Yaklaşan yerel seçimlerde bazı yerlerde CHP – MHP işbirliğine şahit olacağız gibi görünüyor. Hatta bu işbirliğine, hiç ihtimal vermeyeceğiniz bir partinin-partilerin katılması da olasılıklar arasında.

Bunun denemesi aslında 2009 yerel seçimlerinde yapıldı. Hatta belli bir ölçüde sonuçta alındı. Buna örnekler verecek olursak;

MHP, Ordu'da DSP'yi, Sinop'ta CHP'yi destekledi ve seçimi almalarını sağladı. Buna karşılık Balıkesir'de CHP'nin desteğini aldı ve belediyeyi kazandı.

MHP, İstanbul Maltepe ilçesinde CHP ile seçim ittifakı yaptı. CHP'nin belediye başkan adayına destek için MHP'li aday seçime girmedi, CHP kazandı. MHP'li adaya ise belediyede görev verildi.

MHP Kocaeli'nde, Silivri dostları eksenli en az sekiz partiyle AK Parti'ye karşı ittifak kurdu.

Van Belediye Başkanlığı'nı BDP'nin kazanmasında Saadet Partisi etkili oldu.

MHP'li ve CHP'li vekiller, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanlığı seçimindede aynı şeyi yaptılar; AK Parti'li Mevlüt Çavuşoğlu karşıtı oy kullandılar.

Aslında buna benzer örnekleri çoğaltarak sıralayabiliriz ancak uzatmak burada yanlış olacaktır.

Bu işbirliğinin asıl amacı elbette belediye başkanlıklarını almak. Bir diğer amaçta 2014 yerel seçimlerinin hemen ardından gündeme gelecek ve ilk defa halk tarafından seçilecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, AK Parti'ye karşı bir blok oluşturmak. Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça, giderek ayrıştıran ve zamanla duvar haline gelen bloklaşmalara şahit olacağız gibi görünüyor.12 Eylül 2010'da yapılan referandum öncesi ne tür ittifaklar söz konusu olduysa, Bu seçimler öncesinde de bu ittifaklar olacak sanıyorum.

AK Parti yüzde 50 civarındaki oy oranı ile hem elindeki belediyeleri kaptırmamayı, hem de sahip olmadığı belediyeleri de alma konusunda çaba harcayacak.

Fakat son günlerde çeşitli nedenlerle oluşturulan gerilimler nedeniyle, ikili kutuplaşma giderek artarsa, seçmenin oy verme davranışı da buna bağlı olarak değişecektir. Sonuçta yarış belediye başkanı seçme değil de, ülkeyi kim yönetecek yarışına dönüşebilecektir. Başbakan Erdoğan'ın zaman zaman partisinin seçmenini sahiplenip diğer yüzde 50'yi temsil eden partilere karşı sert üslubu da buna katkı sağlayacaktır.

Bundan önceki seçimlerde sandıkta, hükümeti belirliyorduk. Artık devleti kimin yöneteceği konusunda sandığa gideceğiz.

Karaisalı’ya gelince; Hemen hemen her şeyi bire bir takip eden Vahit Şahin, olan biteni sitede tüm açıklığıyla yazdı aslında. Bunun üzerine fazla söyleyecek bir şey yok. Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; Malumunuz Kızıldağ güreşleri, tarihi değeri olan kültürümüzü ortaya koyan bir anlamda da aynadan dışarıya yansıyan görüntümüzdür. Bu görüntüyü elbirliğiyle maalesef ikiye böldük. Böylesi bir kültürel konuda dışarıya bölünmüşler anlaşamıyorlar görüntüsü vermek yanlış oldu. Bir türlü milli ve kültürel konularda siyaseti bir kenara bırakıp bir araya gelemiyoruz. Buda Karaisalı’yı öteden beri bölünmüş görmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürdü.