Halil Atılgan
incirgedigi@gmail.com
ACEM KIZINA DÖRTLÜKLERİ KİM DEDİ…
25/11/2013 Neşet Ertaş 1970’li yıllarda çok ünlendi. Her türküsü ününe ün kattı. Hem türküleri, hem de kendisi çok popüler oldu. Ben; Acem Kızı türküsünü Neşet Ertaş’la tanıdım. O yıllarda üstat Ankara Radyosunda Mahalli Sanatçı sıfatıyla üç – dört türkülük bantlar yapıyor, denetimden geçenler radyoda yayınlanıyordu. Bantların yayın süresi 15 dakika. Acem kızını ilk kez o programlarından birinde okudu. Çok iyi hatırlıyorum. Aynı bantta okuduğu türkülerden biri de Sarı kızın saçları idi. Ankara Radyosundaki yayınlarla, plaklarla Acem Kızı Anadolu’ya dalga dalga yayıldı. Ünlü türküler arasında yerini aldı. Türkü müzikalite ve söz itibariyle çok güzel Kısaca müthiş… Onun için çok tutuldu. Sonra da TRT repertuvarına kazandırıldı.
O yıllarda eser
sahiplerine gösterilen hassasiyet yok denecek kadar az. Ali’nin külahının Veli’ye,
Veli’nin külahının Aliy’e giydirildiği dönem. Telif hakları yasası yok.
Sanatçılar yaptığı eserlere sahip çıkamıyor. Bir kör dövüşü anlayışı ile
sanatçı kısa zamanda adını halka duyurmaya çalışıyordu Adını halka çok kısa
zamanda duyurulardan biri de Neşet Ertaş oldu. Sazı - sözü - yaptığı türküleri geniş
halk kitleri tarafından çok beğenildi. Kısaca Neşet Ertaş türkülerinde halk kendini
buldu. Onun için hem türküleri hem de kendisi çok ünlendi.
Ünlü olması okuduğu eserlerin bazılarının sözlerine de sahip çıkmasına
vesile oldu. Seher vakti çaldım yârin
kapısını. Söz Sivas’ın Şarkışla ilçesinin Kılıççı köyünden Âşık Agâhi’ye. Çırpınıp
da şan ovaya çıkınca. Söz: Kars’ın Selim ilçesinin Sipkor (Yamaçlı) köyünde 1917 doğumlu Âşık Canani’ye. (Asıl adı
Ahmet Çelik) Aynı sözler başka bir kaynakta Kahraman Maraş’ın Elbistan
ilçesinin Erçene köyünden Âşık Hüseyin’e.[1] (Tenecioğlu) Kova kova
indirdiler yazıya - Âşık Kerem’e / Ahu
gözlerini sevdiğim dilber – Karacaoğlan’a / Zahide ise Kırşehir’in Çiçekdağı
ilçesinin Ortahacıahmetli köyünden Arap Mustafa’ya ait
Haksız sahiplenmeleri tespit ettikten sonra konuyu ilk defa Türkülerin
İsyanı adlı kitabımda dile getirdim[2].
Daha sonra MESAM’ın 17–18 Eylül 2005 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlediği
Halk Müziği Eserlerinde Hak Sahibi Tespit
Ölçüleri Nasıl Olmalıdır adlı Halk Müziği Eserleri Sempozyumunda tebliğ
olarak sundum. Adı geçen sempozyum tebliğinde bazı haksız sahiplenmelerle
birlikte Acem Kızı türküsü de
değerlendirildi. Adı geçen tarihte MESAM’ın düzenlediği sempozyumda sunduğum
tebliğimde konuyla ilgili bölümü aynen buraya alarak ilgililerini bilgisine
sunuyorum.
“Bu konu da
vereceğim bir başka örnek de piyasa deyimiyle bir başka Neşet Ertaş türküsü. Bu
türkümüz de Acem Kızı. Yani Çırpınıpta Şanova’ya çıkınca dizesiyle
başlayan günümüzün ünlü türkülerinden biri. Türkünün TRT
repertuvar kayıtlarında:
Derleyen : Osman Özdenkçi Yöresi : Kırşehir Kaynak kişi : Çekiç Ali Repertuvar no : 2099’dur
Neşet Ertaş’ın
ünlendirdiği “Acem Kızı[3]”
türküsünün sözlerinde, hak sahibinin kim olduğu, ya da kim olacağı meselesine
geçmeden önce, Sn. Bayram Bilge Tokel’in Neşet Ertaş Kitabı, “Neşet Ertaşla Baş Başa” bölümünden Sn.
Ertaş’ın Acem Kızı türküsüyle ilgili
verdiği bilgilerin bir bölümünü aktarmak istiyorum[4].
Bu bölümde Sn. Tokel, Ertaş’a soruyor: “Bir
de şu ünlü’ Acem Kızının hikâyesini dinleyelim sizden. Selli Yusuf’un Acem
Kızı’na, Avrupaların, Amerikaların kurban olması hikâyesini...” Ertaş cevap
veriyor: “Ben çok küçük yaşta şiirler
yazardım kendi kendime. Bazı şiirleri pazarlarda satan tellallardan alır
türküler yapardım. Bunun bir örneği Zahide’dir. Çiçekdağı’nda, oralarda uzun
bir şiir olarak elime geçti. Acem Kızı da böyle bir şansa sahip. Bu da bizim Selli Yusuf’tan duyulan
dörtlüklerdir. İki dörtlüğünü ben kendime göre havalandırdım önce. Böylece
45’lik plağa okudum. Benim biliyorsunuz Fransa’da, Belçika’da kız kardeşlerim
var. Almanya’da biraderim var. Arada bunları görmeye gelirdim. Biraz da
içtiğimiz sıralar bir meyhaneye gittik. Burada böyle yerlere sırf erkekler
değil kızlar da gelip gidiyor. Oturuyoruz bir yerde, bir ara baktım ki, kapıdan
şah gibi bir kız girdi içeriye. Bütün millet de ona baktı. Yanında kızları
olanlar da baktı. Yalnız ben değildim. 0 havayla barmene oturdu. Tabii yanına
gelenler oldu. Kendine bir içki söyledi, sağına soluna gelenler oldu, ama
kimsenin yüzüne bakmadı, keyfine baktı. Böyle bir havanın bizi etkilememesi
mümkün değil. Zaten anadan doğma güzele âşığız. Güzel kim? İnsan. Eee insanın
güzeli erkeğe göre bir kız, kıza göre bir erkektir. Ben Acem Kızı’nı çalarken
iki dörtlüğe arada bir dörtlük de ben takmış oldum. Ne Acem Kızının benden haberi var, ne benim ondan. Acem Kızı işte kimi
Ayşe, kimi Fatma ad takmadım. Dünyaya insan gelip de âşık olmadım diyen yalan
söyler. Ne var ki bu aşkın aptallığını
biz yapıyoruz. Aptallık değil, aşkı biz yüreğimizde taşıyoruz” diyerek:
Avrupa kurban olsun karakaşına
Silkinip de Şamova’ya çıkarsın
Amerika kurban olsun karakaşına İngiliz Fransız değmez döşüne
şeklinde olup sözler 7 dörtlüktür. TRT repertuvarındaki
sözler ise iki dörtlük. Neşet Ertaş’ın kaset ve CD’lerinde aslı yedi dörtlük
olan şiirin 1. 4. ve 5. dörtlükleri okunmuş, beşinci dörtlük aynı kalmak
kaydıyla diğer dörtlükler değiştirilmiştir. Şiirdeki Şamovası da bu
değişiklikten nasibini alarak Şanovası olmuştur. Mehmet Gökalp’e göre Şamovası
Kars il sınırları içinde bir ovanın adıdır. Halk şiirinde yer adlarının önemi düşünülürse,
Şamovası’nın Şanova’sı olarak kayıtlara geçmesi önemli tahribattır.
şeklinde olup iki dörtlüktür. Bu
açıklamadan sonra MESAM, Acem Kızı türküsünün hak sahibini nasıl tespit edecektir.
Eğer Acem Kızı türküsünün söz yazarı MESAM kayıtlarında belli ise, şimdiye
kadar da telif hakkı ödenmişse; bunun adı yanlış beyanla haksız kazanç elde
etmek demektir. Bu haksızlık yetkililerce nasıl düzeltir, hukukçular bunu nasıl
değerlendirir, şimdiye kadar ödenen telif hakkı geri alınır mı onu bilemiyorum.
Ama bildiğim tek şey bu aldatmacanın ortadan kalkması, Sezar’ınhakkının Sezar’a
verilmesidir“ diyerek konuyu dile getirdim. Sonuçta tespitlerimizi MESAM
gale bile almadı. Irmak aktı biz de baktık. Yani haksız sahiplenmeler
konusundaki yapılan sempozyum sonucu değiştirmedi. Dostlar alışverişte görsün
hesabına döndü.
Bu tespitlerden sonra, Kadirli Anadolu Lisesinde Edebiyat Öğretmeni, yörenin de kültür çınarlarından değerli dost İrfan Can Acem Kızı türküsünün sözleriyle ilgili beni telefonla arayarak bazı ön bilgiler verdi. Tespitlerini anlattı. Elindeki bilgi ve belgeleri de gönderdi. Ancak bana ulaşmadan önce Ülke TV’deki yaptığı programda Sn. Bayram Bilge Tokel’in Acem Kızı türküsünü okuduğunu, türküyü dinledikten sonra sözlerin Neşet Ertaş’a ait olmadığını söylemek üzere Ülke TV’ye telefon ettiğini, görüşemediğini, görevlilerin azarlayarak verdiği adrese bir mektup yazarak elindeki bilgi ve belgeleri gönderdiğini, ama maalesef cevap alamadığını üzülerek ifade etti. Sn. İrfan
Can Acem Kızı türküsünün sözleriyle ilgili tespitlerini Çukurova’dan Dünyaya Kadirli adlı derginin 19[8].
sayısında: Âşık Hüseyin ve Acem Kızı başlıklı yazısıyla dile getirmiş. Yazının
üst Başlığı: “Geçmişi 1950’li yıllara
dayanan Âşık Hüseyin’e ait bir türkünün hikâyesi” Kaynak Kadirli’nin Azaplı köyünden Âşık
Feymani.
NEŞET ERTAŞ 45 LİK PLAK ACEM KIZI/AYDOS
GittiGidiyor'da. Ürün özellikleri ve uygun fiyatları ile NEŞET ERTAŞ 45 LİK PLAK ACEM KIZI/AYDOS
ve benzer Acem kızı - BADI SABAH BİR MEVLAYI SEVERSEN [1] İrfan Can, Çukurova’dan Dünyaya Kadirli. Mart 2006, S.
19. s. 64. [2] Türkülerin isyanı akçağ Yayınları 2003 Ankara S. [3]Halk Müziği Eserlerinde Hak Sahibi Tespit Ölçüleri Nasıl Olmalıdır?
MESAM Halk Müziği Eserleri Sempozyumu 17– 18 Eylül 2005 İstanbul. [5] Folklor
Edebiyat dergisi, Mart 1997, S. 9, s. 97. [6] Oyun Havaları ve Türküler-Neşet Ertaş- Nostalji: 1. Bayar Müzik Market A.fi. Kültür Dizisi adlı CD’de Acem Kızı türküsü detayında söz-müzik Neşet Ertaş adınadır. B. Bilge Tokel’in Neşet Ertaş Kitabının 278. sayfasında aynı türkünün söz-müziği: Selli Yusuf, Neşet Ertaş adınadır. Kayıtlar birbirini tutmuyor. Doğru tek olduğunu göre, biz hangisine inanacağız. [7]Emir Kalkan:
XX. Yüzyıl Türk Halk Şairleri Antolojisi. Kültür Bakanlığı Yayınları No: 1295,
s. 278, Ankara 1991. [8] Mart 2006 S.19. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BİR EKMEĞİN HİKÂYESİ[1] - 17/01/2024 |
BİR EKMEĞİN HİKÂYESİ[1] |
POSTACI… POSTACI… CANIM GÜLÜM POSTACI! - 02/10/2022 |
POSTACI… POSTACI… CANIM GÜLÜM POSTACI! |
ÇÖL YEMEN’DE CAN VERENLER - BİRİ MEMET BİRİ MEMİŞ - 28/06/2020 |
emen: Arap Yarımadasının Güneybatı köşesinde olup, mutluluk anlamına gelen bir sıfatla nitelendirilir. Fakat bu sözcük Türkler için geçerli değildir. |
Bunca âşıkların bir hoşu Mahzuni…"İŞTE GİDİYORUM ÇEŞMİ SİYAHIM " - 19/05/2020 |
1940 yılında Kahraman Maraş'ın Elbistan ilçesinin Berçenek köyünde doğdu. (Dostları onun 1938 yılında doğduğunu ifade etmektedirler.) |
ONU AZRAİL APARDI… - 24/04/2020 |
Yallah şoför yallah apar beni / Kerkük’e tez yetir beni. |
BU TOPRAĞIN TÜRKÜLERİ - 12/04/2020 |
Bu toprağın türküleri gönlümüze ferman, yüreğimize derman olmuş. |
ÇUKUROVA'DA KARACAOĞLAN ÇIĞIRMAK - 31/03/2020 |
Çukurova'yı; Mersin-İskenderun sahil şeridinden, Güneydoğu Toroslar'ın eteklerine |
BİR OLALIM, İRİ OLALIM, DİRİ OLALIM… - 15/03/2020 |
Ben türkülere, Çukurova’ya, Toros dağlarına sevdalıyım. Sevdam: Anamın beni tarlada doğurmasından, sekiz yaşına kadar ayakkabıyı tanımayışımdan, yufka ekmeği fırın |
“Sokrat Okuyan Köylüler” - 16/02/2018 |
BEN ÇOK DUYGULANDIM. SİZİ BİLMEM. SELAMLARIMLA. |
Devamı |