*Şairlerin Dilinden Kahramanmaraş, Hazırlayan; Ramazan Avcı, büyük boy, 244 s., Kahramanmaraş Belediyesi y., 2013// Kitap 244 s., 91 şair, 116 şiiri kapsıyor.

Kahramanmaraş’ı “Şiir gibi bir kent” diye niteliyor Belediye Başkanı Mustafa Poyraz.. Necip Fazıl, Behçet Kemal Çağlar, Abdurrahim Karakoç, Bahattin Karakoç, Gülten Akın, Mahsuni Şerif, Mustafa Okumuş, Şevket Yücel, Oğuz Paköz (…) gibi ünlü şairlere sahip kent.. Şaire, şiire çok önem veriliyor..  Şiir şenliklerinin 2.’si düzenleniyor.. 

Seçkide yer alan şiirler Kahramanmaraş’ın kurutul savaşını, doğal güzelliklerini, sosyal yaşamını anlatıyor. Şiirler, genellikle ayaklı uyaklı, 8’li, 11’li hece ölçüleriyle yazılmış.. Her şairden birer örnek vermek isterdim amma, bu olası değil..

Abdurrahim Karakoç’tan/ “Destanların en soylusu on iki şubat// Bir güvercin uçar akça kanatlı/ Barıştan savaşa selam götürür/ Yollardan yel gibi geçer bir atlı/ Afyon’dan Maraş’a selam götürür// Bir on iki şubat bin yıldan büyük/ Kalmadı çok şükür ne zincir ne yük/ Berit’ten Ilgaz’a bir ala geyik/ Seker taştan taşa selam götürür/…/ Bir şehir… köy, oba,  mahalle, çarşı/ Çarpışır düzenli orduya karşı/ Ve soylu bir destan kurtuluş marşı/ Güneş, kurda, kuşa selam götürür”

Gülten Akın’dan  “Merhaba Memleketim// Şu deli dolu yağmurların yağması var ya hani/ inceden siğim siğim/ Bir türkü gibi dokunur insana- bir türkü gibi ağlamaklı/ Alıp yalnızlığımı giderim-demir çarık, demir âsâ-/ Alaca karanlıkta bir kerpiç eve konuk olurum/ Duvarda asılı seccade ve köşede bakır mangal/ Sofrada bulgur pilavı ayran ve soğan/ Çanakkale ve Yemen ağıtlarıdır söylenen/Düşlere uzanır ellerim çiçek yeniden/ Ve daha bir kutsallaşır memleketim//…”

Şevket Yücel’den “Kapalı Çarşı// Maraş’ta bir kapalı çarşı/ Kapalı çarşıda renkler/ Sıcacık gülüşlerle bir cümbüş içindeler// Kapalı çarşıda basmalar/ Basmalarda leylak sümbül menekşe ve karanfil/ Bakışları pembe mavi, mor üstüne kırmızı/ Baktıkça gezdirir sizi/…/ Ne zaman geçsem oradan/ Gelir çıkar karşıma sevdalı Karacaoğlan/…”

*Selahattin Ölmez’in üç kitabı; Yol Arkadaşı, 137 s., 2013, Murat Kitabevi y.// Akdeniz Sevdalısı 96 s., Zinde Reklam y.// Yüreğimden Kalemime, 111 s., 2013, Favori y.// Toplam 250 şiir.// Şair, 1953’te Adana-Ceyhan-Kuzucak Köyü’nde doğdu. İlki, köyünde, ortayı-liseyi Ceyhan’da bitirdi, bir süre öğretmenlik yaptı, ürünleri gazete ve dergilerde yayınlandı.. Şair, şiirlerinde,  sosyal olayları, duygu ve düşüncelerini işliyor.. Şiirleri, ipeksi bir sesle dokuyor..

“Yol Arkadaşı// Bir kere yara almaya görsün dişi kuş/ Kanadının altından/ Çare bulunmaz onun dertlerine ne oğul ne kızından/ Dermanı gizlidir onun yüreğinde/ Çareyi bekler bir tek arkadaşından// Bir sır olur yüreğine düşünce ateş/ Tek tesellisidir onun yanındaki eş/ Bir daha üzerine doğmayacak olsa da güneş/ Ellerini uzatır ellerine, sönsün diye ateş/ Çareyi bekler bir tek yol arkadışından//…”

“Akdeniz Sevdası// Kim deli/ Kim akıllı/ Belli olmuyor gayrı/ Üstüne iyi bir çul giyen/ Adam oluyor sanki/ Dünyanın bu riyası/ Öldürecek beni belli/ Zira yaşatıyor işte/ Akdeniz sevdası beni/…”

“Bizim Sevdamız//  Biz al çiçek derdik/ Başkaları lale diyormuş/ Açıldığında şekli sevdamıza benzermiş/ Kendi gizemi saklı kalırken bahçelerde/ Geçince mevsim, soldu gitti nedense/ Rengi kaldı aşkımızı saklayan yüreciğimizde/…/ Sevdamız şiirlerle sabitleşmiş değil ki bizim/ Nasıl var olduysa öyle devam edecektir bilirim/…”

*Nar Taneleri (Ekmek ödüllü şiirler), Hazırlayan Mustafa Bardak, 96 s., Osmaniye Şair Yazarlar Derneği (OŞYAD) y., 2012./ Dernek, Osmaniye’nin il oluşundan beri (1998) her yıl Mustafa Bardak  başkanlığında ekmek ödüllü şiir yarışması düzenleniyor. Yarışma sonuçlarında  ilk beş dereceye giren şiirlerden oluşturulmuş kitap. Bu nedenle, yarışmalara, kitabın yayınlanmasına destek veren Kültür Bakanlığına, Belediye Başkanlığına teşekkür ediliyor..  Kitaba giren 36 şair tanıtılıyor.

Ekmek ödüllü şiir yarışması ülkede tek; belki dünyada da tek.. Bu yarışmaların birkaçında seçici kurul üyeliği yapmış, yarışma törenlerine katılmış bulunuyorum.. Eline ekmek tutuşturulan şair yazarların yol giderleri, nerede konaklayacakları, nerede ağırlanacakları belirtilmiyor.. Şairler kendi başlarının çaresine bakıyor. Osmaniye Valiliği, Belediyesi, fıstık ağaları, esnafları bunlar için bir çözüm düşünemezler mi? Akşam döneceğim Adana’ya, kimsenin bana yardımcı olduğu yok.. Ben kimim, neyim, nasıl tanıtayım kendimi.. Başkana fısıldadığım  zaman, onun da

Bundan mutlu olmadığını gördüm.. Koskoca Osmaniye, derneği, dernek yöneticilerini yalnız bırakıyor.. hiç olacak iş mi?

Şiirlerden örnekler: “Ay Küskünü”  Arzu Eşbah birincilik almış bu şiirle.. “ Hüznü  damıtıyor/ Ay küskünü gecelerde kadınlar/ Saatler anı vurduğunda/ Ölü yanlarımıza açılıyor cümle camlar/ Bir de yitik zamanlar/…/ Geceye düş, düşle yeşer/ İçimizdeki aşk ikimize yeter”

Ceyhanlı Şair Ali Atar’dan “Anamın Gelini” yarışma ikincisi olmuş, mizahi bir yaklaşımla sunmuş şiirini: “Oğul dedi anam bir kız buldum ki/ Padişahın altın kupası gibi/ Biraz nazlı amma meraklanma sen/ Anası gönlünü yapası gibi/…/ Kir pasak içinde eli ayağı/ Aklamaz getirsem Kızılırmağı/ Yüzüklü müzüklü her bir parmağı/ Tıpkı bir kaynana sopası gibi//…”

Bir şiir daha sunalım: Gülşen Şenderin (İst.), “Güneş Aşka Doğdukça// Güneş için tohum şahlanır dokusunda/ Katıyı çatlattıkça sevişir günle şafak/ Şendir bülbül yuvası güllerin kokusunda/ Yeşil ateş dokuyan kınalı ellere bak/ Bu ne efsunlu nakış yeşil giyinir toprak/…/ Gönül gözün mutlaksa sevgiye çıkar yollar/ Sabır süsen çiçeği, sebat devşirir kollar/ Güneş aşka doğdukça evrensel kokar güller/ Tutkular semahında buseye kansın dudak/ Gezindikçe gül bakış, yâr sinesi tapınak//…”