Kadim dostum Mesut Eray ayrılmış dünyamızdan/ Ona ölümü konduramadım/Ağlıyor gözlerim, yüreğim durmadan/ Daha çok işimiz vardı Mesut Eray/ Gidipte ne yapacaksın orada?/ Bekleyeceğiz seni sanatlarda/ Müziklerde, resimlerde, şiirlerde/

Kim çekecek Adana’nın fotoğraflarını/ Valinin, Belediye Başkanının/ Gelinin kızın gençliğin/ Torosların, Çukurova’nın/ Gidiyorsun dostum, dünyayı bırakıp burada/ Ne diyeyim? Emir Haktan gelmiş/ Git güle güle, git güle güle dostum…

Mesut Eray’la, ne zaman, nerede, nasıl tanıştım? çok anımsamıyorum; ama sanıyorum Adana’ya geldiğim günlerde oldu bu tanışma(1). O bir sanatçıydı, çok yönlü bir sanatçı. Yaz kış, gece gündüz demeden hep çalıştı. Fotoğraf çekti, müzik yaptı, şiir yazdı, gazete çıkardı… Hep öyle sessiz, savsız durdu. Çok birikimli biriydi. Adana’ın en izbe köşeleri onun belgeliğindedir. Kimi kişiler, kurumlar, kuruluşlar karşılıksız onun yapıtlarını kullandılar, anonimmiş gibi sanki… Bunlar karşısında hiç hak istemedi, üzüldü yalnızca.

Birçok düğünlerin etkinliklerin, olayların, gezilerin fotoğraflarını çekti. Benim de oğlumun, kızımın düğün fotoğraflarını çekti, albüm yaptı, şimdi ellerinde bakıyorlar. Bence herkes Mesut Eray’ın çektiği fotoğraflara bakmalı, bir anı, bir çağrışım, bir tarih, bir coğrafya saracaktır onları.

Benim 50. Sanat yılım Seyhan Belediyesi Kültür Sanat Merkezi’nde 7.5.2013 kutlandı. Eray, ‘Karacaoğlan’dır’ adlı şiirimi besteledi, orkestrasıyla gelip okudu, can verdi bize. Bu beste ve 50. sanat yılım müzik belgeliklerine girdi.

Onunla birçok etkinliklere katıldım. Fotoğraf/resim sergilerinde, şiir, müzik dinletilerinde hap yanında oldum, yazdım anlattım. 4.2.2014’te, Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda 50 Sanat yılı kutlamasına katıldım. Konuşmamda, rönasans öncülerinden Medici’ye gönderme yaparak anlatmıştım onu.

Eray’la, kapsamlı, uzun bir söyleşi yaptım Haziran 2014’te. Ailesiyle birlikte çocukluğundan başlayıp, öğrenimine, evlenmesine, çok yönlü sanatçı oluşuna, babasının Sarıkamış Savaşına katılması dek konuştuk. İlkhaber gazetesinde, Güncel Sanat Dergisi’nde yayınladık. Çok ilgi çekti, konuşuldu, yorumlar yapıldı üzerine.

Hep uğrardım dükkanına. Ayağa kalkar, gülerek sevgiyle karşılardı. Konuşurduk, kültür sanattan. Çok iyimser, sevecendi.

20.5.2016 günü Çamlıyayla’ya gelmeden birkaç gün önce uğramıştım yanına. Yine öyle canlı candan sevecendi. Hoşca kal diyerek ayrıldım.

Bilgisayarım düzlemi(Fesbuk)’nde gezinirken birden bir yazı takıldı gözüme; Dilber Demirel’in yazısıydı bu. Sayrı olduğunu öğrendim. 24’ünde Adana’ya geldim, Taşar’ın başkanı olduğu Yaşam Sanat Derneği’nin Ziraat Mühendisleri Odası’nda I. Adana Sanat Günleri’ne (24-25. 6. 2016) katıldım.

Mesut Eray’ı, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Hematoloji Bölümünde ziyaret ettim. İlgili memur, yoğun bakımda olduğunu göremeyeceğimi söyledi. Sabah

oğlu Fatih gelip gitmiş. Selamı iletiniz dedim, ayrıldım. O gün şiir dinletisinde şiir okumak için kürsüye çıktığımda duyurdum Mesut Eray’ın halini…

Dün (28.6.2016) yaşamdan ayrılmış. Ailesine, yakınlarına, senlerine baş sağlığı diliyorum. Yattığı yer güneşli olsun diyorum.

…………………………..

(1).Adana’ya 1978 sonunda gelmiştim.

29.6.2016, Adana