunlar konuşuluyor.

Şöyle bir baktım da; Sanki bu güreşler yapılınca, konser iptal edilip yerine yemekli mevlüt okutulunca, Mustafa Yıldızdoğan gelince, Fatoş Hanım ve Hüseyin Sözlü ağa olunca, Karaisalı halkının yoksulluğu sona erdi, işsizlik bitti, ekonomi canlandı, esnafın cebi para ile doldu, çiftçi çok ürün aldı, depolar doldu taştı, tüccar parayı nereye koyacağını şaşırdı. İlçeye ikinci banka açıldı. Bekar genç kalmadı, hepsi muhteşem düğünle evlendi. Orman köylüsü zenginlikten ne yapacağını şaşırdı. Herkes mutlu, yüzünden tebessüm eksik olmuyor. Herkes birbirine yemek ve çay ısmarlamak için yarış ediyor.

Evet ağalar, beyler:

Başınız göğe değdi mi?

Çok mutlu oldunuz mu?

Muhtarları küstürdüğünüze, kalp kırdığınıza değdi mi?

Bu sidik yarışından elinize ne geçti?

Kim daha çok uzağa yaptı?

Rüzgara karşı nasıl becerdiniz?

Üstünüze “çıngı”madı  mı?

Evet cevap bekliyorum.

Buyrun dükkan sizin…