Karaisalı’nın Basın Tarihindeki dördüncü yayın organı, haftalık yayınlanan KARAİSALI Gazetesi olmuştur. Arşivimde ikinci sayısı var. Maalesef ilk sayısı ya bana ulaşmamış ya da kaybetmişim. Bu nedenle ikinci sayıdaki bilgileri paylaşmak durumundayım.

Gazetenin adı, kırmızı zemin üzerine beyaz renkte ve büyük harflerle yazılmıştır: KARAİSALI… Hemen altında siyah şerit içerisinde “Haftalık Siyasi Gazete” ibaresi bulunmakta ve onun altında da Yıl:1, Sayı: 2, 7 Mayıs 1996, Fiyatı: 30.000.TL bilgileri göze çarpmaktadır. Manşetten verilen haber: Orman Talanı T.B.M.M. Gündeminde. Haberin devamı ara başlıklar halinde şu spotlarla verilmiştir:

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Erol Çevikçe, İlçemizin Tümenli, Tatık ve Kâhyalar Köyündeki orman talanı ile ilgili olarak TBMM Başkanlığına başvurarak, Orman Bakanı Nafiz Kurt’un cevaplaması için soru önergesi verdi. TBMM Başkanlığına başvuran CHP adana Milletvekili Erol Çevikçe, sorularının Orman Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplanmasını istedi.

Adana’da seçilen içlerinde iki tane de Karaisalı’lı Milletvekili olarak görev yapan DYP’den Veli Andaç Durak ve RP’den Yakup Budak’ın en çok üzerine düşmesi gerekirken, Adanalı olmayan CHP Milletvekili Erol Çevikçe’yi bu girişiminden dolayı kutluyoruz.

Karaisalı Gazetesinin ikinci sayısının birinci sayfasındaki diğer haberlere baktığımızda, “ Adana-Salbaş yolunun Salbaş girişi insanları çileden çıkarıyor. Belediye Başkanı Hasan Hüseyin Kuşçu İl Koordinasyon Kurulu toplantısında Karayolları Bölge Müdürünü Valiye şikâyet etti spot cümlesinin altında UTANÇ YOLU haberini, Karaisalı’nın Vergi Rekortmeni Dede Kaçar haberini, SSK Emeklilerin Çilesi haberini, Ormanda Neler Oluyor? başlıklı bir diğer haberi ve Deli Dana Hastalığı Sütten Bulaşmıyor haberlerini görüyoruz.

Ulusal gazetelerin boyutunda ve altı sayfa olarak hazırlanan Karaisalı Gazetesinin son sayfası spor haberlerine ayrılmıştır. Ve gazete, profesyonel bir anlayış ve anlamda yayın hayatına başlamıştır. Her sayfası, dolu dolu haber içermektedir.

İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Vahit Şahin olan Karaisalı Gazetesinin yönetim adresi: Karaisalı Belediye Pasajı No. 13 / Karaisalı.  Henüz Karaisalı’da matbaa kurulmadığından basım işlemi Adana’da yapılan Karaisalı Gazetesi, bu güne kadar yayınlananların içerisinde en uzun ömürlü olanı olmuştur.

Karaisalı Gazetesi, Haziran 2007 Tarihine kadar Vahit Şahin’in İmtiyaz Sahipliği ve Genel Yayın Yönetmenliği ile yayınını sürdürme başarısını göstermiştir. Vahit Şahin, Haziran Ayında bayrağı yeni bir ekibe teslim etmiş olup, yeni ekip, sayfa düzeni ve baskı tekniğinde değişiklikler yaparak, yeni bir anlayış ve yayın politikası ile Karaisalı Gazetesinin yoluna devam etmesini sağlamıştır.

Yeni Yayın Dönemindeki ilk sayı şu an elimde. İlk değişiklik, gazetenin isminin yazılışında olmuş. Gazetenin adı, büyük harflerden küçük harflere dönüştürülmüş. Turuncu zemin üzerinde beyaz renklerle Karaisalı adını görüyoruz. Hemen altında bir slogan:  “Dürüst ve Güçlü Gazete” onun altında ve sağ tarafta ise, Yıl:12, Sayı: 318 (13-19 Haziran 2007)” şeklinde yayın tarihi var.

22 Temmuz 2007 Milletvekili Seçimleri öncesinde yayınlanan yeni dönem Karaisalı Gazetesinin manşetinde, Milletvekili seçimleri yer almış. Yarış Başladı. Haberin spot özeti şöyle devam ediyor: Siyaset, seçim kararının alınmasıyla birlikte hareketlendi. Adayların açıklanmasıyla birlikte yükselen tansiyon, birleşme ve ittifak, küskünler ve transferlerle doruğa ulaştı. Ve bu haber, o zaman seçimlere girecek olan siyasi partilerin Genel Başkanlarının resimleriyle desteklenmiş. Gazetenin adının karşısındaki dikdörtgen içerisinde verilen haberde ise; Adana’da 706 bin seçmen oy kullanacak başlığı var. Ayrıca ilk sayıda ve birinci sayfada bir gözlük firmasının çeyrek sayfa renkli reklamı dikkat çekmektedir.  “Cam Kırıkları Canımızı Yaktı, Adana’da MHP Rüzgarı, Şehit Er Helallik İstemiş” diğer haberlerin başlıkları.  Gazete, klasik gazete boyutlarında ve 10 sayfa olarak yayınlanmaktadır. Birinci ve onuncu sayfalar renkli, diğer sayfalar siyah beyazdır. Spor haberlerine dokuzuncu sayfada yer verilmiştir.

Yeni dönem Karaisalı Gazetesinin künyesine baktığımızda; İmtiyaz Sahibi Serhat Doğan, Genel Yayın Yönetmeni Harun Kaya, İdari İşler ve Reklam Mehmet Akkaş adlarını görmekteyiz. Karaisalı Gazetesinin bundan önceki sayılarında hiç rastlamadığımız isimler bunlar. Adres olarak “Yörükler Çarşısı Karaisalı/Adana” gösterilmiş.

Yeni dönem Karaisalı Gazetesinin yazar kadrosuna baktığımızda, Oğuz Adem Selçuk ve Selahattin Baysal’ın yazılarının devam ettiğini, Serhat Doğan, Ümran Karakuş Özköse, Harun Kaya, Ziya Polat ve Rıdvan Şanlıtürk gibi isimlerin kadroya dahil olduklarını görüyoruz.

İkinci sayfadaki  “Yeni Dönemde Yeniden Merhaba” başlıklı köşe yazımın giriş bölümünde;

 “ Sevgili Vahit Şahin’in yönetiminde haftalık olarak yayınlanan bu gazetede, çeşitli konulardaki  – elbette daha çok Karaisalı’nın gelenek, görenek, kültür ve folkloruna ilişkin – yazılarımızla sizlerle birlikte olduk.

Yazılarımızdaki tek gayemiz, insanlarımıza, yöremize özgü kültürel ve folklorik değerlerimizi tanıtmak, bunları gelecek kuşaklara aktarmak, bir anlamda Karaisalı’ya dair tarihe not düşmekti. Bu, benim için bir görevdi ve bu görevimizi eksikleriyle birlikte yerine getirdiğime inanıyorum. Ve bu inançla yeni dönemde de, sağlığımız ve kalemimiz elverdiğince ve dahi bize imkân verildiğince sizlerle birlikte olmak, görevime devam etmek istiyorum.

Zira Karaisalı Gazetesi, bundan böyle yeni bir ekiple yoluna devam edecektir. Bu bağlamda bayrağı taşıyacak sevgili hemşerilerime yürekten başarılar diliyorum.”

 Ve yazının devamında haftalık bir gazete yayınlamanın zorluklarından, yaklaşan seçimlerden bahsederek ve Karaisalı seçmeninin siyasi tercihlerini analiz ederek, oylarımıza sahip çıkmanın önemini vurgulayarak ve seçimlerin hayırlı olmasını dileyerek yazımı bağlamış oluyorum.

Sanıyorum yeni dönemde yeni ekibin yayınladığı bu gazete de, ancak üç sayı yayınlanabildi ve yayın hayatına son verdi. Böylece bir bölük idealist ve heyecanlı hemşerimizin güzel girişimi, güzel bitmedi.

 Çünkü bizim insanlarımız sigarayı bir ihtiyaç olarak görüyordu ama dünyayı tanımayı, yeni ufuklara bakmayı, olan biteni takip etmeyi bir ihtiyaç olarak görmüyordu. Ve bu anlayışı değiştirmek için yola çıkanlar,  yolu yarıda bırakmak zorunda kalıyorlardı. Böylece bir büyük düş daha, gerçekleşemeden sona erdi.

(Devam edecek)