Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi20
Bugün Toplam273
Toplam Ziyaret1822963
M. Demirel Babacanoğlu
karaisalihaber@hotmail.com
HALİL ATILGAN SANATEVİ
27/05/2015
Karaisalı Adana yöresine yerleşip bir süre egemenliklerini sürdürmüler. Daha sonra da Osmanlılara katılmışlar. 
Bu tarihsel olguya göre köyümüzün 14. yy. ortalarında kurulduğu anlaşılmaktadır. 
Köyümüzün Adana, Karaisalı, Tarsus'a uzaklığı yaklaşık 50 km.'dir. Güneye bakan üçgen bir yamaca kurulmuştur. 
Köyün çobanlarına nerede oturuyorsunuz denildiğinde, şooo incirli gedikte oturuyoruz derlermiş. O yüzden köyümüzün adı "İncirgediği" kalmış. 
Köyün, Kaşoba, Durak İstasyonu denilen iki parçası vardır. Dr. Halil Atılgan Kaşoba parçasında oturmaktadır. 
Demiryolu ve Durak İstasyonu 1911-1914 yılları arasında açılmıştır. Yöreyi uygarlığa taşıyan da bu demiryoludur. 
Bugün bile köye toplu taşıma aracı yoktur. 
Özel otonuz yoksa ulaşımı trenle yapmak konumundasınız. 
Tarsus'a ulaşım daha elverişli olduğu için köy 1993 yılında kendi isteğiyle Tarsus'a bağlanmıştır^). 
21.4.2014/6360 sayılı yasanın 1/3. md.'ne göre köyler il-ilçe belediyelerine bağlı mahaller konumuna getirilmiştir. 
Bizim köyümüz de Mersin-Tarsus ilçesi mahallesi olmuştur. 
Mahalle olduğuna göre kentsel haklardan yararlanacaktır. 
Sözgelimi, şehir suyu getirilecek, yol asfaltlanacak, belediye, halk otobüsleri işleyecek, sağlık, güvenlik (...) sağlanacak. 
Köyümüzde eğitim ileri düzeydedir. Osmanlı döneminde "Sıbyan Mektebi" vardır. Hatta bizim köyde eskilerden medrese bitirenler bile vardır. 
Cumhuriyet döneminde (1928) büyük bir ilkokul, sonra yanına pansiyon yapılmıştır. Çevre köylerin çocukları 1960'lara dek burada okumuşlardır. 
Okur yazarlık oranı yüzde yüzdür. Demiryolunun geçmesiyle Durak İstasyonu çevre köylerin alışveriş, ulaşım, kültür merkezi olmuştur. Köylerin kente göçmesiyle bu devinim sönmüştür. 
Halil Atılgan'la aynı köydeniz. Karaisalı'ya gidip ikimiz de, Düziçi Ilköğretmen Okulu'nun sınavlarına katılmak için Milli Eğitim müdürlüğüne dilekçe verdik. İkimiz de yazılı sınavı kazandık. 
Yıl 1959 eylül ayıydı, ikimiz de Düziçi İlköğretmen Okulu'nun yolunu tuttuk. Sözlü sınavı kazandık. İkimiz de okulun öğrencisi olduk. O müziği seçti, ben edebiyatı. 
Okul dört döıiük bir eğitim sunuyordu. Resim, müzik, fen, edebiyat atölyeleri vaıdı. Dileyen bu atölyelerden birinde çalışabilirdi. Halil mandolinden sonra saz çalmaya başladı. Keman, piyano, akordeon, viyolonsel gibi müzik aygıtlarıyla da tanıştı. Brançlaşmak isteyenlere öğretmenlerimiz yardımcı olur, dileyene karşılıksız ders verirdi. 
Dileyen kendisini dilediği yönde yetiştirdi. 
Daldı müziğin içine Halil, sivrildi. 
Çukurova Üniverşitesi'nde müzik dersleri verirken, Türk Halk Müziği Korusu çalıştırırken Kültür Bakanlığı Türk Halk Müziği Korosu Şefi Unvanını aldı. Urfa'ya atandı. Ankara'da, radyoda, televizyonlarda Türk halk Müziği izlenceleri yaptı. Azerbaycan Vektör İlimler Merkezi'nden doktora iinvanı verildi. Araştırma incelemeler yaptı. 
Adana, Tarsus, Karaisalı (...) tiirk Halk Müziği verilerini derledi, kitaplarını yazdı, sidilerde yayınladı. Birçok makalesi yayınlandı. Öğrenciler yetiştirdi(3). 
Halil'in birçok etkinliklerini yakından izledim, gazetelerde, dergilerde yazdım, onun özel yazan gibi oldum! Halil, köyümüzdeki baba/ana evini mirasçılardan devraldı. Restore ettirdi. HALİL ATİLGAN TOROS KÜLTÜR VE SANATEVİ konumuna getirdi. Yöreden derlediği tarım, el dokuma, işleme, müzik (...) araç gereçlerini yerleştirdi. Açılış çalışmalarına başladı. Adana, Mersin Biiyiikşehir, Tarsus, Karaisalı Belediyelerinin desteklerini sağladı. 
Sınıf arkadaşlarına, eş, dost, akraba, ses sanatçılarına, müzikçilere, yazıncılara, makam sahiplerine muştuyu verdi. 14 Mayıs 2015 Günü Sanatevi açılacak. 
Köyün tarihinde ilklerden biri daha yaşanıyordu. 
Öğretmen, doktor, hukukçu, bankacı, edebiyatçı, tarımcı (...) yetiştiren köy, bir de müzik adamı Dr. 
Halil Atılgan'ı yetiştirmişti. 
Bir araya geldiğimizde hep bunları konuşuyorduk. Köye nasıl yararlı olabiliriz? Nasıl anlatmalıyız kendimizi? İşte sırası gelmişti anlatıyordu Atılgan Halil. Ah bir de babası Mahmut Emmi, anası Zeynep Bacı görseydi Halil'i? Babası "Halil" diye severdi her varlığı. Onun için her varlık "Halil"di. 
Köye terenle gidecektim. 
Tren kültürünü seviyorum. 
Ondan öğrendim dergi, gazete okumayı. 
Yaşamımda büyük izi var trenlerin. 
Arkadaşım, dostum, yerdeşim şair yazar posta yöneticiliğinden emekli Oğuz Adem Selçuk telefon etti, benim otomobilim var, birlikte gidelim. 
Öyle oldu, çıktık yola. 
Bizden önce gelenler vardı, Halil karşıladı bizi, kucaklaştık... Adana'dan, Mersin'den,Tarsus'tan, Karaisalı'dan, Ankara'dan, komşu köylerden sökün edip gelmişlerdi hep. Bütün sınıf arkadaşlarımız oradaydı. Kucaklaşıp, öpüşüp, özlem gideriyorduk. 
Oğuz Adem'le köyün içine yürüdük. Eskerce'nin evi yıkılmış, ören olmuş. Yanında Koca Nedim Ağa'nm evi. Torunu Resul karşıladı bizi. Büyük dedesinin adım vermişlerdi ona. Eşi Bekçi Mehmet (Atar)'in kızı Türkan'dı. Köyün hemen hepsi anam tarafımdan akraba. İşte Sert Memetağaların evi. Oğlu Ali, Mehmet, torunu Salih'le hoşbeş ettik. Biraz daha yürüdük, ana tarafımdan dede yurdunu gördüm. İlk çocukluk yıllarım burada geçmişti. Orada iki katlı ev, bitişiğinde samanlık, ekmek evi vardı; yerlerinde yeller esiyor... yooo ağaçlar dikilmiş. Hemen doğusunda anamın emmi çocuklarından Kumlak Memeteağa'nın evi. 
Oğulları Mıırat, Halil, kızı Cüsün ayran ikram ettiler. İleri doğru geçince Koca Bekir'in evi, oğlu Aziz oturuyormuş, sonra Kürthasan'm evi, torunu Mehmet kalıyormuş, merhabalaştık. 
Köyde bir gelişme var. Evlerin çoğu yenilenmiş. 
Yerin içine yeni evler yapılmış, ağaçlandırılmış. 
Gıroş Mahmut (Kalm)'un oğlu Mesut'u gördüm, dünkü çocuktu, yaşlanmış. 
Dayım Kürt Kasımlara gitmek istiyordum, izlence başlamak üzereydi, gidemedim. Oğulları Mehmet, Necati'yi gördüm. Dayımın eşi Dursun ablamı sordum, iyiymiş! Hemide baba tarafımdan akraba, Rami Uçar'ın eşi. Avaküstii konuştuk, epeyce yaşlanmış. Muhtar Ahmet Şaşmaz'ı görüyorum, genç biri. O da akrabam babam tarafından. Konuştuk biraz. 
Bir de Küçükçmar Köyü'nden Durmuş Ali Çan'ın damadı, Durmuş Ali Kaplan çıkmaz mı karşıma. 
Başta kasket, üstte bol çeket, bacakta şalvar. Ah yıllar ne kadar farıtmış bizi. Almanya'daydı, dönmüş. Eşi hemide akrabamız oluyor. İyiymiş, memnunmuş halinden... Durak İstasyonu'nda kaç kez tıraş etmiştim onu(4). 
Adlarını yazsam, sınıf/okul arkadaşlarımın, kazara birini unutsam, ne derler? Denemeliyim: İsmail Arslan ve eşi, Ziilfikar Yılmaz (Cansız), İbrahim Bostancı, Yaşar Onar, Yaşar Dençer, Ahmet Dereli, Ahmet Deli, Özcan Karagüzel (Mazot), Kenan Tuhan, Emin Tahan, Mahmut Akgül, Yasin Yıldırım, Eyüp Kara, Kemal, Kamil, Kazım Çelikkayalar. 
Daha birçok arkadaş.. Mustafa Dağtepe, Tahsin Sezer, Mehmet Göl ve eşi, Ressam Hülya Atakan, Tarsus Şair Yazarlar Derneği Başkanı Halil Aksoy, İsa Bakır, gazeteci yazar Vahit Şahin. 
Evin önüne yükselti kurulmuş, üstüne ses düzeni, yanıbaşında Yörük çadırı, üstünde Karaisalı Belediyesi yazıyor, içmde oturanlar var. Yüzlerce plastik sandalye dizilmiş yükselti önüne. Çağrılılar yerlerini almışlar. Otolar serpilmiş köyün içine! Güneye doğru, Bozpınar, makilikler, Kızılyar, kuzeyde Toroslar, Medetsiz Tepesi, elinizi uzatsanız tutacak gibisiniz! Az sonra izlence başlıyor. 
Köyün Muhtarı açış konuşmasını yapıyor: "Hoş geldiniz! Sağ olun, var olun. Mutlu ettiniz bizi. Burada toplanmamız Halil öğretmenimiz sayesinde oldu. Kutluyorum kendisini, sizlere teHALİL ATILGAN TOROSLAR I KÜLTÜR ve iANATbV şekkür ediyorum. Köyümüz, ilklerden birini daha yaşıyor. Nice ilkler diliyorum köyümüze. Bugün çiftçiler günü. Çiftçilerin sorunu çok. Girdiler, çıktıları karşılamıyor. Çiftçilere bol ürünler diliyorum." Dr. Halil Atılgan geldi kürsüye. Avcılık sırasında yaşadığı bir anıyı anlattı. Yalnız kalmış dağın başında, arkadaşlarını yitirmiş. Sigarasını yakmış. 
Ateş yakacak başka kibrit yok. İzmaritle denemiş, yakamamış. Fişeklik gelmiş aklına. Fişeğin birini çakısıyla açmış, saçmış barutu çalı-çırpının üstüne, basmış izmariti, parlamış ateş. O zaman sınırsız sevinmiş. 
Bugün de, il, ilçe belediye başkanlarının, dostlarının, arkadaşlarının gelişinden, köylülerinin yanında oluşundan öyle sevinmiş, öyle sevimiş! Sonra kürsüye, Karaisalı Belediye Başkanı Saadettin Aslan, Tarsus Belediye Başkanı Şevket Can, Mersin Büvükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz çıktılar. 
Özetle şöyle söylediler: "Bölgemizin ender yetiştirdiği değerlerden biri de Dr. Halil Atılgan'dır. 
Tarsus, Karaisalı, Çukurova türkülerini derlemiş, notaya almış, sidilerini, kitaplarını yayınlamış, ilgili etkinlikler düzenlemiş, televizyon, radyolarda izlenceler yapmıştır. Birçok besteye, kitaba imzasını atmıştır. Bugün onun türküleri yöremizde, ülkemizde söylenmektedir. Daha sayılamayacak kadar bu konuda hizmet vermiştir. Böyle bir güzel, ender değere sahip olmamızdan onur duyuyoruz. 
Yayındayız, destekliyoruz, teşekkür ediyoruz..." Sanatevi'nin açılışına geldi sıra. Kurdele kesildi. 
Ardından Tarsus-Çamalan Mengi topluluğu, Mersin Büyükşehir Belediyesi Halk Oyunları kümesi halk oyunları oynadılar. 
Gülşen Kutlu, Yıldız Çam, Hasan Özel, Meliha Güneş, Gökhan Tepe dinleti sundular. Dinletide; "Ela gözlüm ben bu elden gidersem/ Çay aşağı gidelim koyun kuzu güdelim/ Çamdan sakız akıyor/ Yenice yolları bükülür gider/ Adana köprü başı otur saraya karşı/ Amman Adanalı canım Adanalı/ Gide gide bir söğüde dayandım o söğüdün allarına boyandım/ ezgileri söylendi. 
(l).Tarsus Kuzeydoğusu Körlü e yöresi. ^.Karaisalı'ya Adana üzerinden gidilirdi. (3).Bkz. İnternet, müzik ansiklopedileri. (4).Tepedeki Ev kitabıma bakınız. 


1539 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ATATÜRK ÖLDÜ MÜ - 09/11/2024
Yazan: M. Demirel Babacanoğlu
GEÇMİŞTEKİ BEN…/ Öykü - 24/10/2024
GEÇMİŞTEKİ BEN…/ Öykü
OKULLARDA TEMİZLİK - 19/10/2024
OKULLARDA TEMİZLİK
CEM SULTAN - 09/10/2024
CEM SULTAN
UYKUSUZLUK ÖYKÜSÜ - 06/10/2024
UYKUSUZLUK ÖYKÜSÜ
YAŞAM BU BUDEĞİL Mİ - 05/08/2024
YAŞAM BU BU DEĞİL Mİ
ÜZÜM VE YARARLARI - 29/07/2024
ÜZÜM VE YARARLARI
İNSANLIK SAVAŞLA DENENMEZ - 20/07/2024
İNSANLIK SAVAŞLA DENENMEZ
MADIMAK - 03/07/2024
MADIMAK
 Devamı
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028