* * *

Sheridan Simove.

Oxford mezunu.

Deneysel psikoloji okudu.

Ve, bir kitap yazdı: “Erkekler seksten başka ne düşünür?”

Kitabın ismi buydu.

İnternetten satışa sundu.

Fiyatı 4.7 pound’du.

Kapış kapış gitti. Rekor kırdı.

Satış hızında Harry Potter serilerini geçti, Da Vinci Şifresi’ni bile solladı, best seller oldu.

Kitabını piyasaya çıkartırken “araştırma sonuçlarımı kamuoyuyla paylaşmak istedim” demişti. Çok satanlar listesinde zirveye oturunca “araştırma sonuçlarım kanıtlandı” dedi.

Çünkü, kitap 200 sayfaydı ama… Bomboştu!

Evet bomboş. İçinde tek satır yoktu. Harf bile yoktu. Bildiğin çizgisiz defter gibiydi.

İnternetten satılıyordu, içeriği görülmeden, sırf kapağındaki ismini görmek yetiyor, balıklama üstüne atlanıyordu.

Bu deneysel kitap, insan psikolojisinin sadece “anahtar kelime”lerle bile nasıl gıdıklanabildiğini kanıtlıyordu.

** * 

Yukarıdaki yazı 14 Temmuz 2015 tarihli SÖZCÜ Gazetesi’nde Yılmaz Özdil’in köşe yazısından alıntıdır.

Yazıyı okuyunca rahmetli vali Recep Yazıcıoğlu’nun kendi ağzından dinlediğim bir anısını hatırladım.

1980 öncesi, Yazıcıoğlu Çorum-Alaca kaymakamıdır. Bir gün İstanbul’daki tiyatro topluluklarından birini temsilen ziyaretine gelirler. Topluluk, Anadolu turnesi hazırlığındadır. Sergilenecek oyunla ilgili bilgi sunarlar. İlçede gösteri yapabilmek için bir sponsor ve gösteri mekanı ayarlanması konusunda yardım isterler.

Yazıcıoğlu sponsorluk hususunda Lise Okul Aile Birliği Başkanı’nı ikna eder. Lisenin spor salonu da oyunun sahneleneceği yer olarak tahsis edilir. Ekip elemanları  Anadolu kasabalarında halkın tiyatroya olan ilgisizliğinden yakınır, böyle bir salonun nasıl doldurulacağına dair tereddütlerini belirtirler.

Yazocıoğlu gelenlere: “-Seyirci konusunu merak etmeyin. Alacalılar tiyatroya meraklıdırlar. Geldiğinizde hiçbir ilçede, kasabada görmediğiniz kadar seyirci bulacaksınız salonda,” der.

Oyunun sergileneceği gün belirlenir. Temsil gününde buluşmak üzere gelenler yolcu edilir. 

………………………………………………….

Ve nihayet belirlenen tarihte, oyunun sergileneceği akşamın kuşluk vakti tiyatro ekibi ilçededir. Bir otele yerleşirler. O esnada sokaktan geçen bir pikaba monte edilmiş hoparlörlerden, hareketli bir arap müziği ezgileri eşliğinde bangır bangır bağıran bir duyuruya tanık olur ve ürperirler: “-Ey ahali kaymakamlıktan duyurulmuştur. Bu gün akşam, Alaca Lisesi Spor Salonu’nda lise yararına dansöz oynatılacaktır. Biletler …………. Kırtasiyede ve Lise Müdürlüğü’nde satışa sunulmuştur, ……….. TL’dir. 12 yaşından küçükler giremez. Duyduk duymadık demeyin. Tüm halkımız davetlidir. …….”

“Acaba kaymakam kendilerini dansözle mi karıştırmıştır? Yoksa kendilerinden habersiz, salon daha iyi para verecek bir dansöz ekibine mi tahsis edilmiştir? “

Soluğu kaymakamlıkta alırlar. Kaymakam onları olanca sevecenliğiyle karşılar. Hoş beşten sonra,  olayın iç yüzünü anlatılır, anlaşılır.

Akşam, lise spor salonu hınca hınç doludur. O kadar teveccüh vardır ki izdiham olmaması için jandarma görevlendirilir girişlere. Bazı seyirciler dışarıda kalmıştır. Gösteri başlamadan kaymakam söz alır ve ilçe jandarma komutanına dönerek (o tarihte ilçede polis teşkilatı yoktur): “Kapıları tutun, güvenlik gerekçesiyle gösteri tamamlanıncaya kadar kimsenin salon dışına çıkmasına izin verilmeyecek!” der.

Oyun başlar.  …

Sonuçta, hani bir tarihte Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Bayburt’ta bir konser verir de ertesi gün Bayburtlunun biri; “-Bayburt Bayburt olalı böyle işkence görmedi,” der ya. İşte öyle. 

……………………………………

Asıl mevzuumuza dönersek. Karaisalı Haber Sitesi’ni günde yaklaşık 400, haftada 2.800 kişi ziyaret ediyor. Emek verip bir konuda fikir beyan eden sitenin değerli yazarlarını ise günde 20-40, haftada en fazla 100 kişi okuyor.

Meselenin özü: “Biz millet olarak biraz okuma özürlüyüzdür.” Gazetelerin bile “okumak” için değil, “bakmak” için satın alındığı bu ülkede, Karaisalı Haber Sitesi’ndeki yazarların fazla okunmamasına şaşırmamak gerekir.

Bu yazının başlığı, yukarıdaki Sheridan Simove’un araştırma sonuçlarının Karaisalı Haber Sitesi bakımından test edilmesi amacıyla seçilmiştir. Bakalım sonuç nasıl olacak?

Sevgi ve muhabbetle, hoşça kalkınız.