Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi70
Bugün Toplam482
Toplam Ziyaret1823172
Vahit Şahin
karaisalihaber@hotmail.com
VARDA YA DA VARDI HA KÖPRÜSÜ DEĞİL ALMAN KÖPRÜSÜ
02/05/2014


 Biliyorum bu konuda tepki alacağımı ama, ben yine de Alman Köprüsü demeye devam edeceğim.

 

Ben Alman hayranı değilim. Birileri milliyetçilik olsun diye Alman Köprüsü’nün adını değiştirmeye kalkışsa da o yerin adı Alman Köprüdür.

Çünkü,

İstanbul’dan Hicaz’a kadar uzanan demiryolu projesi Almanlarındır. Bu Köprü Türk ve Almanların ortak yapımıdır.

Bu köprü, Türk ve Almanların gizli hazinesidir. İki ülke  (Osmanlı ve Almanya) arasında imzalan protokolün ürünüdür. İki ülkenin ortak mirasıdır.

 

Buraya Varda ve ya Vardıha demek Türk-Alman dostluğuna gölge düşürmek demektir.

 

Ve Belemedik’te birçok Alman işçi ve mühendisin mezarları vardır. Her yıl bu ülkeden ziyaretçiler gelmektedir.

 

Değerli Karaisalıların bu konuda bir kez daha düşünmelerini tavsiye ediyorum. Şirinlik yapalım derken komiklik yapmayalım.

 

BİR ASIRLIK DEMİRYOLU İNŞAATININ ÖYKÜSÜ

Onlar ülkemize gelerek bir inşaat uğrunda öldüler. Hayatlarını hiçe sayarak İmparatorları ile padişahlarının fermanları doğrultusunda tarihe geçen demiryolu inşaatında çalıştılar. Binlerce Alman vatandaşının çalıştığı İstanbul-Bağdat-Hicaz Demiryolu inşaatında asıl hedef neydi? Belemedik ve Varda köprülerinin isimlerinin sırrı,iki devlet başkanının imzaladıkları hisse senetleri,22 tünelin baş mühendisinin kaçmasındaki esrar perdesi. Toros dağlarında yatan ve mezar taşları bile belli olmayan binlerce Alman Vatandaşın durumu.

İşte tarihi demiryolu inşaatının gerçek hikayesi

ALMAN İMPARATORU HAREKETE GEÇİYOR

1800’lü yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri,Rusya,İngiltere,Fransa ve İtalya gibi ülkelerin hükümranlık kurduğu ülkelerde petrol kaynaklarına sahip olmaları Almanya’yı zor durumda bırakır. Alman İmparatoru Kayzer Wilheim 2 danışmanlarıyla yaptığı toplantıda petrol konusun ele alır ve petrol ülkesine geçiş yapılamadığı sürece başarısız kalacaklarını anlatır. Bu toplantıda proje çalışmalarının başlatılmasını ister. Aslında Almanlar petrol kaynaklarını düşünürken,Arap ülkelerinde zor durumda olan Osmanlılar ise asker ve mühimmat nakliyesini öncelikli ele alırlar

ANLAŞMA 1888 YILINDA İMZALANIYOR

İngilizlerin egemenliğini devam ettirdikleri Kızıldeniz üzerinden Arap bölgesine geçiş yapamayan Almanlar’ın aklına İstanbul-Bağdat-Hicaz demiryolu inşaatı gelir. Alman İmparatoru Wilheim 2,derhal Osmanlı Padişahı Abdülhamit 2 ile temasa geçer. 1888 yılında anlaşmaların imzalanmasından sonra ise Alman hükümeti demiryolu inşaatını Deutche Bank’ın finansıyla Philipp Holzmann,Krup ve Siemens firmalarından oluşan bir konsorsisyuma verir

FİRMALARIN GÖREVLERİ

Alman İmparatoru Wilheim 2’nin talimatıyla Almanların devlet bankası Deutche Bank finans desteğini hemen açıklar. O zamanlar Avrupa’nın en büyük inşaat firması olan Philipp Holzmann tünel ve barınacak yerleri,Krup firması ise rayları döşeyecek,ünlü firmalardan Siemens ise elektrik tesisatları ile lokomotif üretimlerini sağlayarak İstanbul-Bağdat-Hicaz demiryolu inşaatını tamamlayacaklardı

HAYDARPAŞA 1905 YILINDA AÇILDI

İmzaların atılması ve firmaların belirlenmesinden sonra ise inşaat çalışmaları başlıyor ve 1905 yılında İstanbul Haydarpaşa tren istasyonu hizmete giriyor. Daha sonra sırasıyla Eskişehir,Konya Ereğli,Pozantı ve Adana istasyonları devreye giriyor. Ancak,ülkemizin değil belki de dünyanın en büyük tünel inşaatları Toros Dağlarında başlamış. Ereğli istasyonu sonrasında Toros Dağları’nı gören Alman mühendisler şaşkına döner.

BAŞ MÜHENDİS MAVRAGORDATO’NUN HİKAYESİ

Bu arada işin zorluğunu gören Almanlar kendi ülkelerinin vatandaşı olan ancak Yunan asıllı olan Nicolas Mavragordato’yu apar topar Adana’ya getirerek baş mühendis olarak atıyorlar. Aslında Mavragordato 1862 yılında İstanbul Tarabya’da doğmuş,ancak ailesiyle birlikte daha sonra Almanya’ya yerleşmiş. 1917 yılında 1.Dünya Savaşı sırasında ailesini İstanbul’a yeniden getirmiş ve kızı İrina’da burada doğmuş. Kardeşi Ralf Mavragordato ise Berlin’de yaşamış. 1922 yılında askerlerimizin Yunanlılarla savaşmaları nedeniyle Atina’ya ailesiyle birlikte kaçmış. Halen Almanya’da yaşayan torunu Stephaine Rothenburgunz’un verdiği bilgilere göre ise dedesi Nicolas Mavragordato 1931 yılında Toros Tünelleri’ni merak ederek hayata veda etmiş

BELEMEDİK İSMİNİN HİKAYESİ

Öte yandan Alman ve Türk işçilerinin çalıştığı ve uğrunda öldükleri İstanbul-Bağdat-Hicaz demiryolu inşaatı tarihinde Belemedik ismi önemli yer tutar. 1900’lü yılların başında başlayan Toros Tünelleri inşaatı tam 20 yıl sürer. 12 km’lik bölümde tam 22 tünel açılır. O tarihlerde karşılıklı çalışan işçilerin açtıkları tüneller bazen birbirini görmediği için Türk işçiler “bilemedik,bilemedik” diye feryat edince Alman vatandaşları da buna karşılık “belemedik,belemedik” şeklinde karşılık vermişler. Türkiye’nin en güzel doğa görüntüsüne sahip bu yere ise Almanlar tünellerdeki şaşırmalarının simgesi olarak Belemedik ismini koymuşlar

VARDA KÖPRÜSÜ’NÜN SIRRI

Almanların belki de tünellerden sonra en çok uğraştıkları ikinci konu ise Hacı Kırı köyündeki Köprü olmuş. Alman mühendisler sarp kayalıklar ve dağlık bölgenin uç kısmından köprü ayaklarını inşaatını devam ettirmelerine karşın trenler keskin virajı alamayınca daha ileriye 200 metre derinliğinde ikinci bir köprü inşaatına başlamışlar. Burada çalışan işçiler ise uçuruma inşaa ettikleri köprü ayakları için sürekli aşağıya taş atarak deneme yapmaya başlamışlar. Aşağıda çalışan Türkler ise sürekli atılan taşlar sonrasında “var daha” diye bağırmışlar. Bu nedenle bazı vatandaşlar bu köprünün adına Varda demeye başlamışlar.

ALMANLAR KONFORLUYMUŞ

Binlerce Alman ve Türk vatandaşının çalıştığı demiryolu inşaatı sırasında 20 yıla yakın Belemedik’te kalınması Alman firmalarını harekete geçirmiş. Vatandaşlarının rahatlığını düşünen Almanlar bu bölgeye büyük bir şantiyenin yanı sıra kilise,okul,sinema,hastane,hamam,cami ve sosyal ev kurmuşlar. Hatta bu bölgede ilk kez dereden akan sulardan ilk elektrik enerjisi ise burada üretilmiş. Çakıt Deresinin soğuk sularında Alman işçiler yüzebilmek için Belemedik’ten suya kadar şu an sağlam şekilde duran yaklaşık 5 km’lik bir merdiven yapmışlar. Ayrıca yine Almanlar ölen vatandaşlarını defin içinde dağlık bölgelerde birçok Alman mezarlığı kurmuşlar

DEMİRYOLU 1940’TA TAMAMLANDI

Alman İmparatoru Wilheim 2 ile Osmanlı Padişahı Abdülhamit 2’nin ayrı ayrı görüşler nedeniyle ortaklaşa aldıkları İstanbul-Bağdat-Hicaz demiryolu inşaatı 1940 yılında tamamlanmış. 15 Haziran 1940 yılında ise İstanbul’dan Bağdat’a ilk tren seferi yapılmış.1892 yılının sonlarında İstanbul-Ankara arasında 600 km,1896 yılına kadar Konya Ereğli’ye kadar 400 km,1914 yılına kadar ise Ereğli’den Toros tünellerine kadar 200 km ray döşenmiş. Toros dağlarının zorluğu nedeniyle ise yaklaşık 20 yıl civarında Almanlar bu bölgede çalışmışlar. 1936-1940 yılları arasında ise Bağdat’a kadar tren yolunu tamamen döşenmiş

YABANCILARA ÖNEMLİ GÖREVLER

Demiryolu inşaatlarının arşiv belgelerinde gözle görülen en önemli özelliklerden bir tanesi ise görev bölümleri. İnşaat çalışmaları için oluşturulan konsorsisyum Yahudilere mali işleri verirken,Ermenilere yol ve tünel ustaları olarak görev yaptırmışlar. Alman vatandaşları ise genelde daha üst düzey görev yapmışlar. Türkler ise daha çok beden işlerinde çalıştırılmış. Maaş ödemelerinde ise Alman vatandaşlarına daha fazla maaş ödendiği,Türklere ise 3’te bir oranında maaş dağıtıldığı yine şirket kayıtlarından anlaşılıyor

BELEMEDİK KÖYÜNE TEK BAĞLANTI DEMİRYOLU

Belemedik Köyü Pozantı ilçe merkezinin kuzeyinde,ilçeye 9 km uzaklıkta,demiryolu ve çakıt çayı kıyısında 4 tarafı yalçın kayalar ve çam ormanları ile kaplı yeşil ve sakin bir yerleşim birimidir. Köyde ilk önce demiryolu ve tünel yapımında çalışan alman işçi ve teknisyenleri kalmışlardır. Geçici olarak kalan bu yol işçilerinin köyü terk etmelerinden sonra köye yine buharlı trenlere odun kesmek amacıyla gelen işçiler bu defa kalıcı olarak yerleşmişlerdir. Köyde geçim kaynağı olarak tahıl ekimi yapılmaktadır.

1977 yılında meydana gelen toprak kayması neticesinde köylü Adana Yeşiloba'da mecburi iskana tabi tutulmuştur. 

Nüfusun çoğunluğunu demiryolu çalışanları ve memurlar oluşturur. Belemedik,bir tatil ve mesire yeri olarak bir tabiat harikasıdır. Temiz havası,hayat veren kaynak suyu, yeşil bitki örtüsü ile görenleri hayran bırakmaktadır. Belemedik son yıllarda yaylacıların akınına uğramıştır. Özellikle avcıların ilgisini çeken köyde tavşan ve az da olsa geyik avlanmaktadır. Demiryolu yapımı esnasında Almanlar tarafından köye çok sayıda bina yapılmış olmasına rağmen bugün pek çoğu yıkılmıştır. Köyde koruma altına alınmış yaşlı bir çınar ağacı bulunmaktadır.

 



3963 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KARAİSALI ARŞİVİMDEN (8) - 24/06/2024
KARAİSALI ARŞİVİMDEN (8)
KARAİSALI'DA ‘’MEMMED GİBİ’’ OLMAK!!! - 21/05/2024
KARAİSALI'DA ‘’MEMMED GİBİ’’ OLMAK!!!
KARAİSALISPOR KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞUYOR - 16/05/2024
KARAİSALISPOR KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞUYOR
“KUTSAL TOPRAKLARA” KISA BİR YOLCULUK - 15/05/2024
“KUTSAL TOPRAKLARA” KISA BİR YOLCULUK
KARAİSALI GAZETESİ ARŞİVİMDEN (7) - 17/12/2023
KARAİSALI GAZETESİ ARŞİVİMDEN (7)
KARAİSALI GAZETESİ ARŞİVİMDEN (6) - 15/10/2023
KARAİSALI GAZETESİ ARŞİVİMDEN (6)
KARAİSALI ARŞİVİMDEN (5) - 13/10/2023
KARAİSALI ARŞİVİMDEN (5)
BABACANOĞLU İLE İKİ SAAT - 28/09/2023
BABACANOĞLU İLE İKİ SAAT
KARAİSALI GAZETESİ ARŞİVİMDEN (4) - 26/09/2023
KARAİSALI GAZETESİ ARŞİVİMDEN (4)
 Devamı
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028