Bana her gün Karaisalı’yı soruyorlar.

Karaisalı’daki seçimleri merak ediyorlar.

Artık ben de onlara ”Yandex’miyim ben?” diye soru ile cevap veriyorum.

Bu sorunun cevabı aslında belli.

30 Mart 2014 Pazar. Saat 21.00’de.

Ananızın karnında 9 ay 10 gün nasıl durduysanız bir 30 gün daha durabilirsiniz.

X x x

AK Parti ile MHP adayı arasında oldukça seviyeli ve demokratik bir mücadele sürüyor.

Kazanan kim olursa olsun, aslında Karaisalı kazanmış olacak.

Bir adayımız afiş asan ekibini toplamış ve demiş ki:

“Kesinlikle bir başka adayımızın afişinin üzerini benim afişlerimle kapatmayın. Hatta onların afişi yırtılmış ise, onu da geri yapıştırın”

Bunu duyunca inanın çok hoşuma gitti.

İnşallah 30 gün böyle geçer.

X x x

Entelektüel rumuzlu bir okurumuz bana “Seviyesiz” demiş ve altına çok ağır bir yorum yazmış: Suçum da AK Parti Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Abdullah Torun’un haberine “Diyarbakırlı Apo’dan Adana Sevgisi: “Adana sevgimizi ölçemezler" yazmak.

Önce, entelektüel ne demek ona bir bakalım:

“Entelektüel, zekâsını ve analitik düşünme yetisini mesleği gereği ya da şahsî amaçlarına erişmekte kullanan kişi. Entelektüel kelimesinin kökeni Latince intellectus (anlamak) sözcüğüne dayanır ve günümüzde genellikle şu anlamlardan birinde kullanılır:

• Kapsamlı bilgi ve birikim gerektiren soyut konularla derinlemesine ilgilenen kişi.
• Mesleği, mal ve hizmet üreten diğer meslek gruplarından farklı olarak, fikir ve bilgi üretmek ve/veya yaymak olan kişi (akademisyenler, bilim insanları vb). Kültür ve sanat konularında uzman kabul edilen, bu konulardaki bilgisi birikimi kültürel bir otorite olmasına olanak sağlayan ve toplum karşısında çeşitli konularda değerlendirmeler yapan kişi.

Geçmişte tahsilli, bilgili kişiye münevver denilirdi. Daha sonraları aydın sözcüğü "kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse)" anlamında kullanılmaya başlandı. Entelektüelin ise, düşünüre yakın bir anlamı vardır.”

Evet, önce, münevver, aydın ve düşünür arkadaşımın benim için yazdıklarını size aktarmak istiyorum:

“Seviyesiz     

26/02/2014 20:58

Sevgili Vahit Şahin Bey; Bu başlığı siz kendinize yakıştırdınız mı Allah aşkına?  Bir insanın Diyarbakırlı olması onu aşağılamayı mı gerektiriyor. Bu ne imana ne vicdana ne de insanlığa sığar. Bir gazeteyi bu kadar seviyesiz ve tarafgir bir manşetle yayına sokmanız, sizin seviyenizi değil seviyesizliğinizi gösterir. Yazının başlığı ile bir yerlere selam çakmak ve bazı kişilere şirin gözükme isteğiniz, sizi basın mensubu hüviyetinden çıkarıp sinyalci, pulcu bir yalcı hüviyetine sokuyor.

 - entelektüel-“

Ve ben bu yorumu da 26 Şubat tarihinde yayınlamıştım.

Bu sözlere hiçbir şey demiyorum. Kızmıyorum. Küsmüyorum. Gülümsüyorum.

Ama gerekli dersi de çıkarıyorum.

Demek ki Diyarbakırlı’ya Diyarbakırlı denilmeyecek miş. Ben sadece onu anlıyorum. Diyarbakırlı'ya nereli demek gerektiğini düşünüyorum. Bulursam onu da sizlerle paylaşacağım. Bana bu konuda yardımcı olursanız da sevineceğim.

Hoşçakalın.