“Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan zordur”  demiş ünlü bilim insanı ve düşünür Albert Einstein. 

Ön yargı, sözlük anlamıyla; genel ve özel kullanımlarında bir taraf tutma biçimidir. Karaisalı için de önyargıları olanlar vardır. Örneğin Adanalı duayen gazetecilerden Erol Karataş’ın sevgili kızı İpek gibi. Önceki Pazar günü Çukurova Gazeteciler Cemiyeti üyeleri ve de üye olmayan gazetecileri Karaisalı’da Belediye Başkanı Sayın Saadettin Aslan ağırladı. Son bir aydır Karaisalı o kadar çok ilgi odağı oldu ki, bunda en büyük etken Karaisalı Belediye Başkanı Saadettin Aslan’ın tanıtıma ağırlık vermesi geliyor. Vali beyin ziyaretinden sonra, ulusal basın mensupları, daha sonra 90 kişilik gazeteci ordusu ve bu pazarda 110 işiden oluşan doğa gezginleri grubu, ilçemizi ziyaret ettiler.

Turizm Öğrencisi İpek Karataş diyor ki, “Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'nden babamın telefonuna "Pazar günüKaraisalı'ya gezi düzenliyoruz. Katılmak ister misiniz?" mesajı geldiğinden sonraki 3 gün benim için kabus gibi geçti.”

Ekliyor İpek:

“Düşündüm ki, Karaisalı, Adana'nın küçük bir ilçesidir. Orada gezilecek nere var ki? Nereyi gezeceğiz" dedim kendi kendime...”

Bu küçümseme yerini itirafa bırakıyor daha sonra:

“Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki, babamın baskısıyla götürüldüğüm bu gezide, yıllarca yanıbaşında yaşadığımız halde, Karaisalı'nın doğal ve tarihi değerlerinden habersiz olduğumuzu gördüm ve bir Turizm Öğrencisi olarak utandım... Karaisalı’da bizi Belediye Başkanı Saadettin Aslan karşıladı. Çok güzel bir manzara "Röportaj yapsana" dedi. Ve ilk TV röportajımı Kapıkaya Konvoyunun ortasında gerçekleştirdim. “

İtiraflar devam ediyor:

“Popüler kültürün yarattığı robotluk ruhum dağların arasında yok olmuştu. İçimden geziyi düzenleyen Gazeteciler Cemiyetine defalarca teşekkür ettim. Umarım benimle aynı yaşta olan genç arkadaşlarım da bir kaç saatliğine de olsa insanı yıpratmakta birebir olan kent ortamından uzak biryerlere kaçıp, önyargısız doğal yaşamla buluşma imkanı yakalar! Bir daha ki sefere, Aladağ'a gidecekmişiz. Şimdiden hazırlanıyorum ve Karaisalı gezisi gibi nazlanarak değil, en önde gideceğim. “

Karaisalı ve Karaisalılılar üzerinde oluşan olumsuz önyargılar kırılmaya başlandı.Bunda Saadettin Aslan ve ekibinin başarılı çalışması yatıyor.

Karaisalı 1 yıl sonra özellikle de insanların kaynadığı bir yer olacaktır.

Karaisalı turimzde bir patlama yaşayacaktır. Bu büyük patlamaya (Bing Bang) başta esnaflarımız olmak üzere herkes hazırlıklı olmalıdır. Bu olayı fırsata dönüştürmenin yollarını bulmalıyız. El işleri, savanlar, yazmalar vs. gibi ürünler ve akla gelebilecek başka şeyler satmak için halkımız harekete geçmelidir. Yerli turistler ilçeye geldiğinde buraları hatırlatacak eşyalar neden satılmasın ki? Örneğin taştan ve ahşaptan Alman Köprüsü maketleri yapılamaz mı? Bu ve buna benzer ürünler üretilemez mi? Halk Eğitim Merkezi bu konuda kurslar veremez mi?

Neler yapılmaz ki? Yeter ki istensin.

Önemli olan önyargıları kırmaktı.

Bunu da yerel yöneticilerimiz yapmaya başladı.

Teşekkür ediyor ve başarılar diliyorum.